Şırnak’ın Cizre ilçesi Nur Mahallesi’nde yaşayan ve geçimini inşaatlarda çalışarak sağlayan Halil Ömeroğlu’nun (33) evi, 2016 yılında ilçede ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yıkıldı. O süreçte 6 aylık hamile olan eşi, stresten dolayı erken doğum yaptı.
Doğuştan bedensel engelli olan ve 6 ay boyunca kuvözde kalan bebekleri Rüzgar Umut’a, daha sonra epilepsi teşhisi konuldu. Tedavi gördüğü hastanede, çocuğun karaciğer kanseri olduğu ortaya çıktı.
Maddi imkansızlıklardan kaynaklı çocuğun tedavisinde aksaklık oldu. Çocuklarının tedavi masraflarını karşılayabilmek için kent dışına çıkarak çalışmaya başlayan Ömeroğlu’na, DEDAŞ tarafından geçtiğimiz aylarda “kaçak kullanım” iddiasıyla 12 bin 830 TL para cezası kesildi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, parayı ödeyemeyen Ömeroğlu, elektriklerinin kesilmesiyle solunum cihazına bağlı çocuklarının hayatının tehlikeye gireceğini belirterek, duyarlılık ve dayanışma çağrısında bulundu.
“ÇOCUĞUMA GEÇ TEŞHİS KONULDU”
Çocuğuna teşhisin geç konulduğunu belirten baba Ömeroğlu, “2016 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında eşim stresten dolayı erken doğum yaptı. Bu süreçte evimiz de yıkıldı. 6 aylıkken doğan çocuğumuz da engelli olarak doğdu. Doğumundan birkaç yıl sonra epilepsi teşhisi konuldu ve şu anda mama ile besleniyor. Geç teşhis konulduğu için tedavi süreci de uzun sürüyor” dedi.
“İMKANLARIMIZI OLMADIĞI İÇİN HASTANEYE GÖTÜREMİYORUZ”
Maddi imkansızlıklardan dolayı oğlunun tedavisinde aksaklıklar olduğunu aktaran Ömeroğlu, “İmkanlarımız olmadığı için hastaneye götüremiyoruz. Tedavisi için Diyarbakır’da bir hastaneye götürüyoruz. Ancak bir yıldır ne kontrole ne de tedaviye götürdük. Hastalığının şu anda ne aşamada olduğunu bilmiyoruz. Bu durumda olan bir insanın özel araçla götürülüp getirilmesi gerekir. Özel araç olmadığı için götürene kadar eziyet çekiyoruz. Hastaneye dizlerimde götürüyorum. Cizre’de tedavi imkanı olsaydı, bu zorluklar yaşanmazdı. Cizre Devlet Hastanesinde makine varsa, doktor yok; doktor varsa, makine yok. Oğlum daha 6 yaşında. Cizre’de inşaatlarda çalışıyorum ve ayda sadece 15 gün çalışabiliyorum. Çocuğumun her ay düzenli olarak kontrole gitmesi gerekiyor. Ama imkanımız olmadığı için götüremiyoruz” diye belirtti.
“İNSAN ÇOCUĞU İÇİN BİR ŞEY YAPMADIĞINDA UTANIR”
Ömeroğlu, DEDAŞ’ın kendisine kestiği elektrik cezasına dikkat çekerek, bu parayı ödemediği takdirde oğlunun hayatının tehlikeye gireceğini söyledi. DEDAŞ’ın keyfi bir şekilde kendisine ceza kestiğini ifade eden Ömeroğlu, 3 ay evde olmamasına rağmen kendisine o dönem 12 bin 830 TL borç çıkarıldığını dile getirdi.
Ömeroğlu, “Yapılan şeyler vicdani değil. Bana gelen ceza 500, 600 TL değil, 12 bin TL’dir, nasıl ödeyeceğim? 3 ay evde değildim. Oğlumun tedavi parası için kent dışında inşaatlarda çalışıyordum. Bizler DEDAŞ’ı suçlamıyoruz, çünkü suçlu olanlar bu zulme sessiz kalanlardır. DEDAŞ’a bu yetkiyi kim verdi? Oğlumun nefesi yetmediği için solunum cihazı sayesinde nefes alıp veriyor. Gerçekten de elektriğimi keserlerse sonuçlarının ne olacağını biliyorlar mı? Bunu hesaplamaları gerekiyor. Bana kesilen faturanın bir taksitini mecburiyetten başkalarından borç alıp ödedim. Şu anda elimden hiçbir şey gelmiyor. Utanılacak bir şey yapmıyorum. İnsan nasıl utanır biliyor musunuz? Çocuğu için bir şey yapmadığında utanır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***