Kahramanmaraş İdari Mahkemesi tarafından bugün paylaşılan karar metninde, “Dava konusu ÇED kararında hukuka uygunluk bulunmamıştır. Öte yandan, dava konusu işlemin bölgedeki bitkisel toprak ve tarımsal faaliyetler ile hava kalitesi üzerinde önemli zararlara sebep olabileceği dikkate alındığında, uygulanması halinde telafisi güç zararların oluşabileceği de açıktır.” ifadelerine yer verildi.
Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu tarafından yapılan açıklamaya göre, Platform’un Afşin-Elbistan’dan 25 gönüllü ile birlikte açtığı davanın bilirkişi incelemesi yapıldı. Heyet Afşin-Elbistan Ovası’na “böyle bir termik santral yapılmasından kamu yararı olmadığına” karar verdi.
Heyetin sunduğu görüşler doğrultusunda karar alan Kahramanmaraş İdari Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Ne olmuştu?
Kahramanmaraş’ta yer alan Afşin-Elbistan Havzası, 2003 yılında 3,4 milyar ton olarak ölçülen linyit rezerviyle Türkiye’nin en büyük linyit rezervine ev sahipliği yapıyordu. Bölgede bu kömür rezervlerin kullanmak üzere iki adet termik santrali kurulmuştu. Bunlardan birincisi 1984 yılında üretime başlayan Afşin-Elbistan A Termik Santrali, ikincisi ise 2004 yılında üretime başlayan Afşin-Elbistan B Termik Santraliydi.
Afşin’de enerji üretim kapasitesini her biri 600 MW gücünde üç üniteyle toplam 1.800 MW artırması planlanan Afşin C Termik Santrali ile ilgili 2019’da Cumhurbaşkanı imzasıyla acele kamulaştırma kararı verilmişti.
Türkiye Varlık Fonu (TVF) tarafından hayata geçirilen Maden Holding bünyesinde yürütülen proje ile ilgili TVF Genel Müdürü Zafer Sönmez, Bloomberg’e verdiği röportajda C Santrali yatırımı için yedi Çinli firma ile görüşmelerin sürdüğünü belirtmişti. Sönmez, proje finansmanının Çinli firmalar tarafından sağlanacağını ve Varlık Fonu’nun büyük ortak olarak projede yer alacağını söylemişti.
https://twitter.com/Greenpeace_Med/status/1356150429005045762?s=20&t=sohp2j0lynQsVSEUw2oECA
Ancak 35 yıllık ömür biçilen proje, yaklaşık 40 yıldır termik santralle yaşayan bölge halkı ve çevre odaklı hak mücadelesi yürüten TEMA, Greenpeace, Temiz Hava Hakkı (THH) gibi örgütlerin tepkisiyle karşılaştı.
Haziran 2021’de C Santralinin ÇED olumlu sonuçlanmasına yönelik bölge halkı tarafından kararın durdurulması için açılan dava sonucunda mahkeme heyeti ve bilirkişi heyeti Afşin’e gelerek bölgede keşif yaptı.
Kasım ayında bilirkişi heyeti, Afşin C Termik Santrali için verilen “ÇED olumlu” raporunun olumsuz olduğu yönünde görüş bildirdi.
17 bin erken ölüm
Doğa koruma ve sağlık alanında çalışan 16 kurumun bir araya gelmesiyle kurulan THH tarafından yıllık yayımlanan ve Türkiye genelinde hava kirliliğini analiz eden “Kara Rapor”un 2018 sonuçlarına göre, Elbistan ilçesi Türkiye’de en yüksek hava kirliliği değerinin ölçüldüğü noktaydı.
Rapor’un 2020 ve 2021 sonuçlarında Elbistan’dan yeterli veri alınamadığı için bölgeyle ilgili bir sonuç paylaşılmamıştı.
THH, Afşin-Elbistan’a yapılması planlanan bir başka santralin ekonomik ömrü boyunca 12 bin 400 erken ölüme sebep olacağı öngörüsünü paylaşmıştı.
Greenpeace’in 2019’da yayımladığı “Afşin’de Kömürlü Termik Santrallerin Bedeli” adlı raporda, Elbistan’daki santrallerin “kum tanesinden bile küçük parçacık madde (PM2,5) ve azot dioksit (NO2) kirliliği nedeniyle bugüne kadar 17 bin erken ölüme neden olduğu” belirtiliyordu.
Raporda, “İncelenen kömürlü termik santraller kaynaklı emisyonlar, bölgede havadaki toksik parçacık ve Kükürt Dioksit (SO2) seviyelerini önemli ölçüde yükseltirken, yetişkinlerde inme, akciğer kanseri, kalp ve solunum yolu hastalıkları, çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları riskini arttırır.
“Kömürlü termik santrallerin sebep olduğu emisyonlar, bölgesel hava kalitesi üzerinde önemli etkiye sahiptir: Yalnızca halihazırda faaliyet gösteren Afşin B elektrik santrali kaynaklı emisyonlar, yaklaşık 300 bin kişiyi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kılavuzunun uygun gördüğü 24 saatlik ortalama SO2 konsantrasyon değerinin üstündeki değerlere maruz bırakırken, 27 bin kişiyi, uygun görülen saatlik ortalama SO2 konsantrasyon değerinin üstündeki değerlere maruz bırakıyor.” ifadeleri yer alıyordu.
Planlanan projelerin eklenmesiyle bu rakamların SO2 için 500 bin kişiye, NO2 için 160 bin kişiye ulaşacağı öngörülüyordu.
Bundan sonra ne olacak?
BBC Türkçe‘ye konuşan Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu Temsilcisi İbrahim Yalçın, C Santrali ile ilgili kararın, “bütün dünya kömürden uzaklaşırken” şaşırtıcı olmadığını söylüyor. Bundan sonra proje için verilen yürütmeyi durdurma kararıyla ilgili Danıştay’a itiraz başvurusu yapılması bekleniyor.
C Santrali Afşin-Elbistan’daki santralin genişletilmesi için planlanan tek proje değil. Buraya Afşin D, Afşin E, Afşin G, Diler Holding tarafından Diler Elbistan ve Anadolu Enerji tarafından Anadolu Elbistan olmak üzere altı yeni termik santral daha eklenmesi için projeler üretildi.
Yalçın’ın verdiği bilgiye göre, bunlardan Afşin D, Afşin E, Afşin G projesi doğrudan bakanlık tarafından iptal edildi. Anadolu Elbistan projesinin ÇED başvurusu ise Bakanlık tarafından reddedildi.
Diler Elbistan projesi için de yürütmeyi durdurma kararı verildi. Projenin Danıştay’a giden itiraz davası 5 Nisan’da Kahramanmaraş’ta görülecek.
Bunlarla birlikte yaklaşık 40 yıldır aktif olan ve “ömrünü tamamladığı düşünülen” Afşin A santraline iki ek ünite yapılması için halkın katılımı toplantısı önümüzdeki haftalarda yapılacak.
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği’nin geçtiğimiz yıl yayımladığı ve özelleştirilmiş termik santrallerin çevre mevzuatına uyum süreçlerini inceleyen rapora göre, Afşin Elbistan santralinin 1 Ocak 2020’de çevre mevzuatına uygun olmadığı gerekçesiyle faaliyeti durdurulan santraller arasındaydı.
Bu tesisler, “somut çevresel yatırımların yapılmasını zorunlu kılmayan ve sınırlı bir süre için verilen Geçici Faaliyet Belgesi (GFB) ile” çalışmalarına devam ettiler.
Ember Climate adlı düşünce kuruluşu Eylül 2021’de dünya genelinde artan kömür fiyatları nedeniyle, Türkiye’de yeni bir rüzgâr veya güneş enerjisi santrali kurarak elektrik üretmenin, en verimli ithal kömür santrali ile elektrik üretmekten daha ekonomik hale geldiğini açıkladı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***