YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Adalet Bakanlığına Abdulhamit Gül’ün yerine Bekir Bozdağ’ın getirilmesi muhalefeti bir hayli tedirgin etti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mobese görüntülerinin medyaya verilmesine itiraz etmesinden dolayı muhalefetin neredeyse bilge bir hukuk adamı olarak ilan ettiği Gül’ün bakanlıktan ayrılması Saray’ın savaş hazırlıkları olarak okundu.
Gerçekten Saray muhalefetin okuduğu gibi bir savaş hazırlıkları mı yapıyor, Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanı olarak atanmasının bir anlamı var mı yoksa bir sandalyenin yer değiştirmesi gibi, herhangi bir kıymet-i harbiyesi yok mu? Yakın zamanda göreceğiz.
Ancak muhalefetin anladığı gibi bu bir savaş hazırlığıysa ve iktidar daha da sertleşip, muhalefetin üzerine gidecekse, buna verilen tepki içler acısı. Öyle anlaşılıyor ki Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi yıllardır Türkiye’de yaşanan şeylerden hiçbir şey anlamamış.
Savaş hazırlıklarının fark eden CHP lideri, Saray ve avanesini üstü kapalı olarak görevdeki bürokratlardan yağan yolsuzluk belgelerini açıklamakla tehdit ediyor.
Düşünsenize bu ülkede hırsızlık, canlı yayınla suçüstü yapılmış, günlerce, haftalarca, aylarca yolsuzluk, hırsızlık, harami belgelerinin binlercesi ortaya saçılmış ve hiçbir şey olmamış, herkes oturup öylece izlemişti. Şimdi CHP lideri yolsuzluk belgesi açıklamakla tehdit ediyor.
Üstelik iktidar, 15 Temmuz’dan sonra zıvanadan çıkmış, her gün onlarca anayasal suç işliyor, çaldıklarını, ülkeyi zimmetlerine geçirdiklerini açık açık beyan ediyorlar. Fakat kimsede yine tık yok. En son Sedat Peker dünya kadar belge açıklıyor bilgi veriyor yine derin bir sessizlik.
İşte böyle bir ülkede Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz’u bize bulaştırırsanız, gerginliği arttırırsanız ben de yolsuzluk dosyalarını açarım diye Saray’a sopa gösteriyor.
Sekiz yıldır olanları oturup izleyenlerin ve tık etmeyenlerin başında da muhalefet yer alıyor maalesef. Ülkedeki bütün savcılar AKP’li mi? Bir tek yürekli savcı çıkıp da ortaya dökülen belgelerle ilgili hiçbir şey yapmıyor.
Kamuoyunun hırsızlığa, yolsuzluğa, hukuksuzluğa kısmen duyarlı olduğu zamanlar vardı ancak muhalefet “Nasılsa bize dokunmuyorlar, falanlarla filanlar kavga ediyor” deyip izlemekle yetindi.
Bunu defalarca yazdım yine yazmış olayım bu ülkedeki hukuk düzeni iktidar ve muhalefetin ortak çocuğudur.
En son, iktidar 2020’de cezaevlerinde ne kadar hırsız, katil, tecavüzcü, sübyancı varsa afla çıkarılmış, içerideki öğretmen, akademisyen, gazeteciler çıkarılmamıştı hatırlayacaksınız. CHP bu meseleyi AYM’ye götürüp affı içerideki öğretmen, doktor, gazetecilere de teşmil edebilirdi lakin gitmedi ve o affın bütün günahında iktidara ortak olmuştu.
Yıllardır ülkedeki her türlü hukuksuzluğu legalleştiren, -mış gibi yapıp muhalefet etmeyen CHP, bu sefer kendi kapılarını çalacaklar diye korku içinde. O telaşla belgeler geliyor yolsuzlukları açıklayacağım vs. gibi suya tirit cümleler ediyor. Bu cümlelerin iktidarı durduracağını zannediyor.
Bu kadar olup biten şeyden CHP ve diğer muhalefet partileri ne zaman ders alacaklar bilemiyorum. Herkesin bildiği ve herkesin her konuşmada anlattığı sarı öküz hikayesinin birebir aynısını göstere göstere yaşamaya devam ediyoruz. En başta sadece sarı öküzü istediklerini söyleyenler bugün artık CHP’nin de kapısını çalıyor.
Bu hukuksuz iktidarı yolsuzluk belgeleriyle, kanunsuz işleri ifşa etmeyle en azından bugün artık durduramazsınız. Yapacağınız tek şey bir an evvel evrensel bir siyaset ve hukuk dili geliştirerek Türkiye’deki toplumsal muhalefette heyecan uyandırıp onları harekete geçirmektir.
Ülkedeki bütün ötekilerin, canı yanmışların, hukuksuzluğa maruz kalmışların sesi olmak ve bireysel özgürlüklerin önünü sonuna kadar açacağınıza her kesimi inandırmaktır. Bu iktidarı gerçekten göndermek istiyorsanız bundan başka bir çıkış yolunuz yoktur bilesiniz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***