Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına rağmen tahliye edilmeyen iş insanı Osman Kavala davası hakkında konuştu. Amor, “Çok yakından davayı takip etmeye çalışıyoruz. Ankara ile açık konuşuyoruz. Bu bir nevi turnusol testi Türkiye için” dedi.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan Amor, Osman Kavala davasına ilişkin “Bunda ısrarcı oldum çünkü bu yurtdışından kişilerin gelip size taahhütlerinizi hatırlatması değil. Bu Türkiye’nin Anayasası ile ilgili. Bu yurtdışından bir müdahale değil. Bunlar sizin taahhütleriniz ve siz Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olmaya karar verdiniz. Ve bu beraberinde Avrupa Konseyi üyesi olarak yükümlülüklerinize uymanızı gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması konusunu raporda yine hatırlatacaklarını söyleyen Amor, “Çünkü ilişkilerimizin diğer alanlarında bazı gelişmeler olmasına karşın insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda hiç ilerleme yok” dedi.
‘TÜRKİYE’DEN BEKLENTİMİZ AB POLİTİKALARINA UYUM SAĞLAMASI’
Amor, şunları söyledi:
“Benim amacım, katılım sürecinin hala ilişkilerimizin temelini oluşturduğu mesajını iletmek. Ve katılım sürecinin odağında insan hakları yer alır. Bu nedenle katılım süreci büyük bir değişim geçirmiyor. Ama ilişkilerin başka yönleri de var mesela sondaj çalışmaları, Doğu Akdeniz, Yunanistan… Göç konusunda normal şekilde çalışıyoruz. Çevre ve güvenlik konularında yeniden üst düzey temaslarda bulunuyoruz. Bunlar güzel haberler. Ama aday ülke olduğu için ayrıştırmamız lazım. Bu aşamada Türkiye’den beklentimiz AB’nin politikalarıyla, ki buna elbette dış politika da dahil, yapıcı olarak uyum sağlaması.”
‘İNSAN HAKLARINDA HİÇ İLERLEME YOK’
Amor, “Fark ettik ki mesela yeşil barışta, sağlıkta, Covid’de, çevre sorunlarında yakınlaşmalar var ama ilişkilerin diğer yönünde, insan hakları ve hukukun üstünlüğünde, hiç ilerleme yok. Bu AP için temel mesele. Ve elbette taslak rapor bu durumu resmedecek” ifadelerini kullandı.
“Avrupa’daki problemlerimizden biri de kamuoyunun bir kısmında Türkiye ile ilgili her şeyin Erdoğan ile ilgili görülmesi” diyen Amor, “Birçok kişi için, Erdoğan dışında ülkede kimse yok. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı dışında bir imajı yok. Bu da ülkenin imajını çok zedeleyici” şeklinde konuştu.
Serbest Görüş:
‘PARLAMENTO NEREDEYSE YOK OLDU’
Altı muhalefet liderinin güçlendirilmiş parlamenter sistem hedefiyle bir araya gelmesini de değerlendiren Amor, şöyle devam etti:
“Bence muhalefetin ülkeye birçok konuda ortak-genel bir gündem sunmak için birleşmesi olumlu. Bence, daha önce de söylediğimiz gibi aşırı merkezileştirilmiş başkanlık sistemi demokrasi için iyi olmadı. Avrupa deneyimlerine yaklaşan parlamenter sistem önerisinin olması bence olumlu. Ama sorun sadece yasal süreç değil. Problem denge ve denetim. Ve Türkiye’deki tüm sorun sadece aşırı merkezileşmiş başkanlık sisteminin dizaynı değil, ama denge ve denetlemenin olmaması. Parlamento, asıl siyaset kurumu, neredeyse yok oldu ve hatta hükümet bile sarayın politikalarıyla gölgelendi. Ve karmaşık yapıdaki her şey, saray diyebileceğimiz yere bağlıysa, bu ülke ve imajı için çok zarar verici.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***