Netflix’te seyredilme rekorları kıran “La casa de papel” isimli dizinin pabucunu dama atacak gerçek bir hikâye… “Profesör” liderliğindeki ekibin İspanya Kraliyet Darphanesi ile İspanya Merkez Bankası’nı nasıl soyduğunu soluksuz seyredenler için “La casa de Türk Telekom” dizisi de pekâlâ heyecan verici olabilir.
Hazal Kaya’nın “Pera Palas’ta Gece Yarısı” dizisinde çileden çıkaran oyunculuğu yüzünden Netflix’te gözden düşen yapımcılar ellerini çabuk tutarsa Telekom skandalını yeni bir fırsata dönüştürebilir.
Senaryo hazır ve en az “La casa de papel” kadar ustaca kaleme alınmış. Üstelik dizide geçen olaylar ve kahramanlar gerçek… Netflix’in arayıp da bulamadığı bir hikâye olur.
LÜBNANLI BİR ŞİRKET TÜRK TELEKOM’U SATIN ALIR
Hikâye 17 yıl önce başlar…
Hazine’nin mülkiyetindeki Türk Telekom’un (PTT’nin T’si) yüzde 55’lik payı 6,5 milyar dolar bedelle 14 Kasım 2005’te Saudi Oger Telecom’a devredilmişti. Suudi prenslerle Lübnanlı Hariri ailesi OGER’i ortaklaşa kurmuştu.
3 Kasım 2002’te iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) lideri ve dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Telekom’un OGER’e satılmasını, “Yabancı sermayenin Türkiye’ye güven duyduğunun nişanesi.” diyerek alkışlamıştı.
OGER Grubu’nun yönetim kurulu başkanı Saad Hariri’nin Türkiye’ye hangi maksatla giriş yaptığı yıllar geçtikçe daha berrak hâle geldi. Para getirmeye değil, götürmeye gelmişti.
Mütemadiyen temettü (kâr payı) dağıtan Türk Telekom’un yeni patronu Hariri, 29 bankadan aldığı 4,75 milyar dolarlık krediyi ise ödememişti ve takım elbiseli dolandırıcılığın hakkını veren bir performans sergilemişti.
Skandal ortaya çıktığında banka patronları soluğu Ankara’da alsa da iş işten geçmişti. Hariri dönmemek üzere Türkiye’yi terk etmişti. Bankalar parasını tahsil etmezse batık skandalı bütün bankaları içine alan bir yangına dönüşebilirdi.
AKBANK, GARANTİ BANKASI VE İŞ BANKASI DOLANDIRILDI
Hazine “para yok” deyince 29 banka Telekom’un yüzde 55’lik payını kaptırmamak için Levent Yapılandırma Yönetim A.Ş. (LYY) unvanlı bir şirket kurmuştu.
LYY ortaklığına Akbank yüzde 35,5, Garanti Bankası yüzde 22 ve İş Bankası yüzde 11 oranlarında iştirak etmişti. Zira üç banka en yüksek meblağlı krediyi OGER’e kaptırmıştı.
OGER’e Akbank 1,7 milyar dolar, Garanti Bankası 1 milyar dolar ve İş Bankası 500 milyon dolar kredi tahsis etmişti.
Üç büyük banka dahil 29 banka alacaklarını geç de olsa tahsil edebilmek için yine ortaya sermaye koymak mecburiyetinde kalmıştı.
Hikâyenin sonunda “dünyayı kurtaran adam” rolü ile Türkiye Varlık Fonu (TVF) kadroya dâhil oldu. 1,65 milyar dolar mukabilinde TT’nin yüzde 55’lik payı TVF’ye devredilecekti.
4 YIL SONRA BEDELSİZ ALINACAKTI, ÜSTÜNE PARA ÖDENDİ
Türk Telekom’un piyasa değerinin 3 milyar dolar kabul edildiği mukavele Hazine’nin ikinci defa soyulduğunun tescili olacaktı. Türk Telekom zaten 4 yıl sonra devlete iade edilecekti. Özelleştirme 21 yıllığınaydı. Üstüne para vermek yetmezmiş gibi TT’nin 44 milyar liralık borç da devlet tarafından üstlenilecek.
Yönetmen, “4 yıl sonra bedelsiz devralınacak Türk Telekom’a bugün niye 1,65 milyar dolar ödüyoruz? Kim, kimi kurtarıyor?” sorusunun cevabını seyirciye bırakacak.
En kritik bölüm de cevapsız kalacak: 29 banka 1,65 milyar doları kredideki payına göre taksim edecek. Pekâlâ yıllar evvelki kurdan 4 milyar 750 milyon dolar olarak tahsis ettikleri kredinin kalan kısmı nasıl kapatılacak?
3,1 milyar doların üzerine bir bardak soğuk su mu içecekler? Bol sorulu bir final sahnesi 2’nci sezon öncesinde heyecan verici olabilir.
“Temettü” ismi altında Telekom’un kasasından en az 12 milyar TL yurt dışına çıkarılırken Merkez Bankası, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Hazine ve BDDK neredeydi?
Giden paralar gelmediği gibi fatura ödemeye devam ediliyor.
Serbest Görüş:
dÇok gizli hazırlık devam ededursun, dolar ters köşeye yatırabilir
dMerkez Bankası’nda çok gizli hazırlık
dArka kapıdan satış da çare olmadı, dolar 15 TL’ye koşuyor
Yönetim ve hisseler OGER grubuna geçtiği günden itibaren TT çok yüksek oranlarda kâr payı dağıtmıştı.
Telekomünikasyon teknolojisindeki baş döndüren gelişmelere ancak altyapı yatırımları ile ayak uydurabileceğini bildiği hâlde OGER kârını yatırımlarının finansmanında kullanmak yerine “ortaklarına/kendine” taksim etmişti.
Esasında temettü politikası bile OGER’in “niyetinin” ne olduğuna dair kuvvetli bir şüphe olarak mütalaa edilebilirdi. Amma velâkin senarist bu kısımda seyircinin dikkati dağıtacak yan hikayecikler serpiştirmişti.
KASA BOMBOŞ VE BORÇ 4,75 MİLYAR DOLAR
Dizinin sonunda hem kasa tam takır kuru bakır vaziyette kalıyordu. 4,75 milyar dolarlık borç senedi de OGER’in bıraktığı son not oluyordu.
İkinci sezon için senaryoya katkı sağlamak adına birkaç kritik bilgi…
2017 yılında özel bir kanunla faaliyete başlayan TVF’nin yönetim kurulu başkanlığı koltuğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan oturuyor.
Türkiye’ye yabancı sermaye getireceği vaat edilerek tesis edilen fon, “paralel Hazine”ye dönüştü.
LA CASA DE TELEKOM’UN PROFESÖRÜ KİM?
Türk Hava Yolları’ndan kamu bankalarına kadar Türkiye’nin elinde avucunda kalan son mücevherleri Hazine’den devralan TVF bırakın sermaye getirmeyi, geçen sene yabancı bankalardan 1 milyar euro borç aldı.
Kamu İhale Kanunu gibi kritik kanunlardan ve Sayıştay denetiminden muaf tutulan TVF’nin bilançosu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) bile saklanıyor. Yokluk fonuna dönüşen TVF’nin 29 bankaya ödeyeceği 1,65 milyar dolar da yüksek faizle borç alınarak temin edilecek.
La casa de papel’in Türkiye versiyonunda ne mühendislik hesapları ne polisle silahlı çatışma ihtimali var. Kasa tereyağından kıl çeker gibi boşaltılıyor.
Devletin kasasının tereyağından kıl çeker gibi tekrar tekrar boşaltıldığı “La casa de Türk Telekom” skandalında “profesör” kim mi? Berlin’i bulan profesörün kim olduğunu da kolaylıkla bulabilir.
Henüz filme çekilmemiş gerçek hikâyedeki profesörün İspanyolların “Sergio Marquina” isimli profesöründen daha kurnaz olduğu kesin.
——————————————–
İletişim için:
[email protected]
Twitter: @turhanbozkurTV
YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt
Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/
Kaynak: Kronos
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***