ABD Başkanı Joe Biden’ın Rusya’dan doğal gaz ve petrol ithalatını yasakladıklarını açıkladı. Biden, Rusya’dan enerji ithalatını yasaklama kararının Avrupalı müttefiklerle yaptığı istişareler sonrasında alındığını da sözlerine ekledi.
“Avrupa’daki birçok müttefikimizin ve ortağımızın bize katılmasının mümkün olmadığını biliyoruz” diyen Biden, “Başkaları için mümkün olmasa da biz bu adımı atabiliriz. Ancak Avrupa ve ortaklarımızla, Rus enerjisine olan bağımlılığı azaltacak uzun vadeli bir strateji geliştirmek için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Başta Almanya olmak üzere Rusya’ya enerji alanında büyük ölçüde bağımlı olan ülkeler şu aşamada ambargoya yanaşmayacaklarının işaretini veriyor.
Peki Avrupa ülkelerinin genelinde ambargoya yaklaşım nasıl, ABD’nin ambargosu etkili olur mu, gelişmeler hızla artan petrol fiyatlarına nasıl etki eder?
Avrupa ambargoya katılır mı?
ABD ve Avrupa ülkelerinin birlikte geniş çaplı bir petrol ambargosu uygulamaya koyma ihtimali şu an için zor görünüyor.
Avrupa’nın en büyük ekonomisi ve Rusya’nın enerji alanındaki en büyük müşterisi konumundaki Almanya bu konuda tavrını dün net bir şekilde belli etti. Başbakan Olaf Scholz Rusya’ya yönelik ambargo gibi bir planın şu an için gündemlerinde bulunmadığını açıkladı.
Bu açıklamanın ardından ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman, ABD’nin bir grup müttefikle birlikte yalnız başına hareket edebileceği sinyali vermişti. Nitekim ABD bu adımı atmakta gecikmedi.
ABD ambargosu Rusya’nın canını acıtır mı?
ABD’nin tek başına Rus petrolüne ambargo koymasının Moskova’ya etkisinin asgari düzeyde olacağı değerlendiriliyor. ABD, günde yaklaşık 100 bin varille Rus ham petrol ihracatında sadece yüzde 5’lik bir paya sahip. ABD’nin Rus petrol ve petrol ürünleri ihracatındaki payı ise geçen yıl yüzde 8 dolayındaydı. ABD Rusya’dan doğal gaz ise hiç almıyor.
Ambargo durumunda ABD’nin Rus petrolü açığını Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden karşılaması mümkün. Aynı şekilde Rusya da ABD’ye sattığı petrolü Çin ya da Hindistan gibi alternatif alıcılara yönlendirebilir.
Norveç merkezli enerji araştırmaları ve danışmanlık şirketi Rystad Energy’den Claudio Galimberti, Rusya’nın küresel pazardan dışlanması durumunda İran ve Venezuela gibi “haydut devletler”in petrol kaynağı olarak yeniden piyasaya davet edilebileceğini, bu tür ek kaynakların fiyat istikrarına katkıda bulunabileceğini belirtiyor.
Nitekim ABD’li üst düzey yetkililerden oluşan bir heyetin hafta sonunda Venezuela’da Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile “enerji arzı güvenliği” dahil olmak üzere bir dizi konuyu görüştükleri açıklandı. Washington’ın Rus petrolüne alternatif kaynak arayışı çerçevesinde Venezuela’ya 2019’dan bu yana uyguladığı ambargoyu yeniden gözden geçirdiği belirtiliyor.
Ambargo fiyatları daha da yükseltir mi?
Bir ay önce yaklaşık 90 dolar olan petrol varil fiyatı 120 dolar seviyelerine yükselmiş durumda. Alıcılar, yaptırımların yürürlüğe girmesi ve ellerindeki petrole müşteri bulamama korkusuyla Rus petrolünden uzak duruyor. Shell şirketi bugün yaptığı açıklamada Rus petrol ve doğal gazı alımını durduracağını ve ülkedeki benzin ve uçak yakıt istasyonlarını kapatacağını duyurdu.
Tüm dünyada olduğu gibi ABD’de de benzin fiyatları baş döndürücü hızla yükseliyor. Ortalama fiyatlar 2008’den beri ilk kez galon başına 4 doları buldu.
Enerji uzmanları, Batı’nın Rus petrolüne ambargo uygulaması ya da alıcıların Rus petrolünden uzak durmayı sürdürmesi durumunda ham petrol varil fiyatının 160, hatta 200 dolar seviyelerine ulaşabileceği uyarısında bulunuyor. Bu da ABD’de galon fiyatının 5 doları geçmesi anlamına geliyor. Böyle bir senaryonun ABD’deki ara seçimler öncesinde Biden yönetiminin işini zorlaştıracağına kesin gözüyle bakılıyor.
Avrupa’nın doğal gaz bağımlılığı azaltılabilecek mi?
ABD’den farklı olarak Rus petrolü ve doğal gazına çok daha bağımlı durumdaki Avrupa ise ambargodan çok daha sert etkilenecek. Avrupa’da ev ısıtma, elektrik ve sanayi kullanımında ihtiyaç duyulan doğal gazın yüzde 40’ı Rusya’dan ithal ediliyor. Petrolde ise bağımlılık yüzde 25 civarında. Avrupalı yetkililer rüzgar, güneş enerjisi, yeşil hidrojen gibi yenilenebilir enerjilere giderek daha fazla ağırlık verse de yeni enerjilerin doğal gaz ve petrolün yerini alabilmesi zaman alacak bir süreç.
Rusya da bu bağımlılığın farkında. Başbakan Yardımcısı Aleksander Novak, Rusya’nın Kuzey Akım 1 boru hattıyla Avrupa’ya yapılan doğal gaz sevkiyatını durdurmak için “her türlü hakka sahip olduğunu” olduğunu belirtti. Almanya, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının ardından, inşası tamamlanan ama faaliyete geçirilmeyen Kuzey Akım 2’nin lisans sürecini durdurmuş ve bu adım Rusya’da rahatsızlık yaratmıştı.
Uzmanlar doğal gazın telafisinin petrole göre çok daha zor olduğuna dikkat çekiyor. Rusya’ya petrol ambargosu durumunda diğer ülkelerin üretimi artırıp petrolü Avrupa’ya sevketme imkanı mevcut. Ancak Rus doğal gazının yerini kısa vadede doldurabilmek çok daha zor. Rusya’nın Avrupa’ya gönderdiği doğal gazın büyük bölümü boru hatları üzerinden taşınıyor. Bu doğal gazın yerini doldurabilmek için Avrupa’nın büyük miktarlarda sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal etmesi gerekiyor. Ancak Avrupa’da mevcut LNG terminallerinin ve gazı limandan iç bölümlere taşıyacak hatların sayısı yeterli değil. Ocak ayında Amerikan LNG ihracatının üçte biri Avrupa’ya yapıldı. ABD’li petrol ve doğal gaz üreticilerinin üretimi artırıp ihracat kapasitelerini yükseltebilmeleri içinse milyarlarca dolarlık yatırım ve yıllar alacak bir süreç gerekiyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***