Kendisiyle aynı akıbeti yaşayan esnafa destek olmak amacıyla hareket eden Tuncer Yıldız, bir grup arkadaşıyla kurduğu derneği kapısına kilit vurdu. Yıldız, TİEMEDER’in kuruluş ve kapanış sürecini anlattı.
Türkiye’de belki de ‘hiç olmayacak’ denilebilecek bir şey oldu.
İflas eden mağdur esnaflar için kurulan dernek iflas etti.
İktisadi nedenlerle kapatılan veya iflas eden esnafa hukuki destek sağlamak amacıyla kurulan Tüm İflas Eden Mağdur Esnaf Derneği (TİEMEDER), kapanma kararı aldı.
TİEMEDER Kurucu Genel Başkanı Tuncer Yıldız, derneğin kuruluşundan kapanışına kadar olan süreci Indepenedent Türkçe’ye anlattı.
2016’da önce bir platform kurarak yola koyulduklarını kaydeden Yıldız, “Benim gibi iflas etmiş 7 arkadaşla sosyal medyada hesaplar açtıktan sonra derneği kurma kararı aldık” dedi.
“11 bin insana dokunduk”
Derneği kurmaktaki amaçlarının kendileri gibi iflas etmiş esnaflara hukuki, psikolojik ve her türlü manevi destek sağlamak olduğunu ifade eden Yıldız, “Doğrusu benzer durumu yaşadığımız için iflas eden esnafların ne durumda olduğunu biliyorduk. Bu süre zarfında 11 bine yakın insan aradı. Gece 02,00’lerde arayanlar bile oldu. Her araya bir şekilde yardımcı olmaya çalıştık. Kiminin derdini dinledik, kimine hukuk alanında yardımcı olduk” diye konuştu.
“30-40 tane haciz dosyamız var”
Türkiye’nin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine neredeyse 91 ilinden yardımcı olmaları için telefon aldıkları bilgisini paylaşan Yıldız, “İstanbul’dan İzmir’e, Ankara’dan Van’a kadar telefonlar geliyordu. Sabah saatlerinde Ağrı’dan bir hanımefendi aradı. Yine bugün Kars’ta fırıncılık yapan biri iflas ettiğini anlattı. Bunları yaparken kimseden yardım filan almadık ve bunu tamamen gönüllülük esasına göre yaptık” ifadelerini kullandı.
“Ekonomik yetersizliklerden dolayı daha fazla dayanamadık ve kapatma kararı aldık” diyen Yıldız, şunları söyledi:
“Çünkü bizim de 30-40 tane haciz dosyamız var. Her gün bir davanın avukatı arıyor. Tabiri caizse her gün bize icra geliyor. Biz olumsuz etkilenmeye başladık bu psikolojiyle insanlara nasıl yardımcı oluruz. Daha doğrusu biz kendimize yetemez hale geldik. Dayanacak gücümüz, kuvvetimiz kalmadı.”
“Üzülerek kapatmak zorunda kaldık”
Derneğin kapanmaması ve iflas etmiş esnaflara yardımcı olmak adına siyasi ve sivil toplum kuruluşların temsilcileri dahil birçok kişi ile görüşmeler gerçekleştirdiğini vurgulayan Yıldız, devamında şunları kaydetti:
“Mağdur insanlardan gelen telefonlara bakmak ve onlara manevi destek sağlamak için sabit bir telefon hattı kuralım dedik. Hem bunun için hem de diğer destekler için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gittik. Birçok milletvekili, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ile görüşmeler yaptık. Aklınıza gelen tüm partilerin yetkilileri ile görüştük, elektronik posta adreslerine dokümanlar gönderdik. Daha fazla dayanacak gücümüz yok, lütfen yardımcı olun diye. Sonunda üzülerek ve istemeye istemeye derneği kapatmak zorunda kaldık.”
“Kapanan işyerleri resmiyetin 3 katı”
Türkiye’de yılda ortalama bin 500 işyerinin kapatıldığını ancak gerçek rakamın bunun 2-3 katı kadar olduğunu ileri süren Yıldız, “Bin 500 rakamı resmi olarak başvuruda bulunan esnafların sayısı ancak bize ulaşanların anlattığına göre rakam çok daha yüksek. Birçok esnaf kirasını ödeyemiyor, bir anlamda canın derdine düşmüş. Ben gideyim ilk önce bir resmi olarak dükkanımı kapatayım mı? diyecek. Her gün ortalama 15-20 telefon alıyorum ve bu da ayda 600 ediyor. Yani işin bir de gerçek tarafı vardır. Doğrusu kapanan iş yerlerinin 3 katı olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullanan Yıldız, sözlerini şöyle tamamladı:
“Olanaklarımız daha fazla devam etmemize el vermedi. Dediğim gibi keşke kapatmak zorunda kalmasaydık ve keşke büyüklerimiz bu konuda bize yardımcı olsalardı. Devlet büyüklerimizden ‘tüm iflas edenlerin parasını karşılayın ya da ödemelerini yapın’ demiyoruz ki. Hiç olmazsa mağdur olmuş, zor durumda kalmış insanlarımızın yanında olduğunuzu gösterin. Tüm İflas Eden Mağdur Esnaf Derneği ile bir şey başardık, eminim daha güzel işler de yapabilirdik.”
KAYNAK: INDEPENDENT TÜRKÇE – ABDULHAKİM GÜNAYDIN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***