İyi Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz, “Hani çok iyi büyümüştük 2000’li yıllarda. Her şey çok iyiydi. Türkiye ekonomisi öyle demiyor. Türkiye ekonomisi bir dönüşüm sağlamamış. Ne artmış? İnşaat. Ne düşmüş? Tarım. Hem sanayi politikası hem tarım politikası yok. Tarımın düştüğü, inşaat sektörünün yükseldiği bir ülkede bu şekilde kalkınmak, kalıcı kalkınmak mümkün değil” dedi.
Yılmaz, AKP’nin 19 yıllık iktidarının büyük bir bölümünde ucuz borçlanmanın kolay olduğunu belirterek, “Fakat ne yaptık biz bu ortamda? Performansımız, genel başkanımızın da bahsettiği gibi esasen bir önceki yıla göre daha kötü oldu. Yani çok kolay bir ortam olmasına rağmen AK Parti son 18-19 yılda iyi bir performans gösteremedi. Daha önceki 20 yılda dikkat edersiniz çok büyük kriz yaşandı. Bunlar 94 ve 2001 krizleri. O iki büyük krize rağmen o 20 yılın ortalaması göreceli olarak daha iyiydi. Yani AK Parti’nin yarattığı bir ekonomik mucizeden bahsederken bunları göz önünde bulundurmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
İyi Parti Kalkınma Kongresi’nin ikinci oturumu, bugün İstanbul’da başladı. Kongrede konuşan Prof. Dr. Bilge Yılmaz, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. Ekonominin hükümetin iddia ettiği gibi büyümediğini savunan Yılmaz, şunları söyledi:
“Çok kolay bir ortam olmasına rağmen AK Parti son 18-19 yılda iyi bir performans gösteremedi”
“Amerikan Merkez Bankası (Fed) dünyadaki en etkili Merkez Bankası, reel faiz yüzde 3 civarında. Bir önceki 20 yılda, AKP iktidarı sırasındaysa ise ortalama -1 civarındaydı. Yani piyasada gerçekten ucuz Amerikan doları vardı. AK Parti’nin 20 yıllık iktidarında çok ucuza borçlanmak mümkündü. Fakat ne yaptık biz bu ortamda? Performansımız, genel başkanımızın da bahsettiği gibi esasen bir önceki yıla göre daha kötü oldu. Yani çok kolay bir ortam olmasına rağmen AK Parti son 18-19 yılda iyi bir performans gösteremedi. Daha önceki 20 yılda dikkat edersiniz çok büyük kriz yaşandı. Bunlar 94 ve 2001 krizleri. O iki büyük krize rağmen o 20 yılın ortalaması göreceli olarak daha iyiydi. Yani AK Parti’nin yarattığı bir ekonomik mucizeden bahsederken bunları göz önünde bulundurmamız lazım.
“Türkiye’de en başından beri AKP iktidarının bir sanayi ve tarım kalkınma politikası yoktu”
“Kamu bankaları çok fazla kredi vererek, bankacılık sektörünü çok zor duruma getirdiler. Şimdi bu kadar para verildi, bu kaynaklar nasıl kullanıldı? Türkiye’de en başından beri AKP iktidarının bir sanayi ve tarım kalkınma politikası yoktu. İmalata verilen krediler 2004’ten sonra sürekli düşmüş. Esasen bu düşüş, burada gözüktüğünden daha da vahim. Çünkü imalatta bulunan şirketler, borç alıp bunların bir kısmıyla fabrikalarına AVM yaptılar, inşaat işine girdiler. Çünkü ülke yönetimi bunları iyi planlayamadı. Tam tersi, yanlış teşvik verdi. Yani baktığınız zaman Türkiye büyümeye çalışıyor. Fakat kaynaklarını neye aktarıyor, inşaat ve gayrimenkule. Yani 2018’e kadar inşaat artmaya devam ediyor. 2018’de krizden sonra biliyorsunuz inşaat sektörü zorlandı, krediler biraz azaldı ama ona rağmen hala çok yüksek. Yani bu şekilde Türkiye’nin kalkınması mümkün değil. Bu tür bir para ve bankacılık programıyla büyümek mümkün değil. Kısa sürede büyürsünüz ama sürdürülemez.”
“Para verimsiz bir şekilde kullanılıyor”
“Son yıllarda ekonomiyi hareketlendirmek için ekonomi yönetimi, Kredi Garanti Fonu aracılığıyla piyasaya para sürüyor. Buraya gelen paralar nasıl harcandı? Ülkeyi kalkınmak istiyorsanız ne yapacaksınız? Paranın nereye gitmesi lazım? Araştırmaya, geliştirmeye, sanayiye değil mi? Üretilecek, üretim artıracak alanlara. Nereye gitmiş? Bu paranın yaklaşık 400 bin doları stokun artırılmasına gitmiş. Yani bir işletme sermayesi. Daha sonra sürpriz; inşaat yapmışlar bu parayla. Daha sonra makine ve teçhizat alınmış, iyi bir şey ama o gayet düşük, yüzde 10’un altında. Ondan sonra da araba alınmış. Araştırma geliştirme sıfır. İşte bu plansızlık, programsızlık. Bu şekilde Türkiye’nin büyümesi mümkün değil. Yani siz ilerideki nesilleri borçlandırarak ucuz kredi veriyorsunuz kamu bankaları üzerinden ya da özel bankalar üzerinden de ama sonuçta garanti veren devlet ve para bu şekilde verimsiz bir şekilde kullanılıyor.”
“Türkiye ekonomisi bir dönüşüm sağlamamış”
“Zenginleşen, kalkınan bir ülkede nasıl gelişir? Sanayi, imalat artar. 84 milyonluk bir ülkede tabii ki üretmeden bir şey yapmak çok zor. Ondan sonra da hizmet sektörü ya da bazen ‘servis’ derler, servis sektörünün kalkındırmasını beklersiniz. Türkiye’de bunların ikisi de hiç kımıldamamış yerinden. Hani çok iyi büyümüştük 2000’li yıllarda. Her şey çok iyiydi. Türkiye ekonomisi öyle demiyor. Türkiye ekonomisi bir dönüşüm sağlamamış. Ne artmış peki? İnşaat. Ne düşmüş? Tarım. Hem sanayi politikası hem tarım politikası yok. Tarımın düştüğü, inşaat sektörünün yükseldiği bir ülkede bu şekilde kalkınmak, kalıcı kalkınmak mümkün değil.” (ANKA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***