4 bin 253 TL’lik asgari ücrete imza atan Türk-İş, açlık sınırını 4 bin 249 TL olarak açıklaması tepkiyle karşılandı.
Bir önceki ay yüzde 25 olan geçim hesabındaki artışın yüzde 5’te kalması ise asgari ücreti gözeten Türk-İş’e yönelik “Türkiye İstatik Kurumu’nu (TÜİK) aratmadı?” eleştirileri geldi.
Dört kişilik ailenin karnını doyurduktan sonra cebinde dört liradan az kalması ise “Kira ve faturalar ne olacak? Bu geçim hesabına mucize bile yetmez” sorularına neden oldu.
Karar’ın haberine göre her kesimden “Vatandaş elinde kalan 3 lirayla kirayı mı ödesin faturaları mı?” soruları geliyor.
Uluslararası kuruluşlar aylık enflasyonda en az 10 puanlık artış beklerken bu oran Türk-İş’e göre sınırda kaldı. Türk-İş ocak ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırması’na göre, geçen ay yüzde 25,75 artarak 4 bin 13 lira olan açlık sınırı bu ay yüzde 5,9 artışla 4 bin 250 lira oldu. Net asgari ücret yüzde 50,51 oranında artarak 4 bin 253 lira olmasına rağmen açlık sınırıyla arasındaki fark 3 lira 45 kuruş olarak kaydedildi.
Ekonomi yönetiminin aldığı yanlış kararların faturası her geçen gün biraz daha ağırlaşıyor. Yapılan hesaplar çarşı pazardakiyle uyuşmadığı için ekonomik yangın söndürülemiyor. TL’nin değer kaybı, yüksek enflasyon açlık ve yoksulluk sınırının artmasına neden oluyor.
Türk-İş’e göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 4.249,95 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 13.843,50 TL’ye, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 5.587,79 TL’ye yükseldi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***