Medyascope‘a konuşan Sait Muğla, “Babamın geçen ayın dokuzunda telefonla görüş hakkı vardı, 10 dakika bir görüştük. Ses tonunun biraz değişik olduğunu görünce ‘Baba şifayı kapmışsın, geçmiş olsun’ dedim. ‘Oğlum karantina koğuşundayım, bir arkadaşla birlikte getirdiler, herhalde ondan bulaştı’ dedi. Kronik beş rahatsızlığı vardı, ‘Dikkat et baba’ dedim” diyerek babasının hastalık sürecini anlattı.
“BABAMI GÖRMEME İZİN VERMEDİLER”
Babasını görme çabalarının karşılık bulmadığını anlatan Muğla, “Cumartesi günü bir arkadaşımla buluşmak üzere bir yere gittim, o sırada İl Sağlık Müdürlüğü’nden aradılar. ‘Sisteme düştü, babanız koronavirüse yakalanmış. Beraber yaşıyorsanız sizin de karantinaya girmeniz gerekir’ dediler. Ben de ‘Babam cezaevinde’ dedim. Daha sonra Manisa’nın Merkezefendi Hastanesi’ne çok girişimde bulundum babamı görmek için, en azından beni görsün bir moral olsun diye. İzin vermediler” dedi.
Muğla, şöyle devam etti:
“Hastane bahçesinde bazı jandarma görevlilerini ikna ederek belki uzaktan da olsa görürüm diye uğraşırken cezaevinden ‘Babanızı görebilirsiniz’ diye aradılar. Bahçede bir başçavuş vardı, ‘Cezaevi görebilirsiniz dedi, müsaade ederseniz babamı görebilir miyim?’ dedim. ‘Cezaevi bu işi yanlış biliyor. Bugün hafta sonu, adliyeye gidip nöbetçi savcıdan izin alacaksın. İzin aldıktan sonra bana imzalı kağıdı getir. Çok kısa süreliğine babanı uzaktan görebilirsin’ dedi. Adliyeye gidip nöbetçi savcının karşısına çıktım. Savcı da ‘Bu benim yetkimin dışında bir şey, benim yetkim yok’ dedi. ‘Şu andaki durumumdan dolayı en azından vicdanen yardımcı olursanız. Belki de pazartesiyi görme şansımız olmayacak’ dedim. Sonra cezaevini aradı ve iki üç dakika konuştuktan sonra ‘Cezaevi savcısı izin vermiyor’ dedi.”
“ÖLÜMÜNDE ŞAİBE VAR”
Sait Muğla, bütün bu çabalarına rağmen babasını göremediğini ve daha sonra cezaevinden Nusret Muğla’nın vefatının haberini aldığını anlattı, “Çaresiz bir şekilde adliyeden çıktım. Pazartesiyi beklemekten başka seçenek yoktu. Cumartesiyi pazara bağlayan gece iki kez kalbi durmuş tekrar hayata döndürülmüş. Pazar günü de saat 14:00 sularında bir telefon geldi cezaevinden, ‘Babanız vefat etti, hastaneden babanızı alabilirsiniz’ denildi. Biz de hastaneye gittik, bu sefer ‘Savcıyı bekleyin’ dediler. 16:30 gibi savcı geldi. Önce ifade alır gibi bana sorular sormaya başladı. İlk sorduğu soru ‘Ölümünde bir şüphe veya şaibe duyuyor musun?’ oldu. Ben de duyduğumu söyledim”.
“ÖLÜMÜ BU DÜZENİN SUÇUDUR”
Sait Muğla, babasının ölümünde devlet kurumlarının sorumluluğuna ilişkin şunları söyledi:
“Devletin denetiminde ve kontrolü altında bir insan, Adli Tıp Kurumu’nun heyetine çıkmak için defalarca uğraşıp, karantina koğuşuna konulup, burada koronavirüse yakalanıp hayatının sonlanması babamın suçu değildir, bu düzenin suçudur. Babam 86 yaşında, beş kronik rahatsızlığı olan bir insandı. Bu sebeplerden ötürü babamın ölümünü şaibeli olarak görüyorum.”
“BABAMIN İSTEĞİ ÜZERİNE BÜLENT ARINÇ’I ARADIM”
Sait Muğla, babası Nusret Muğla ile Bülent Arınç’ın çocukluktan beri arkadaş olduğunu anlattı. Babasının isteği üzerine Bülent Arınç’ı aradığını söyleyen Sait Muğla, Arınç’ın kendi problemleri ile damadıyla ilgili problemleri anlattığını dile getirdi:
“Bülent Arınç’la babamın ilişkisi samimi, dostane, abi-kardeş gibiydi. Ancak bu süreç başladığından beri bazı şeyler de bizim kulağımıza küpe oldu. Ben saygı duymuyorum. Babam ‘Bülent abini ara, 65 yıllık dostluğun karşılığı bu mu? diye sor’ demişti. Biz bunları dile getirirken kendisi de kendi şikayetlerini dile getiriyordu, damadıyla ilgili konuları. Aradım kendisini, söylediklerim karşısında kendini ön plana koyup kendi ızdıraplarını, kendi problemlerini, damadıyla ilgili problemleri dile getirdi. Sanki çaresizmiş gibi, yapacak bir şey yokmuş gibi. Karşılığı bu oldu, biz de şoke olduk. Ben kendi adıma söyleyeyim şoke oldum.”
Muğla sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benim gördüğüm kadarıyla AKP’nin iktidara gelmesine kadar ciddi ilişkileri vardı. Çok sık olmasa da bir araya geliyorlardı. İktidar olduklarında da belli bir yoğunluk, tempo içerisinde arada görüşüyorlardı. Dostlukları gençliklerinden başlıyor, zaten ailece de görüşürdük. Ben annesi Sevdiye teyzeyi çok iyi bilirim. Evlerinde, bahçelerinde çocukluğumuzda çok oynardık. Yani aralarındaki ilişki lise yıllarında bir dostluk, kardeşlik olarak başladığını babam da anlatırdı zaten.”
NE OLMUŞTU?
‘Bank Asya’ya para yatırmak’, ‘Feza Derneği’ne üye olmak’ gibi suçlamalarla Gülen yapılanması soruşturmaları kapsamında 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan hasta tutuklu 84 yaşındaki Nusret Muğla hapis cezasını çekerken kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***