Halkların Demokratik Partisi (HDP), Şırnak Milletvekilleri Nuran İmir, Hasan Özgüneş ve Hüseyin Kaçmaz, 14 Mart 2016-10 Nisan 2017 tarihleri arasında Şırnak’ta sokağa çıkma yasakları sırasındaki hak ihlallerinin araştırması için araştırma önergesi verdi. Önergenin gerekçesinde, Şırnak’ta 8 mahallenin yıkılarak kullanılamaz hale getirildiği ve 79 kişinin hayatını kaybettiği hatırlatılarak binlerce kişinin göç etmek zorunda kaldığı ifade edildi. Sokağa çıkma yasaklarının üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen yaşamını yitirenlere dair hukuki bir sürecin ilerlemediği kaydedilen önergede dava sürecinin uluslararası insan haklarına uygun, kamuoyunu tatmin edecek bir şekilde adil ve şeffaf yürütülmesi talep edildi.
Araştırma önergesinin gerekçeleri şöyle sıralandı: “Ablukalarla ihlal edilen tek şey yurttaşların seyahat özgürlüğü, temel hak ve özgürlükleri olmamıştır. Yasaklar, insanların serbest dolaşım özgürlüklerini kısıtlamanın ötesine geçerek daha ağır hukuksuzlukların ve travmaların yaşanmasına yol açmıştır. Yaşanan bu çatışmalı süreçte ilçeler ve il merkezleri askeri ve zırhlı araçlarla ablukaya alınarak hiçbir ayrım gözetmeksizin top atışına maruz bırakılmıştır. Yurttaşlar işkence, kötü muamele gibi insanlık onurunu kırıcı uygulamalara maruz kalarak, başta yaşam hakları olmak üzere temel insan hakları ihlal edilmiş, bu ihlaller katliam boyutlarına varmıştır. Yine bu ihlallerin sistematik olarak gerçekleştirilmesi, işlenen suçları insanlığa karşı işlenen suç boyutuna taşımıştır.
14 Mart 2016 tarihinden 10 Nisan 2017 tarihine kadar tam gün ve süreli olarak, toplam 392 gün süren sokağa çıkma yasağı sırasında, Şırnak’ta 79 kişi yaşamını yitirmiş, 12 mahalleden 8’i tamamen yıkılmış, binlerce insan göç ettirilmiştir.
Toplamda 12 mahallesi bulunan Şırnak merkezde saldırılar yoğun olarak Dicle, Bahçelievler, Cumhuriyet, İsmet Paşa, Gazipaşa, Yeni mahalle ve Yeşilyurt mahallerinde yaşanmıştır. Yasağın başladığı 14 Mart tarihinden 3 Haziran’a kadar geçen 82 günlük zaman diliminde, bu mahalleler aralıksız bir şekilde bombalanmıştır. Operasyonların resmi olarak sonlandırıldığı açıklamasının yapıldığı 3 Haziran tarihine kadar olan 82 gün boyunca yapılan bombardıman ve saldırılar neticesinde Şırnak merkeze bağlı olan Dicle, Bahçelievler, Cumhuriyet, İsmet Paşa, Gazipaşa, Yeşilyurt ve Yeni mahallelerinde binlerce ev, işyeri, mescit ve camii tamamen yıkılmıştır. “Operasyon bitti” açıklamasına rağmen kentteki bombardıman 20 gün boyunca devam etmiştir. Bu süre zarfında da yüzlerce ev ve işyeri patlayıcılarla havaya uçurulmuştur. Tank atışları, top atışları ve patlayıcılardan kısmen kurtulan ev ve iş yerleri ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Şırnak halkının yaşam kültürüne uzak bir şehir projesi kapsamında, bakanlığa bağlı iş makinalarıyla yıkılmıştır. Yıkım sırasında halkın malları ve yaşam alanları iş makinaları ile tamamen yok edilmiştir.
HAK İHLALLERİ 6 YILDIR AYDINLATILMADI
392 gün süren abluka döneminde çatışmalı olarak geçen süreç 81 gün sürmüştür. Geriye kalan sürede çatışma yaşanmamış ancak yıkımlar devam etmiştir. Yıkımların yanı sıra insanların özel eşyalarına kadar bir ganimet hırsızlığı ve tüccarlığı da devreye girmiştir. Çatışmaların bittiğine ilişkin bizzat Şırnak Valiliği tarafından duyuru yapılmış olmasına rağmen sokağa çıkma yasakları devam etmiştir. Yine çatışmalar bittikten sonra da kent, tank ve top atışlarına tabi tutulmaya devam etmiştir. Şehirde bulunan evlerin çok büyük bir bölümü bu bombardıman sonrası kullanılamaz hale gelmiştir. Kullanılamaz hale gelen evler daha sonrasında sistemli bir şekilde yıkılmıştır.
Yaşanan bu sürecin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen Şırnak’ta yaşananlar halen güncelliğini korumaktadır. Bu ölümleri ve yıkımları gerçekleştirenler veya sorumluları hakkında tek bir kişi dahi yargılanmadı. Tam tersi Şırnak ve ilçelerinde 2016’dan beri fiili yasak güvenlikçi politikalarla devam etmekte ve yaşamın her alanında görülmektedir.
14 Mart 2016 tarihinden 10 Nisan 2017 tarihine kadar Şırnak’ta yaşanan insan hakları ihlalleri ve hukuksuzluklarının ortaya çıkarılması, bu ihlallerde sorumluluğu bulunan kişi veya kişilerin tespit edilmesi yine delillerin ve tanıkların dinlenerek sorumluların yargı önüne çıkarılması ile sokağa çıkma yasaklarının toplumda yarattığı maddi ve manevi tahribatın araştırılması amacıyla bir meclis araştırma komisyonu kurulması elzemdir.” (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***