İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, IŞİD’in suikast planladığı yönündeki iddialarla ilgili olarak, “Bu çok ciddi bir konu. Bu tür konuların ne yazık ki üstünden teğet geçiliyor. İçişleri Bakanı Soylu beni düşünmüyor, yakınımdaki insanları da mı düşünmüyor?” dedi. Kendisiyle ilgili MOBESE görüntülerinin sızdırılmasına ilişkin de konuşan İmamoğlu, “İçişleri Bakanı Yardımcısı asla muhatap almayacağım bir dille cevap verdi. Bu işin muhatabının bakanlık olduğu anlaşılıyor.” açıklamasını yaptı.
Tele 1’de Gazeteci Uğur Dündar’ın sorularını Demokrasi Arenası programında İmamoğlu şöyle yanıtladı:
Sizinle ilgili olarak gün geçmiyor ki bir soruşturma başlatılmasın. Bugün de bir soruşturma başlatıldı. Belediyeye ait İSPARK kuruluşunun iki AVM’ye koyduğu kiosklar polis tarafından alındı.
“Bundan geç saatlerde haberdar oldum. İstanbul Vakfı, İBB’nin 30 yılı aşkındır var olan vakfı. Bu vakıf Sayın Sözen’den Erdoğan’a, Gürtuna’ya birçok dönemde belediye başkanlarımızın faydalı işlerine sebep olmak için kurulan bir vakıf. Eğitime dönük katkılarının artması yönünde atılan adımlar var. İstanbul Vakfı bu konuda çok özel işler yaptı. Yüzbinlerce ailenin evine 2 bayramdır kurban eti gidiyor. Gençlerimize adil ve adaletli burs sağlanması konusunda da özenli bir çalışma yürütüyorlar. İSPARK bizim teknoloji şirketimiz ve bir çalışma yapıyor. İnsanlar kolayca buradan öğrencilere burs verebiliyorlar istedikleri kadar. Bu belli bir araştırmadan geçen üniversiteli gençlere verilen bir burs. Bu cihazların iki tanesi AVM’lere kondu. Bu çalışmayı hesaplarımızdan duyurduk, tanıttık. Bizim arkadaşlarımızın yönetmeliğe bakışına göre mülkiyet noktalarında burs toplanmasının çok iyi olduğunu ve doğru olacağını savunuyorlar. Bu bir kampanyadır diyor valilik bizden izin alınmadan yapılamaz diyor.
İBB, bir kamu kurumu. Bir tarafta da valilik. Valilik gece yarısı AVM’yi açtırıp oradaki cihazlara el koyduracağına ara İBB Başkanı’nı ‘Bu işlemi durdurun, bir eksiklik varsa giderelim’ de.
Bu nezaketsizliği göstermelerinin ne olduğunu biliyorum. Her konuda kargaşa münakaşa çıkarmak istiyorlar. Oraya müdahale eden polisler de buna dahil. İyi niyetli insanların da vicdanını yaralıyorlar. Marketlere, mağazalara baskın yapıldığını ben hiç görmedim. Biz incelenmekten endişe etmiyoruz. Endişe ettiğimiz bunların bu ülkede yaşanması. Bazı insanların, insanlarımızın yaşama sevincini böyle yoruyor olmaları kaygı verici. Hepsini aşacağız.”
Kaç projeniz engellendi?
Bu soruya cevap vermeye kalksam sayfa sayfa anlatmaya devam ederim. Bazı kurullarda iki yıla yakındır bekleyen sonuç alamadığımız projelerimiz var. 2020 sonbaharında oy birliğiyle bir karar alınıyor. Otobüs ve metrobüslerimizi yenilememiz gerekiyor diyoruz. Neredeyse 1,5 seneyi aşmış bir zaman diliminde onayımızı alamadık. Finansmanını zaten hazırlamıştık ve maliyetler daha düşük olacaktı. Otobüsler teslim alınmış olacaktı. Kim kaybetti? Tek bir imza gerekiyor. Son 2 haftadır gündem olan Sefaköy-Beylikdüzü Metrosu da aynı şekilde.
‘BENİ ÇOK SEVİYOR BİLİYORUM’
Ben seçildiğimde sevinmiştim. Cumhurbaşkanı İstanbul’a sevdam diyor. Hızlıca İstanbul’un sorunlarını çözeriz dedim. Üzülüyorum. Memleketimizim cumhurbaşkanından bunları duymak istemem. İstanbul’da televizyonlarda beni anlattılar, kapalı toplantılarda beni anlattılar. Trabzon’da beni anlattılar. Yetmedi, Ukrayna’dan dönüşte beni anlattılar. Beni çok seviyor, biliyorum. Ben de onu çok seviyorum. Bak seçimden önce ne güzel konuştuk, anlaştık. Yirmi dakika yerine bir saat yirmi dakika sohbet ettik. Niye konuşmuyoruz? İstanbul neymiş? Bir çıldırmışlık var. Bir akıl tutulmuşluğu var.
Tekrar seçim olsa yine kazanabileceğine inanıyor musunuz?
Aynı farkla kazanmak beni üzer, ben onun çok daha üstünde oy alacağımızı görüyorum. Bugün İstanbul’da genç nüfusun bize nasıl sarıldığını ben yaşıyorum.
IŞİD Türkiye sorumlusu Kasım Güler 8 ay önce yakalanmıştı. Güler, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile size yönelik suikast düzenlendiğini söyledi. Size bu konuda bilgi verildi mi? Koruma önlemleriniz artırıldı mı?
Bu çok ciddi bir konu. Bu tür konuların ne yazık ki üstünden teğet geçiliyor. Aynı MOBESE meselesi gibi. Bu konuyu en iyi analiz edecek insanların başında geliyorsunuz. Bu işe ciddi bakmak lazım. Güler ifadesinde birçok detay veriyor. ‘Bu arada suikast konusu medyaya düşünce eylemi gerçekleştirmedik’ diyor.
Bu konuyu ben medyadan öğrendim. Aralık 2020’de bu konuyla ilgili gazetelerde haber çıktı. Sayın İçişleri Bakanı açıklama yaptı. ‘İmamoğlu’na karşı suikast girişimi söz konusu değildir. Bunların medyayla paylaşılmasını tercih etmiyoruz’ diyor. İçişleri Bakanı hep yanılırsa herkesin oturup düşünmesi lazım. Bu ortamda İmamoğlu’nun etrafındaki insanları da mı düşünmüyorsunuz? Hiçbir konuda bizimle diyalog kurmadılar.
Polislerle de bir görüşme olmamış sanırım
Hiçbir diyalog ya da görüşme yok. Terörle iltisaklı 700 kişiden bahsedildi. Bir kişi sorgulanmaz mı? Bunlar unutulacak şeyler değil. Benim 86 bin çalışanımı sen nasıl zan altında bırakırsın?
‘MOBESE İŞİ HİÇ UNUTULMAYACAK’
Baktığınızda yaşanan trajedinin en az yüzde 85-90’ı bizim sorumluluk alanlarımızın dışında oldu. Diplomatik buluşmalarım, fotoğrafların tartışmaları bütün bunların hepsi MOBESE görüntüleri üzerinden detaya dönüştürüldü. Bu MOBESE işi hiç unutulmayacak. Bu özel hayata ve yaşama tecavüzdür. Suç duyurusunda bulunduk. Bakanlığa bazı sorularımız oldu. Beni devletin hiçbir görevlisi aramadı ve bilgi vermedi. Bunu asla unutturmayacağım. Bunun üzerine gitme sebebim büyükelçiyle olmam değil. Bu iş Uğur Dündar’ın, AKP’li bir belediye başkanının başına gelmesin, bir vatandaşın başına gelmesin diye bu meseleyi unutturmayacağım. Bu görüntüleri sızdıran kim? Bu soruyu o günden beri soruyorum. İçişleri Bakanı Yardımcısı asla muhatap almayacağım bir dille cevap verdi. Bu işin muhatabının bakanlık olduğu anlaşılıyor.
Süleymaniye Camii’nin silüetini olumsuz yönde etkileyen ve İlim Yayma Vakfı tarafından yurt olarak kullanılmak amacıyla inşa edilen bina. İBB olarak bu konuda ne yapacaksınız?
Arkadaşlarıma talimat verdim. Caminin şu anki hali bile düzeltilmeye muhtaç. Arkada görülen çatının bile aşağı inmesi gerek. Bunun yerine daha henüz çatısı bitmemiş bir inşaat yapıldı. Bu görüntü daha da çirkinleşecek. Orada tarihi miras bertaraf edildi ve ne yazık ki ucuna yetiştik. Buranın onayı 2 seçim arası veriliyor. Fatih Belediyesi onayı veriyor. Çevredeki tek tahribat bu değil. İETT binasının tahribatını onarmak için uğraşıyoruz. Bu ortama asla müsaade etmeyeceğiz. Yıkımla ilgili en etkili bir şekilde sahada olacağız. Nisan-mayıs aylarında Beyazıt Meydanı’nda bazı hususları anlatacağım. Sarayburnu’ndan Eminönü Meydanı’na Unkapanı’ndan Yenikapı’ya birçok alanı sizlerle paylaşacağım.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***