HABER ANALİZ | YÜKSEL DURGUT
Bir önceki yazımda Taliban’ın kör topal Afganistan’da sürdürdüğü son 6 ayına ve yaşadığı zorluklara değinmiştim. Bu yazıda da Afganistan için bölgesel ne tür çözümler ortaya konulması gerektiğine yer vermek istiyorum.
Afganistan’ın Taliban kontrolü altında olması, ABD ve müttefiklerinin amaçlarına ve hedeflerine ulaşmadan 20 yıllık uzun bir çatışmanın ardından ülkeden ayrılmaları ile ortaya çıkan bir gerçektir.
Daha geniş anlamda, ABD için stratejik bir kayıptır ve birden fazla cephedeki başarısızlıkları örtbas etmek için süper güç ve müttefikler, “Ben kazanamıyorsam rakiplerim de kazanmamalı” fikrini benimsemişlerdir.
Sonuç olarak, yalnızca Taliban geçici hükümeti bölgesel ve uluslararası kabul ve ekonomik uygulanabilirlik bulmak için mücadele etmekle kalmıyor, aynı zamanda Orta ve Güney Asya (CASA) bölgesi de güvenlik ve siyasi çalkantılara eğilimli olmayı sürdürüyor.
ABD ve müttefikleri, Afgan bankalarında 9,5 milyar doları bloke hâlinde tutmaya şimdilik kararlı. Bununla birlikte, insani yardım olarak ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve Dünya Bankası ile IMF aracılığıyla sınırlı fonların serbest bırakılması konusunda dikkatli davranıyorlar.
Taliban, herkesi kapsayıcı bir hükümet olmanın dışında, tüm terör örgütlerine mesafe koyma, eğitim reformları, insan hakları, kadın ve çocuk bakımı, bazı mahkumların serbest bırakılması ile ilgili talepleri yerine getirmediği sürece, ülke adına bazı şeylerin değişme olasılığı şimdilik görünmüyor.
Birleşmiş Milletler, uzun vadeli bir önlem olarak UNHCR ve UNICEF programları aracılığıyla Afganistan’a yardım için 5 milyar dolar arayacağını duyurdu bile.
CASA bölgesinde, savaşın harap ettiği Afganistan’da barış ve istikrarı sağlamak için siyasi, ekonomik ve güvenlik işbirliği için bölgesel bir takım çalışmalar sürüyor. Bu çalışmaların haritasını çıkarmada Çin ve Rusya’nın öncü rolü üstleneceğini söylemeye gerek yok. Ancak şu ana kadar ortaya konulan eylemler ağır bir şekilde devam ediyor.
BÖLGE ÜLKELERİ AFGANİSTAN’I MÜZAKERE EDİYOR
Tüm bölge Afganistan’daki kargaşadan kötü bir şekilde etkilendi. Afganistan’ın kuzeyinde, Orta Asya Cumhuriyetlerinin güvenlik kaygıları ve Rusya’nın eski etki alanını yeniden güçlendirmesi, Kazakistan’daki kitlesel halk protestolarını bastırmak için Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (CSTO) birliklerinin mevcut durumu kontrol altına alma adına konuşlandırılması da Afganistan’ın gölgesinde yaşanan olaylar.
Avrasya’nın siyasi, ekonomik ve güvenlik ittifakı olan Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nün Çin, Rusya, Pakistan, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Hindistan ve İran’dan oluşan tam üye ülkeleri. Bunun yanı sıra Afganistan, Beyaz Rusya ve Moğolistan gözlemci statüsündeyken Ermenistan, Azerbaycan, Kamboçya, Nepal, Sri Lanka ve Türkiye diyalog ortakları.
Yani 18 ülke masa başında yeni umutlar için Afganistan’ı müzakere ediyor. Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), Avrasya kıtasının beşte üçünü, dünya nüfusunun yüzde 40’ını ve küresel GSYH’nin yüzde 20’sinden fazlasını kapsayan, coğrafi kapsam ve nüfus bakımından dünyanın en büyük bölgesel örgütü.
Benim düşünceme göre, çok geç olmadan Çin’in Afganistan’da çok arzu edilen siyasi, ekonomik ve güvenlik çerçevesini oluşturmak için ŞİÖ’nün yetkisi altında öncü rol oynayacaktır. Kazakistan’daki karışıklıklardan sonra da benzer yardım çağrılarını yüksek sesle dile getirmişlerdi. Çünkü Çin bölgedeki kaynayan kazanın Sincan bölgesinde sorun yaratmasından endişe ediyor.
Afganistan’ın en büyük zarar verdiği diğer bir ülke ise Pakistan. Pakistan, Afgan Taliban’ına yardım ettiği iddiasıyla medya davalarının yanı sıra IMF, Dünya Bankası ve FATF aracılığıyla birçok diplomatik, güvenlik ve ekonomik baskıya maruz kalıyor.
Pakistan, ABD ve koalisyon güçlerinin Afganistan’dan çekilmesinden sonra her şeyin güllük gülistanlık olacağı yönünde doğal bir iyimserliğe sahipti. Ancak Taliban şimdiye kadar yasaklanmış terör örgütlerine ülke genelinde hakim olamadı. El Kaide ve IŞİD gibi aşırıcı örgütlere ilişkin Taliban’ın yetersiz kalması ABD ve müttefikleri kadar Pakistan için de korku yaratıyor.
DURAND BÜYÜK ZARAR VERDİ
Durand Hattı, 1893’te Afgan Emiri Abdurrahman Han tarafından Britanya Hindistan’ı ile Afganistan Emirliği arasındaki uluslararası sınır olarak sınırları belirlemek için kuruldu. Bu hat, iki ülke arasında 2,670 kilometrelik kara sınırını oluşturuyor.
Uyuşturucu kartelleri, silah satıcıları ve kaçakçılık mafyası Pakistan ekonomisine 70 yıldır ciddi zarar veriyor. Bunun yanı sıra Pakistan’a gerçekleşen büyük göç nedeniyle akıl almaz bir şekilde toplumsal zarara da neden oldu.
Birçok ülkenin uyguladığı gibi Pak-Afgan sınırının çitle çevrilmesi de devam eden göç dalgasını engellemek içindi. Afganistan’a komşu ülkeler, Afgan halkına yardım etmek için kapılarını her daim cömertçe açtı. Sınırlarındaki çatışmalara rağmen, gıda, ilaç ve diğer temel ihtiyaç malzemeleri Afgan halkına her zaman ulaştırıldı. Güç kullanmadan bölgesel barışın artık bir an önce gelmesi için komşu ülkeler, diplomatik kanallar aracılığıyla sorunu çözmeye sonuna kadar kararlı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***