Bugün, ne yalan söyleyeyim, aklımda yazmak için başka bir konu vardı, Kıbrıs’ta mafyanın kamulaştırılması ya da özelleştirilmesi demeyelim de, Anavatanlaştırılması konusunu (Çakıcı suikastte ölen Falyalı’nın kumarhanelerini işletmeye başlamış) tartışmak istiyordum ama Putin’in dün gece yaptığı açıklamalar kaçınılmaz olarak gündemi değiştirdi.
Ben de Rusya, Ukrayna, ABD, İngiltere, AB ilişkileri üzerine bir şeyler çiziktirebilirim ama bu konuda benim görüşlerimden daha nitelikli şeyler yazabilecek sayısız gazeteci vardır, haddimi bilerek bu alana da girmeyeceğim.
Bugün sadece SIPRI kökenli küresel askeri harcama verilerini okurlarla paylaşmak istiyorum, Ukrayna konusunda yazı yazan ama SIPRI’yi izlemeyenlere de belki bir minik fikir vermiş olurum.
Konuya girmeden önce bugün yine aklıma takılan bir konuyu daha gündeme getireceğim.
Rusların Londra Borsasında 470 milyar pound (500 milyar avrodan biraz fazla) tutarında yatırımlarının olduğunu okudum bu sabah, büyük bir meblağ, Türkiye ekonomisinin üçte ikisi kadar mesela.
Bu yatırımlar acaba küresel risklerin azalmasında, büyük bir savaşa dönüşmesinde bir olumlu katkı sağlar mı?.
18. yüzyılın çok önemli Prusyalı filozofu Emmanuel Kant’ın “ticaret barışı getirir” mealinde bir sözü meşhurdur, bakalım büyük düşünür
Kant haklı çıkacak mı bu kez de?
Gelelim SIPRI verilerine.
SIPRI’nin (Stockholm International Peace Research Institute) sitesinden 2021 senesi için küresel askeri harcamalara ilişkin verilere ulaşabiliyorsunuz.
Türkiye’nin askeri harcamaları 17 milyar dolar olarak gözüküyor ama bu büyüklük içinde Savunma Sanayi Başkanlığına Savunma Sanayi Fonundan aktarılan kaynakları da ilave ederseniz askeri harcamalarımız 20 milyar dolara ulaşıyor.
Küresel askeri harcamaların yüzde 62’sini 5 ülke gerçekleştiriyor dünyada: ABD (730 milyar $), Çin (290 milyar $), Hindistan (75 milyar $), Rusya (70 milyar $) ve Suudi Arabistan (62 milyar $).
Türkiye NATO üyesi bir ülke, NATO askeri harcamalar istatistikleri de çok ilginç.
2015-2021 yılları arasında eksiksiz tüm NATO üyesi ülkelerde askeri harcamaların milli gelire oranında artış var.
Fakirliğin, çevre meselelerinin bu kadar akut sorunlar haline geldiği dünyamızda her NATO ülkesinde askeri harcamaların milli gelire oranının artmasını bir genel çıldırma olarak da değerlendirebilirsiniz siyasi pozisyonunuza bağlı olarak.
İşin daha da ilginç bir yanı da askeri harcamaların milli gelire oranının en çok artış gösterdiği ülkenin dış borç yükü altında sıkıntılar yaşayan, krizden çıkmaya uğraşan Yunanistan olması.
Bu çılgınlıkta bizim de bir ölçüde payımız var muhtemelen.
Türkiye’nin askeri harcamaları mutlak olarak 20 milyar dolar düzeyinde iken Yunanistan’ın askeri harcamaları 7 milyar dolar seviyesinde.
Türkiye NATO üyesi ülkeler içinde mutlak harcama olarak yedinci ülke, askeri harcamaların milli gelire oranında ise on altıncı sırada (Türkiye’nin milli gelirinin mutlak olarak çoğu NATO ülkesinin üzerinde olması nedeniyle) .
Yazının çok sayıya boğulduğunun farkındayım ama buna rağmen ilginç bir veri ile kapatmak istiyorum konuyu.
NATO’nun 30 üyesi var, ABD’nin askeri harcamaları diğer 29 ülkenin askeri harcamalarının toplamının iki katından daha fazla.
Daha başka bir ifade ile de ABD 730 milyar dolar askeri harcama yaparken (Türkiye’nin milli gelirine çok yakın) diğer 29 ülkenin askeri harcamalarının toplamı 322 milyar dolar.
Askeri harcamaların sayısal büyüklükleri önemli ama en az bunun kadar önemli başka bir konu da, bu büyüklüklere bağlı olarak bu askeri harcama miktar dengesizliklerinin siyasi yapılara etkisi.
Bu konuyu da başka bir yazıda tartışırız belki.
Hatırlayalım, ABD Rusya’nın on katı kadar, Çin’in de üç katı kadar askeri harcama yapıyor.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***