Özel sektörün döviz riskinin dolaylı olarak kamuya aktarılması süreci devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervindeki dövizleri satması, Hazine’nin döviz cinsi borçlanmaya ağırlık vermesi ve son olarak kur korumalı mevduat uygulaması, kamunun döviz açığını, dolayısıyla da döviz riskini hızla artırıyor.
QNB Finansbank, bugün yayımladığı sabah notunda kamunun artan döviz riskine ve özelin artan döviz fazlasına ilişkin son veriler paylaştı.
Sözcü gazetesinin aktardığı hesaplamalara göre, 2019 başlarına kadar 50 milyar civarında seyreden kamunun net döviz riski, Şubat 2022’de 207,4 milyar dolara yükseldi. 2018 sonuna göre bu kalemde artış, 144,4 milyar dolar oldu.
2019 sonunda 70.7 milyar dolar, 2020 sonunda 163.7 milyar dolar olan kamunun döviz açığı, 2021 sonunda 182,1 milyar dolara yükselmişti.
Ekonomik aktörlerin bilançolarında yer alan döviz varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki fark, net döviz pozisyon durumunu yansıtıyor. Döviz varlıkların yükümlülüklerden fazla olması durumunda kurlardaki yükselişten olumlu yönde etkilenilirken, tersi durumda da kurlardaki düşüşten kâr elde ediliyor.
Notta, kamunun döviz açığı hesaplanırken, kur korumalı mevduat, Hazine net döviz pozisyonu, kamu bankaları net döviz pozisyonu ve TCMB’nin swap ve forward dahil pozisyonuna bakıldı.
ÖZEL SEKTÖRÜN DÖVİZ FAZLASI ARTIYOR
Kamunun döviz riski son yıllarda hızla artarken, özel sektörün ise fazla pozisyonunu artırdığı görülüyor.
TCMB’nin açıkladığı şirketlerin toplam varlık ve yükümlülüklerine göre, şirketlerin toplam döviz açık pozisyonu aralık sonu itibariyle 113,6 milyar dolar ile 2020 sonunda göre 8,4 milyar dolar geriledi.
2018 yılından beri şirketlerin açık pozisyonu düşüş eğiliminde ve 2018 sonuna göre 60,5 milyar dolar geriledi. Bu dönemde şirketlerin döviz varlıkları 42,6 milyar dolar artışla 163,3 milyar dolara yükselirken, döviz cinsi yükümlülükler 17,9 milyar dolar gerileyerek 276,9 milyar dolar oldu.
Bireylerin ise aralık sonunda 164,4 milyar dolarlık döviz mevduatı ile 7.9 milyar dolarlık döviz cinsi devlet iç borçlanma senedi (DİBS) ve eurobond olarak toplam 172,3 milyar dolarlık döviz varlığı bulunuyor.
Bireylerin döviz cinsinden borçlanma imkanları olmadığı için net döviz pozisyon fazlaları da bu seviyede. Bireylerin net döviz varlığı, 2018 sonuna göre 55.8 milyar dolar arttı.
Aralık ayında başlayan ve şŞubat sonunda 520.1 milyar TL (39.0 milyar dolar) seviyesine ulaşan kur korumalı mevduat (KKM) da özel sektörün döviz riskini azalttı.
Özel bankaların döviz pozisyonları bu rakamlara eklendiğinde, özel sektörün toplam döviz pozisyonunun aralık itibariyle 69.5 milyar dolar fazlaya işaret ettiği görülüyor.
Şirketlerin döviz pozisyonunun yatay kaldığı varsayımı ile hesaplandığında, özel sektör döviz fazlasının Şubat sonunda 98.2 milyar dolara yükseldiği gözlemleniyor. 2018 sonuna göre özel sektörün döviz pozisyonu 152,9 milyar dolar artış gösterdi.
YAP İŞLET DEVRET RİSKİ DAHİL DEĞİL
207,4 milyar dolarlık döviz açığı dışında kamunun bilançolarında görünmeyen, yap işlet devret projeleri kaynaklı döviz riski de bulunuyor.
Prof. Dr. Uğur Emek’in hesaplamalarına göre, şehir hastaneleri, otoyollar, köprüler, havalimanları ve Akkuyu Nükleer Santrali’ne verilen gelir garantilerinin toplamı, 2020 sonun itibarıyla 152,8 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***