Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) üniversite sınavına dört ay kala barajın kaldırıldığını duyurması sonrası eğitim uzmanlarından yeni karara yönelik ciddi uyarılar geliyor.
Yeni karara göre önlisans ve lisans programlarını tercihte Temel Yeterlilik Testinde 150, Alan Yeterlilik Testinde ise 180 puan alma şartı artık aranmayacak.
Bununla beraber 135 dakika olan TYT testi yarım saat daha uzatılarak 165 dakikaya çıkarıldı.
Tıp, diş hekimliği, eczacılık, mühendislik, hukuk ve öğretmenlik gibi bölümlerde, öğrenciler başarı sırasına göre yerleştirilmeye devam edilecek. Diğer bölümlerde boş kalan kontenjanların ise barajın kaldırılmasıyla dolması bekleniyor.
‘OKUL PUANI DAHA ÖNEMLİ OLACAK’
Duvar’a konuşan eğitim uzmanları kararın eğitimde niteliksizliğe yol açacağı ve fırsat eşitsizliğini derinleştireceği uyarısını yapıyor. Uzmanlar, söz konusu düzenlemeyle daha çok diplomalı işsiz yaratılacağını belirtiyor.
Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, “Yeni düzenlemede barajın kaldırılmasıyla okul puanı çok daha önemli hale geliyor” diyor.
Uzmanların dikkat çektiği bir diğer konu ise “notların şişirilmesi” nedeniyle okul başarı puanı yükselen özel okul öğrencilerinin avantajlı konuma geçeceğini ve bu durumun sosyal adaletsizliği derinleştireceği yönünde.
TED Başkanı Pehlivanoğlu, “Sosyal adalet açısından en önemli kriterlerden biri olan okul başarı puanı okulun, öğrencinin Türkiye’ye göre ortalamasına bakılarak hesaplanıyor. Bizim buradaki önerimiz şuydu; her okul kendi içinde sıralansın. Burada, ‘TED’in ya da Galatasaray’ın ellincisi diğer okulun birincisinden daha iyi nitelikli’ denebilir. Ama biz sosyal adaleti sağlamak istiyorsak ona vermediğimiz bir eğitimin karşılığında bir avantaj sağlamamız, bir pozitif ayrımcılık yapmamız gerekir. Kontenjanları arttıracağımıza öncelikle bu tip sorunları ortadan kaldırmak mecburiyetindeyiz ki öğrencilerin küçük virgüllerle değişen başarılı olma oranlarını daha adaletli bir hâle getirelim” ifadelerini kullanıyor.
‘İSTİHDAMA KATILIM ORANI DÜŞECEK’
Mecburiyetten tercih edilen bir bölümde öğrencilerin yaşam mutluluğunun ve başarısının sağlanamayacağını vurgulayan Pehlivanoğlu, bu düzenlemeyle üniversite mezunlarının istihdama katılım oranın daha da düşeceğine dikkat çekiyor.
Pehlivanoğlu, şunları söylüyor:
“Herkesi üniversite mezunu yapmaya çalıştığımız için üniversiteli işsizlik oranı Türkiye’nin başındaki sorunlardan bir tanesi olacaktır. Tıpkı ‘Net sayısı arttı’ diyerek kendimizi kandırmak gibi başta, ‘Genç işsizlik oranları düştü’ diyebiliriz. Ama dört yıl sonra ise çok büyük bir dağ ile karşı karşıya kalırız. Çünkü havuzun altındaki çıktı deliği, çok küçük. Altta istihdama geçiş oranı çok düşük olduğu için havuz, taştıkça taşacaktır. Bu taşmaya normalde akademik olarak yükseköğretim bitirmesi gerekmeyenler de girmiş olacaktır.”
‘ÜNİVERSİTELERE İŞSİZLİĞİ AZALTMA GÖREVİ VERİLDİ’
Eğitim Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Esergül Balcı da üniversitelere işsizliği azaltma görevi verildiğini belirtiyor.
Geçtiğimiz yıl üniversiteye giren öğrencilerin yüzde 30’dan fazlasının kayıt dondurup okuluna devam etmediğini belirten Balcı, “Bu öğrenciler, geleceği üniversite eğitiminde görmedikleri ya da sosyo-ekonomik zorluklar nedeniyle böyle bir karar vermiş olabilirler” diyor.
Serbest Görüş:
Yeni uygulamanın üniversitede okuyan öğrencilerin işsiz olarak görünmemesine hizmet edeceğine dikkat çeken Balcı, “Önceki yıllarda, işsizlik oranını azaltma, zorunlu askerlikle yapılırdı ve gençler alamadıkları eğitimlerini askerde iken alırdı. Teknolojik gelişme, asker sayısını azalttığı için şimdi üniversite öğrenciliği yoluyla, bugünkü kötü ekonomik koşullarda, üniversitelere ‘işsizliği azaltma işlevi’ de verilmiş gibi görünüyor” ifadelerini kullanıyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***