HABER-KULİS | TUNA YILDIZ
İstanbul, Ankara ve İzmir’in de aralarında bulunduğu bazı büyük şehirlerde tutuklu bulunan darbe iddiasıyla hükümlü askerler, geçtiğimiz hafta sessiz sedasız Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki cezaevlerine nakledildi. Nakillerle ilgili tutuklu ailelerine de güvenlik gerekçesiyle herhangi bir bilgilendirme yapılmadı.
15 Temmuz darbe girişimi iddiasıyla hükümlü askerlerin cezaevlerinden başka illere nakledilmesi bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Ulaşılan bilgilere göre; özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir’deki cezaevlerinin boşaltılması basit ve sıradan bir nakil değil. Adliye çevrelerinden edinilen bilgilere göre bu geniş kapsamlı bir operasyon için hazırlık sinyali. Bazı kaynaklar, halen Gülen grubuna yönelik yeni bir dalga değerlendirmesi yapmış olsa da adliye koridorlarını iyi bilen bir kaynak, bunun devlet içerisinde yeni bir hesaplaşma olacağı yönünde görüş beyan ediyor.
Kaynaklara göre, operasyonun temelini büyük oranda geçtiğimiz ay Ukrayna’dan getirilerek tutuklanan eski özel kuvvetçi yüzbaşı Gökhan Nuri Bozkır’ın ifadesi oluşturuyor. Kaynaklar, her ne kadar özel kuvvet subayı Bozkır’ın ifadesinin tam metni kamuoyuna yansımamış olsa da ifadesinde özellikle görev yaptığı döneme ilişkin önemli ayrıntılar verdiğinin altını çiziyor. Bu kişilerin çoğunluğunun da bir dönem Ergenekon soruşturması kapsamında isimlerinin geçtiğini aktarıyor.
BOZKIR TALİMATI KİMDEN ALDI?
Bozkır, savcılık ve emniyet sorgulamasında Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nu infaz eden katili kendisinin evinden aldığını, cinayetin ardından yeniden evine bıraktığını dile getirmişti. Ancak eski özel kuvvet subayı, katili kimin talimatıyla evinden aldığını, yeniden kimin emriyle evine götürdüğüne ilişkin hiçbir değerlendirmede bulunmamıştı. Kaynaklar, Bozkır’ın ifadesinin tam metninin basına yansımamasını da manidar buluyor. Çünkü, Bozkır’ın ifadesinde isim vermemesinin mümkün olmadığını aktarıyor. Her ne kadar savcılık ve hükümete yakın medya “FETÖ” iddiaları üzerinde dursa da bunun çok inandırıcı olmadığı belirtiliyor.
Bununla birlikte geçtiğimiz hafta Necip Hablemitoğlu cinayetini soruşturan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, emekli Albay Mustafa Levent Göktaş’ın emir subayı Mehmet Narin’in ifadesine başvurdu. Narin ifade işlemlerinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Narin’in tutuklanması açıkça Levent Göktaş ve ekibine yönelik bir gözdağı niteliğinde. Çünkü Göktaş, Ergenekon soruşturmaları kapsamında kamuoyu nezdinde bilinen önemli bir figür. Özellikle Göktaş’ın Ankara’daki ofisinde bulunan ve bazı üst düzey bürokratlara yönelik mahrem görüntüler, soruşturma kapsamında gündeme gelmişti. Narin’in tutuklanmasıyla açıkça emekli Albay Levent Göktaş’a “Talimatı sen verdin” mesajı veriliyor. Ancak Narin tutuklanırken, talimatı verdiği iddia edilen Albay’ın dışarıda olması ise bazı endişelerin var olduğu havasını oluşturuyor.
AİLE ‘FETÖ’ İDDİASINI CİDDİYE ALMIYOR
Kaynaklar ayrıca Ankara Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili Gülen Cemaati hedef haline getirilmek istense de bu iddianın Hablemitoğlu’nun ailesi tarafından bile dikkate alınmadığına vurgu yapıyor. Ailenin infazı kendini derin devlet olarak yansıtan kişi ya da gruplarca yapıldığı noktasında hemfikir olduğunu dile getiriyor. Bu kapsamda Hablemitoğlu’nun eşi de geçtiğimiz aylarda cinayetle ilgili şu açıklamalarda bulunmuştu: “Her siyasi cinayet, işlendiği dönemin ilgili kurumlarındaki bürokratları zan altında bırakır. Burada olan bunun ifşa edilmesi, malumun ilanı. Katillerin bilinmediğini düşünmüyordunuz herhalde. Mevzu bu da değil, susanlar, görmezden gelip örtbas edenler cinayetlere ortaktır zaten.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***