CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hitaben, “Sana sürprizlerimiz olacak” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Erdoğan diyor ki ‘Kılıçdaroğlu yalan söylüyor, benim imzam yok’. Sen ihale komisyonunda değilsin ki sen talimat veren komisyondasın. Ulaştırma Bakanlığı’nın raporunda, onayı veren Erdoğan. Sayıştay’ın da raporları var. Orada da 17.03.2020 tarihini veriyor. Sen bütün bunları biliyorsun. Bilmemen mümkün değil, senin talimatınla yapılıyor. İşin özeti, Hazine’yi yükümlülük altına sokuyorsun, 5’li çeteyi koruyorsun. Açık ihaleye girmiş ve kazanan bir kişiye neden vermiyorsun? Ben bunu söyleyince kıyamet kopuyor. Görmediğim belgeyi konuşmam. Sevgili Erdoğan daha dur, sana sürprizlerimiz olacak. Arkadaşlarımızı yolsuzluk belgelerini tek tek açıklayacak. Senin imzan olan belgeleri de açıklayacağız. Yolsuzluk deyince senin adın baş sırada yer alıyor” ifadelerini kullandı.
CHP liderinin konuşmasının satır başları şöyle:
“Ya gazileri kandırmayın ya da o kanun teklifi Meclis’e gelsin. hükümetin ortağısınız zaten. Söz vermişsiniz, kanun teklifi vermişsiniz. Saray’dan gelen kanun tekliflerine el kaldırıyorsunuz. Terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayanlara sesleniyorum. Haklar verilirse verilir, verilmezse az kaldı zaten. Bir süre sonra Millet İttifakı iktidar olacak. O hakkı biz size telsim ederiz.
Bütün öğretmen kardeşlerime sesleniyorum. Siz bir irfan ordususunuz. Bu ülkeyi büyütecek olan sizlersiniz. sizin önünüzdeki en büyük engel Cumhur İttifakı’dır. Bu iktidar sizi bir yere taşıyamaz. Ağzınıza bir parmak bal sürmeye kalkar ama cebinizi boşaltır. Ama size söz gerçek anlamda Öğretmen Meslek Yasasını biz çıkaracağız. Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında aylık almayacak.
Erdoğan önce AK Partiyi zapturapt altına aldı sonra partiyi kuran kurucuların tamamını tasfiye etti. AK Parti’nin akil insanlarını partiden tamamen dışları. Üçünü aşama AK Parti’yi ailesine peşkeş çekti. Dördüncü aşama devleti kendi ailesinin hizmetlerine boyun eğecek hale getirdi. TC tarihinde görmediğimiz bir olay. Bütün bu baskılara rağmen bürokrasinin nabzı atıyor mu diye bir video yayımladım. Oturduk dertleştik kamu görevlileriyle o ara gelen bir yolsuzluk dosyasını gündeme getirdim. İsim vermedim var efendim o dosyanın altında benim imam yoktur diye Erdoğan diğerleri çıktılar açıklama yaptılar.
Bir bakan çıktı, arkadaşımıza dedin ki, telefonla bağlansın bütün sorularına cevap verelim diye fakat bizim arkadaşın telefonla bağlanmalarına izin vermediler. Nedir bu olay anlatayım. 3 Nisan 2018’de bir ihale yapılır, 3 milyar 198 milyon 443 bin 127 lirayı veren firma kazanır. Firmanın özelliği gerçek bir ihale olması yarışmaya girmesi ve bunu kazanması .Artı finansmanını içeriden kendi karşılayacak ama ihaleyi beşli çeteden biri kazanmaz. Bunun üzerine ihale iptal edilir. Aradan bir süre geçer ihalede bazı değişiklikler olur yeniden ihaleye çıkılır. Bu ihale 21 B usulü ile yapılır. Bu sefer 3 milyar değil 9 milyar 449 bin liraya beşli çeteden birine ikram edilir. Arada 6 milyar fark var. Zaman geçmiş doğru ben de biliyorum ama önemli bir ayrıntı var. Bunlar giderler yani beşli çete adına yurt dışından para toplarlar. 1 milyar 238 milyon Avro kredi anlaşması yapılır. Kredi anlaşmasının kefili Hazine’dir. Kamu borç yönetiminin raporu var.
Erdoğan diyor ki ‘Kılıçdaroğlu yalan söylüyor, benim imzam yok’. Sen ihale komisyonunda değilsin ki sen talimat veren komisyondasın. Ulaştırma Bakanlığı’nın raporunda, onayı veren Erdoğan. Sayıştay’ın da raporları var. Orada da 17.03.2020 tarihini veriyor. Sen bütün bunları biliyorsun. Bilmemen mümkün değil, senin talimatınla yapılıyor. İşin özeti, Hazine’yi yükümlülük altına sokuyorsun, 5’li çeteyi koruyorsun. Açık ihaleye girmiş ve kazanan bir kişiye neden vermiyorsun? Ben bunu söyleyince kıyamet kopuyor. Görmediğim belgeyi konuşmam. Sevgili Erdoğan daha dur, sana sürprizlerimiz olacak. Arkadaşlarımızı yolsuzluk belgelerini tek tek açıklayacak. Senin imzan olan belgeleri de açıklayacağız. Yolsuzluk deyince senin adın baş sırada yer alıyor.
Cumhuriyet tarihinde karşılaşmadığımız olaylarla karşılaşıyoruz. Doğalgaz kesintileri başladı. Bu kadar yaygın bir olayla hiç karşılaşmamıştık. Ya ülkeyi yönetenlerin Türkiye’yi nereye getirdiklerini hep beraber görüyoruz. 12 Ekim tarihinde grupta bir konuşma yaptım; ‘Devleti yönetenler önümüze kara kış geliyor topluma maliyetini iyi hesaplamalıdırlar. Bunların umurunda değil, ama biz insanımızı seviyoruz. Bunlar basiretsiz bir yönetim, doğalgaz alıyorsunuz değil mi dışarıdan, bunu depolayacaksınız. Bizim Silivri’de Tuz Gölü’nde depolama tesislerimiz var.
9 Ekim itibariyle bu depolarda bulunan gaz miktarı 2 milyar 791 bin metreküp. Bu sadece 15 günlük ihtiyacımızı karşılıyor.’ Ve bu açıklamayı yaptığım tarihten sonra depolardaki gaz sürekli azaldı. Bunu da kamuoyuyla paylaştım. Ocak 2018’de depolarda yüzde 73 oranında gaz vardı; ocak 2019’da yüzde 72; ocak 2020’de yüzde 60, ekim 2021’de yüzde 54, ocak 2022’de yüzde 32. Bu rakamları açıkladıktan sonra Enerji Piyasaları Anonim Şirketi (EPİAŞ) internet sitesinden bütün rakamları kaldırdı. Şu devlet yönetimine bakın Allah aşkına. Millet gerçekleri öğrenmesin diye. Gerçekten yönetmekten acizleri üç adım sonrasını bilmiyorlar. Böyle bir devlet yönetimi hiç görmedim!
Sizi kandırıyorlar. Sizi kandırıyorlarsa sandıkta bunlara ders vermek de sizin göreviniz.
Bizim baskılarımız sonucu asgari ücreti 4 bin 250 yaptılar. Bizim belediyelerde 4 bin 500. Türk-İş’in açlık sınırı 4 bin 249 lira. Para eline geçmeden açlık sınırının altında kalacak bir asgari ücret. Zamların yarattığı tablo budur.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***