TR724 HABER MERKEZİ
Avrupa Birliği (AB) eski Ankara Büyükelçisi Marc Pierini, Ukrayna savaşının Rusya’nın Ortadoğu, Akdeniz ve Afrika’daki etkisini yeniden şekillendireceğini söyledi.
Ukraynalı sivillere ve sivil altyapıya yönelik kasıtlı şiddet göz önüne alındığında, Moskova ile sıcak ilişkilerin korunmasının kaçınılmaz olarak sorunlu hale geleceğinin altını çizen Pierini, bugünkü Ukrayna’nın haritadan silindiği bir senaryoda, Türkiye’nin Karadeniz’in kuzey kıyısına tamamen hakim olan, Sivastopol’daki deniz üssünü güçlendiren, küresel tahıl ihracatının üçte birini kontrol eden, her zamankinden daha fazla petrol ve gaz tedariki yoluyla güç uygulayan yeni bir Rusya ile karşı karşıya kalacağını ileri sürdü.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin nerede duracağı konusunda spekülasyon yapmak için henüz çok erken olduğunu aktaran Pierini, ufkun ötesine bakmak ve Rusya’nın güneyindeki bölgelerde oynayabileceği rolü analiz etmenin şimdiden önemli olduğunu vurguladı.
Carnegie Ortadoğu Merkezi’nde, ‘Moskova’nın Güneyli Aksanı’ başlığıyla yayınlanan yazısında Pierini, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve akabinde gelen büyük can ve mal kaybının Batılı ülkelerden gelen benzeri görülmemiş bir tepkiyle karşılandığını belirtti.
Yaptırımlar arasında Ukrayna’ya mali, askeri ve insani yardımlar; enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için Rusya’dan uzaklaşma; Rus bankalarının uluslararası finansal sistemden dışlanması; Rusya’ya ve Rusya’dan yapılan hava ve deniz taşımacılığının çoğunun kesintiye uğraması; büyük şirketlerin Rusya’daki veya Rusya ile olan faaliyetlerini durdurma kararı; NATO ve Avrupa Birliği mekanizma ve politikalarının güçlendirilmesinin bulunduğunun altını çizen Pierini, ancak bunların hiçbirinin Ukrayna’ya bağlı temel sorunların hızlı bir şekilde çözülmesine yardımcı olmayacağını ifade etti
Doğu-Batı anlaşmalarının bir parçası olmaksızın, Batı ülkeleri ve NATO ile kalıcı bir düşmanlık ilişkisi içinde olan otokratik güç yapısı ile Rusya’nın mevcut duruşunun uzun vadede devam edeceği bir senaryonun sonuçlarının çok önemli olacağını aktaran Pierini, sadece Batı dünyasının politikalarının çoğunu yeniden düşünmek zorunda kalmayacağını, aynı zamanda Rusya’nın güneyindeki ülkelerin de, Ukrayna işgalinden kaynaklanan değişiklikleri ve yeniden düzenlemeleri hesaba katmak zorunda kalacağını aktardı. AB eski Ankara Büyükelçisi olabilecek değişikliklerin yol açabileceği 5 sonucu sıraladı:
Birincisi: Rusya’nın siyasi “markası” veya “modeli”, Akdeniz’in Ortadoğu ülkelerindeki bir dizi liderinin –özellikle Suriye- yanı sıra Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali’nin dahil olduğu Sahra Altı Afrika ülkeleri için –bir dereceye kadar da Türkiye için muhtemelen çekici olmaya devam edecektir. Çin, Basra Körfezi’nin önde gelen ülkeleri ve Hindistan gibi daha büyük oyuncuların, aktif olarak desteklemeseler bile, Rusya’nın tutumlarını benimseme konusundaki jeopolitik çıkarlarından bahsetmiyorum bile.
İkinci sonuç: Rusya’nın basiretsiz Ukrayna işgalinin Avrupa Birliği’nin birlikteliğini güçlendirmesini önemli ölçüde tetiklemesidir. Sadece iki hafta içinde AB, Rusya’dan uzaklaşarak bir enerji çeşitlendirme politikasında ve yabancılara silah satışında ilerlemeyi başardı. Daha da önemlisi, Moskova’ya yakın hükümetler de dahil AB’ye üye ülkeler, Rus işgaline karşı ortak tepki verdiler. Örneğin, birkaç gün içinde Almanya askeri finansman konusunda on yıllardır süren bir iç tartışmayı sonuçlandırdı. Buna ek olarak, Rusya’nın Avrupa siyasi partileri üzerindeki etkisi büyük ölçüde azaldı.
Bu gelişmeler, Akdeniz’in çevresindeki, Batı Balkanlar’daki ve Sahra Altı Afrika’daki ülkelerle ilişkileri yeniden şekillendirecek.
Üçüncüsü: Rusya ve Batı’nın Birleşmiş Milletler’de daha şiddetli bir şekilde tartışması ve Batı yörüngesinin dışındaki ülkeleri taraf seçmeye zorlaması bekleniyor. Zaten NATO-Rusya diyaloğu durduruldu ve Moskova Avrupa Konseyi toplantılarından çekildi.
Dördüncüsü: Orta Doğu, Akdeniz ve Afrika’daki ülkeler önemli sonuçlarla karşı karşıya kalacak. Tahıl ithalatının maliyeti artacak. Birleşmiş Milletler’de, örneğin Suriye veya Libya üzerine üçüncü ülkelerden destek için daha sert bir müzakerelere sahne olacaktır.
Beşincisi: Türkiye, diplomatik ilişkilerini onarmak için kapsamlı bir kampanya başlattığı ve bu amaçla Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ermenistan, İsrail ve Yunanistan ile üst düzey görüşmeler yürüttüğü bir dönemde kendi sorunlarıyla daha fazla yüzleşecektir. Kısa vadede, Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile ilişkilerinde mümkün olduğu kadar dengeyi korumaya ve potansiyel “arabuluculuk” rolünü (şimdiye kadar sadece kolaylaştırıcı bir rol) teşvik etmeye çalışacağından şüphe yoktur.
YENİ RUSYA
Perine’ye göre, Ukraynalı sivillere ve sivil altyapıya yönelik kasıtlı şiddet göz önüne alındığında, Moskova ile sıcak ilişkilerin korunması kaçınılmaz olarak sorunlu hale gelecek. Bugünkü Ukrayna’nın haritadan silindiği bir senaryoda, Türkiye’nin Karadeniz’in kuzey kıyısına tamamen hakim olan, Sivastopol’daki deniz üssünü güçlendiren, küresel tahıl ihracatının üçte birini kontrol eden, her zamankinden daha fazla petrol ve gaz tedariki yoluyla güç uygulayan yeni bir Rusya ile karşı karşıya kalacağız
Keskin bir dönüş olmadıkça Türkiye’nin savunma alanında, 2019’da teslim edilen S400 füze savunma sistemi, eğitim, bakım ve ikmali için tamamen Rusya’ya bağımlı kalacağına vurgu yapan Pierini, “Bu, Rusya ile NATO arasında gelecek yıllardaki kalıcı bir çatışmada temel bir sorun olacaktır. Ankara’nın ABD F-35 hayalet avcı programından çıkarılmasına bir alternatif bulması gerekeceğinden, Türkiye’nin hava kuvvetlerinin modernizasyonu da bir zorluk haline gelecek” itespitinde bulundu.
Rusya’nın önümüzdeki süreçte Montrö Anlaşması’nı değiştirme ve Suriye üzerinden Türkiye’ye baskı uygulamak isteyebileceğini yazan Pierini, sürekli olarak düşman bir Rusya senaryosu ile karşı karşıya kalan Rusya’nın güneyindeki bir dizi ülkenin, gıda güvenliği, ticaret, enerji tedariki, silah tedariki ve askeri ittifaklar gibi çok çeşitli alanlarda zor seçimlerle karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.
Pierini makalesinin sounda ise şu ifadeleri kullandı: Sonunda, Rusya ile siyasi uyum (ki bu otokrasi anlamına gelir) veya Batı ile iyi ilişkiler (ki bu demokrasi anlamına gelir) arasında seçim yapmaya zorlanabilirler.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***