HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Yeni Çar Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgali bir haftasını dolduruyor. İşgal altındaki kentler, daha şimdiden Suriye’ye dönmeye başlamış durumda. Ukrayna’da “avcı” görünen Putin’in, dünyada “av” konumuna düşme ihtimali giderek artıyor.
Dünyanın en büyük emperyalist lideri olmaya soyunan Rus lider Putin, 31 Aralık 1999’da iktidara geldiği günden bu yana kurduğu genişleme planlarını, ilk kez bir saldırı savaşıyla 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgale başlayarak ortaya koydu.
Ukrayna’da belli başlı şehirleri ve başkent Kiev’i ele geçirmek isteyen Putin, bir haftanın sonunda bu hedefine ulaşamadı. Askeri uzmanların ilk başta yaptıkları analizlere bakılırsa, Kiev’in 72 saat içerisinde düşme ihtimali çok yüksekti.
Putin’in başkenti alma ve Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’yi yakalama hamlesi boşa çıkmış gibi duruyor. “Komedyen” diye pek çok kesimin alay ettiği Zelenski’nin Batılı ülkelerden gelen sığınma tekliflerini reddedip ülkesinde kalacağını açıklaması, işin kırılma noktası olmuşa benziyor.
Zelenski’nin, kurmay heyetini yanına alıp teker teker gösterdikten sonra, “Hepimiz buradayız. Devletimizi ve bağımsızlığımızı koruyoruz” demesi, Putin’in bütün hesaplarını bozmuş oldu.
Diktatör Hitler, içinde Birinci Dünya Savaşı’nın yenilgisinin acısını ve Versay Antlaşması’nın (Versailles) ezikliğini taşıyarak dünyayı ateşe atıp Alman toplumunu felakete sürüklemişti.
Rus diktatör Putin, de Ekim 1917 devriminden sonra Lenin’in Ukrayna’nın bağımsızlığını tanımasını ve seleflerinden kendisi de Ukraynalı olan Nikita Kruşçev’in Kırım’ı 1954’te Ukrayna’ya vermesini içine hiç sindirememiş.
Putin, kabul etmekte zorlandığı bir şeyin daha olduğunu duyurmuştu. 25 Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılma kararıydı.
Bugünden baktığımızda Kırım’ı Rusya’ya bağlayan Putin, ilk hedefini hayata geçirmiş görünüyor. İkinci hedefi olan Ukrayna’yı bünyesine katmak için harekete geçmiş durumda. Sıranın SSCB’yi canlandırmak için ortam kollayacağına gelmesi muhakkak…
PUTİN, UKRAYNA’YI SURİYE’YE ÇEVİRECEK
Ukrayna’yı kritik sürede ele geçiremeyen Rus lider Putin’in, şimdi bu ülkeye daha çok kuvvet göndereceğine şüphe yok. İşgal savaşlarında düşman topraklarına üç aşamalı saldırı yapılır.
-İlk aşamada sadece askeri ve kritik bölgeler hedeflenir.
-İkinci aşamada, tahrip edilmek istenen yerler vurulur ve “yanlışlıkla” isabet aldığı açıklanır.
-Üçüncü aşamadaysa, “Oradan birliklerimize ateş açılıyordu, karşılık verdik” ya da “askerlerimiz için büyük risk oluşturuyordu” diyerek hedef alınır.
Rus liderin özellikle Kiev’i ele geçirememiş ve Cumhurbaşkanı Zelenski’yi yakalayamamış olması bu kente yönelik daha ağır saldırılar yapılacağını gösteriyor. Savaşın ilk haftasında yerleşim yerlerinden gelen görüntüler, Ukrayna’nın Suriye’ye çevrileceğine ilişkin iddiaları güçlendiriyor.
Daha şimdiden 660 bin kişi komşu ülkelere göç etmiş durumda. İç kesimlerden özellikle ülkenin batı sınırlarına doğru yüzbinlerce insanın ulaşmaya çalıştığı belirtiliyor.
This is what Putin’s war criminals are targeting. Residential buildings with families. Сволочи #нетвойне pic.twitter.com/r3G343YnK7
— Olga Lautman 🇺🇦 (@OlgaNYC1211) March 2, 2022
Bütün bu yıkımlardan sonra Putin başarabilirse Ukrayna’da kendine bağlı kukla bir yönetim getirecek ve buna Kırım’ın Rusya’ya ilhakını onaylatacak.
Putin, ülkeye Belarus ve Çeçenistan’dan birlikler getirerek Ukrayna’yı uluslararası savaşçıların arenasına dönüştürme yolunda adımı atmış oldu. İşgalin uzaması halinde, dünyanın başka yerlerinden savaşçıların bu bölgeye akmaya başlamasıyla Ukrayna, vesayet savaşlarının yapıldığı bir ortama dönüşme ihtimali bulunuyor.
AVCI PUTİN’İN AVA DÖNÜŞME İHTİMALİ
Putin, işgale kalkıştığı Ukrayna’da avcı konumundaydı. İşgali tamamlayıp, Kiev’de kukla bir hükumet kurabilmesi halinde, vurduğu avı atının terkisine koyup evine dönen avcı gibi kendini mağrur ve muzaffer görecekti.
Ancak, ava giden Putin’in av olup avlanma ihtimalini akıldan uzak tutulmaması gerekiyor. Bunun hem dış hem de içten kaynaklanan sebepleri var.
-Rus ekonomisi tahmin edilenden daha kötü durumda. Ruble’nin ilk gün yüzde 30 değer kaybı ve bunun devam etmesi… Rusya Merkez Bankasının gösterge faizini bir hamlede yüzde 9.5’ten yüzde 20’ye yükseltmesi… Ülkede nakit ihtiyacının 25 kat artması…
-İç kamuoyu, Putin’in beklediğinden daha yüksek sesle savaşa karşı çıktı.
-BM Güvenlik Konseyi’nde, Çin’in Rusya kararını “çekimser” kalarak doğrudan reddetmemiş olması, Putin için bir tür yıkımın başlangıcı oldu.
DÜNYA TOPYEKÜN TAVIR TAKINDI
Başını ABD ve AB’nin çektiği Batılı ülkeler, Rusya’ya uygulanan yaptırımların öncüsü oldu. Ancak bu kısa zamanda bütün dünyadan gelen yaptırımlara dönüşmeye başladı. Bu yaptırımların en önemlisi, Rusya’nın uluslararası para transferini sağlayan Swift sisteminden atılmasıydı.
Para ve mal varlıklarının dondurulmasının ilk etapta Rusya’ya faturasının 400 milyar doları aşacağı konuşuluyor. İki dünya savaşında bile tarafsız kalmasıyla bilinen İsviçre bile Rusya’ya yaptırım uygulamaya karır verdi. Bu adım, dünya siyasetinde yakın zamana kadar yaşanan en önemli gelişmelerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Uygulanan ve uygulanacağı açıklanan yaptırımlarla Rusya’nın ekonomik olarak felce uğrayacağı aşikar. Putin’in Ukrayna’yı işgaliyle hesapladığı yararlardan çok daha fazlasını kaybedeceğiyse kaçınılmaz hale geldi.
Şu an Rusya’ya tarihin kaydettiği en büyük duvar örülüyor. Öyle ki Rusya, Kuzey Kore ve İran gibi birer kapalı rejime dönüşmek durumunda kalacak.
Rusya etrafına örülen duvar sadece ekonomik ambargodan ibaret değil. Kültürden spora, bilimden siyasete kadar uzanan bir abluka söz konusu.
Ukrayna’ya başlattığı işgal girişimiyle dünya artık, hiçbir konuda “Putin bunu da yapmaz” diyememe noktasına geldi. Bu algı dünyanın Rusya’ya karşı çok hızlı hareket etmesinde önemli rol oynadı.
PUTİN GÜÇLENMEDİ, AKSİNE ÇOK GÜÇ KAYBETTİ
Dünya kamuoyunun artık cevabını bulduğu bir soru var. Putin, Ukrayna işgaliyle güçlenmedi, tam tersine çok güç kaybetti. Çok yakın gelecekte, ülkenin başından uzaklaştırılma girişimlerinin ortaya çıkması bekleniyor.
Putin için Ukrayna’ya saldırmak, Irak lideri Saddam Hüseyin’in 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgali gibi bir sonuç ortaya çıkardı.
Hatırlanacağı gibi, bölgesinde haddini aştığına inanılan Saddam, Kuveyt’e girmesi yolunda iştahı kabartılmıştı. Sonrasında Saddam’ın ve ülkesinin başına neler geldiğini hep birlikte gördük.
On yıllardan bu yana ABD Silahlı Kuvvetlerine raporlar hazırlayıp sunan RAND Corporation’ın 2019 raporunda önemli ipuçları var. O tarihli raporda anlatılanlar, bugün bakıldığında daha bir önem kazanmış durumda.
Raporda, mevcut Rusya yönetiminin “beka kaygılarının” depreştirilmesi ve hem askeri hem de ekonomik olarak genişlemesinin sağlanması, bu sayede uluslararası prestijinin erozyona uğratılması öneriliyor.
Ukrayna konusunda, ABD’de Başkan Joe Biden, İngiltere’de ise Boris Johnson’ın son dönemde Rusya’ya karşı kaplan kesilip çıkışlar yapmasını hatırlayın. Bu sert çıkışlar, bir anlamda Putin’i işgale heveslendirmeye yönelik girişimler gibiydi. Bu hamleleri, RAND Corporation önerilerini hayata geçirme olarak değerlendirmek yanlış olmaz gibi duruyor.
Gelinen son noktada dünyada yıldızı sönen Rus lider Putin’in ülkesinde yıldızı kaymaya başlayacak.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***