Basın mensupları hükümetin organize ettiği bir turla Cayo Guillermo’daki lüks otele ulaştığında, file çoraplı ve yüksek topuklu bir dansçı grubu kendilerini karşıladı.
Girişin hemen üzerinde bir gökkuşağı bayrağı vardı. Küba’nın ilk LGBTQ oteli olarak bilinen Rainbow (Gökkuşağı) Hotel, Aralık ayında yeniden açıldı.
Misafirler ve turistler sahilde kumun üzerinde yürürken veya havuz kenarında beş yıldızlı bir hizmet alırken aslında Küba’da eşcinsel topluluklara bundan çok farklı yaklaşılıyor.
Komünist lider Fidel Castro’nun ilk dönemlerinde eşcinsel erkekler ve kadınlar “yeniden eğitim” adı altında çalışma kamplarına gönderiliyordu.
Elbette ki o günlerden sonra Ada’daki yaklaşım çok değişti. Küba hükümeti ve Rainbow Hotel’in sahibi olan MGM Muthu Hotelleri de, bu değişimin kanıtı olduğunu söylüyor.
İlk olarak 2019’da açılan otel, ABD’nin yaptırım uyguladığı işletmeler arasındaydı. Hemen ardından koronavirüs pandemisi patlak verince, otel iki yıl boyunca kapalı kaldı. Şimdi turistler yeniden Ada’ya gitmeye başlayınca otel de açıldı.
Kanada’dan otele giden Kevin McGarth, “Kendimiz olmaya teşvik edildiğimiz ve bu şekilde kabul edildiğimiz bir yerde olabilmek çok güzel. Bu otel Karayipler’de bir vaha gibi.” diyor.:
“Buraya geldiğimizde bize toleransın buradaki tek çıkış yolu olduğunu ve tolerans göstermediğimiz anda buradan çıkarılacağımızı belirten bir kağıt imzalattılar.”
Küba’nın geri kalanında ise durum daha farklı.
Temmuz ayında hükümete yönelik protestolar büyüdüğünde, yetkililer herhangi bir muhalefete göz açtırmama yolunu seçti. Gözaltına alınanların toplu yargılamaları, kapalı kapılar ardında yapıldı. Bazıları 18 yaşın da altında olan birçok kişi için onlarca yıl hapis cezası istendi.
Kasım ayında ikinci dalga protesto gösterileri başlamıştı ki; polis müdahalesiyle çok fazla genişleyemeden durduruldu. O dönem protestoları organize eden kişilere de yoğun baskı uygulandı.
Küba’daki eşcinsel hakları aktivistleri, Rainbow Hotel’in de tüm bu baskılar ve olumsuz insan hakları raporlarının üzerini kapatmak için bir araç olduğu görüşünde:
“Elbette ki Küba’ya gelen herkesi memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak otele gelen turistleri, dışarıda bizim bağımsız aktivistler olarak gödrüğümüz baskıyı da biraz incelemeye davet ediyorum.”
Eşcinsel hakları savunucusu Jancel Moreno, bu sözlerin ardından, her türlü toplantı, uluslararası insan hakları gruplarına yazılan mektup ve protestonun engellendiğini de söylüyor:
“Tüm ziyaretçilerden bunların farkında olmalarını ve güzel sahillerle otelin sahibi olduğu yıldızların ötesine bakmalarını rica ediyorum.”
Sahillerin dışında, eski Havana da normalde turistlerle dolu olur. Ancak geçen yıl Covid-19 salgını sebebiyle turistlerin oranı yüzde 70 oranında düştü.
Eğer hükümetin eşcinsel turizmini teşvik ederek yapmaya çalıştığı şey ekonomiyi canlandırmaksa, arabalarıyla tüm gün turistleri bekleyen şoförler otelin açılmasından memnun. Lopez de bunlardan biri:
“Son iki yıl çok kötü geçti. Normalde bir saatlik araba turunun fiyatı 60 eurodur, şimdi en fazla 20 euro isteyebiliyoruz. Bu şartlar Kübalıları çok zorluyor.”
Otelin açılması, hükümetin “aile kanunu”nu değiştirmeyi düşündüğü bir döneme de denk geldi. Bu ay kararlaştırılması beklenen yeni taslak kabul edilirse eşcinsel evlilikler de yasal olacak.
Jancel Moreno da dahil olmak üzere aktivistler, taslağın bir an önce yasalaşmasını bekliyor. Ancak eşcinsel haklarıyla savaşın bile devletin elinde olduğunu belirtiyorlar.
Raúl Castro’nun kızı Mariela Castro, devletin cinsel sağlık enstitüsü Cenesex’in başında. Cenesex, LGBTQ hakları için resmen kabul edilen lobi konumunda.
2015’te Havana’daki Onur Haftası yürüyüşünde sembolik eşcinsel evlilikler yapılmıştı. Ancak birkaç yıl sonra yürüyüşe de izin verilmedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***