Jerusalem Post yazarı Lahav Harkov, İsrail Cumhurbaşkanı’nın Ankara ziyaretini değerlendirdi. Yazar, Erdoğan’ın İsrail’e yönelik politikasını 180 derece çevirmesinin arkasında çöken ekonomisi, bölgedeki yalnızlığı ve Amerikan yönetimi ile ilişkileri düzeltme amacının attığını yazdı ve ekledi: Ancak İsrail hükümetinin asıl niyetin Kıbrıs ve Yunanistan ile ilişkilerimizi bozma amacı olduğu yolunda kuşkuları var.
Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetlisi olarak Türkiye’ye yaptığı ziyaret tam zamanında gerçekleşti.
Gelecek hafta dünyanın dört bir yanındaki Yahudiler Purim tatili için İncil’deki Ester Kitabı Megilat Ester’i okuyacak; Türkiye’de bir İsrail liderini 21 tüfek atışlık selam ile karşılayan bir şeref kıtası ile birlikte Erdoğan’ın “Hatikvah”ı hazır olda dinlemesi, Megillah’ın Ahaşuerus’un Mordechai’yi onurlandırmasına ilişkin şu cümlesini akla getirdi: “Kralın onurlandırmak istediği bu adam için yapılan budur..”
Aynı zamanda Megilah’ın bir komplo temasını da çağrıştırdı, çünkü Erdoğan’ın daveti üzerine gerçekleşen gezide bir İsrailli için tüm bu ihtişamı ve durumu görmek gerçekten tepetaklak bir andı.
Talmud, Ahasuerus’un bu aşırı saygı gösterme çabasının “Mordehay’a olan sevgisinden değil, Haman’ın nefretinden” olduğunu açıklar.
Bu açıklama bu duruma da uygundur.
Erdoğan’ın bu tavrı İsrail’e olan sevgisinden kaynaklanmıyor veya İsrail’e olan nefretinden… Tamamen araçsal. Diğer birçok ülke gibi, Türkiye de ABD ile ilişkileri geliştirmenin yolunun İsrail’le arayı düzeltmek olduğunu biliyor. Oysa Erdoğan yakın zamana kadar İsrail’le ilgili açıklamalarında zehirli bir dil kullanıyordu, İstanbul Hamas teroristlerini barındırıyor gibi. Türkiye’de sıkı bir şekilde sansürlenen medya da, anti-semitik yayınlar yapıyordu.
Türk Hükümetinin İsrail’e karşı düşmanlığı 10 yıl öncesine dayanıyor. Erdoğan dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile görüştükten hemen sonra İsrail’in “Operation Cast Lead”i başlatması Türk lideri çileden çıkardı çünkü bu operasyona onay vermiş gibi göründü.
Ardından Mavi Marmara olayının gelmesi ilişkilere dip yaptırdı. İsrail komandolarının gemiye indirme yapması sonucu dokuz eylemci hayatını kaybetti.
İlişkileri onarmak için ara sıra girişimlerde bulunuldu ancak ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasının ardından Ankara ilişkileri dondurma noktasına getirdi.
Şimdi Erdoğan fikrini bir kez daha değiştirdi çünkü Türkiye’nin içinde bulunduğu durum düşmanlarının değil, dostlarının sayısını artırmayı gerektiriyor. Ekonomisi çöküyor ve Erdoğan’ın keskin dili sadece İsrail ile olan ilişkilerini değil pek çok bölge ülkesiyle ilişkilerini de zehirliyor.
Son aylarda Erdoğan Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerini düzeltiyor. Komuşlarıyla iyi ilişki kurma niyetinin bir göstergesi olarak Ukrayna ve Rusya arasında barış zirvesi düzenliyor.
Ankara’nın bir başka amacı da Washington ile ilişkileri düzeltmek. ABD Joe Biden, Erdoğan’ı “otokrat” olarak nitelendirdi ve Türkiye’deki muhalefeti destekleyeceğini söyledi. 1990’lı yıllarda Amerikan Yahudi cemaati, Ankara’nın ABD ile ilişkilerini geliştirmede etkiliydi.
Etnik Anlayış Vakfı’nın başkanı Haham Marc Schneier, Nisan ayında Türkiye’nin ABD Büyükelçisi Murat Mercan’a yaptığı tavsiyede Washington’u kazanmanın yolunun Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzeltilmesinden geçtiğini söylemiş ve bu yolda adım atılmasını tavsiye etmişti. Schneier, o zamandan beri yakınlaşmayı destekledi ve Herzog’un ziyareti sırasında Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı sarayındaydı.
İsrail, Türk Hükümetinin Ankara’nın tarihi hasımları Kıbrıs ve Yunanistan ile ilişkilerini bozmayı hedeflediği şüphesi taşıyor. Ne de olsa İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs’ın İsrail’den Avrupa’ya EastMed Boru Hattı’nı inşa etmek için başlattığı bir ön hazırlık var. Boru hattının maliyeti henüz belirsiz. Erdoğan boru hattına şüpheyle bakıyor ve doğalgaz konusunda İsrail ile görüşmeye istekli olduğunu söylüyor.
İlişkilerde önemli bir dönüm noktası 11 Kasım’da İstanbul’daki evinin fotoğraflarını çektikleri için tutuklanan Oaknins çiftininin serbest bırakılması için Erdoğan’ın bizzat devreye girmesiyle geldi. İsrail’de Erdoğan’ın niyetleri konusunda hala çok kuşku var. Başbakan Naftali Bennett ile geçen ay ilişkileri düzeltmek için acele etmeyeceklerini söyledi. Ayrıca Erdoğan’ın çevresi onun İsrail ile ilişkilerini önemi konusundaki mesajını almış görünmüyor. Daha bu hafta üst düzey bir danışmanı Ukrayna’daki savaşın Soros’un bir komplosu olduğunu söyledi.
Ocak ayında Türkiye Diyanet İşleri, “Kudüs ve Mescid-i Aksa’daki bir sempozyum” düzenleyerek Kudüs karşıtı eylem ve söylemini sürdürdü. Başkanlık sarayında Herzog için dile getirilen sıcak ifadeler elbette iyi bir başlangıç. İki ülkenin karşılıklı elçi atama kararı alması gibi.. Ayrıca Türkiye medyasında çıkan Hamas temsilciliklerinin kapatılmasına ilişkin haberler de önemli.
Ancak Erdoğan’ın v’nahafoch hu’, yani politikasını tamamen ters düz etmesi İsrail’e olan sevgisinden değil.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***