Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile üye Barkın Timtik’in tutuklu olarak yargılandığı 22 sanıklı davanın duruşması İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Kapalı Cezaevi Yerleşkesinde görüldü. Mahkeme, tutukluluk hallerinin devamına karar verdi, dada sonraki duruşma ise 23 Mart’ta.
Duruşmayı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve pek çok avukat takip etti.
Mahkeme başkanı geçen celse adli emanete yazılan yazıya cevaben birtakım evrakların geldiğini ve bu evrakların adli tıp kurumuna incelemeye gönderileceğini bu sebeple de bu celse esasa ilişkin beyanların alınmayacağını, yalnızca tahliye taleplerinin alınacağını belirtti. Duruşma savcısı ise “Mütalaamızı aynen tekrar ederiz, gelen belgelere bir diyeceğimiz yoktur, adli tedbirler yeterli kalmayacaktır bu sebeple tutukluluğum devamını talep ederiz” dedi.
KOZAĞAÇLI: GİZLİ TANIKLAR GERÇEK İNSAN DEĞİL
Duruşmada, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı söz alırken, “Gizli tanık Kanarya kim, gelsin burada ötsün! Gizli tanıklar mahkemeye getirilemiyor, çünkü bunlar ‘gerçek insan’ değil” ifadesini kullandı. “Tanıkla ilgili söyleyeceklerim var” diyen Kozağaçlı, “Gizli tanıklar mahkemeye getirilemiyor, çünkü bunlar ‘gerçek insan’ değil” dedi.
‘ÇOK TEHLİKELİ BİR ŞEY DAHA YAPIYOR SAVCILIK’
8,5 yıl önce yazılan iddianamenin yazım yanlışlarıyla birlikte kopyalandığını kaydeden Kozağaçlı, “Bu mütalaa da bundan 8,5 yıl önce hazırlanmış iddianamenin yazım hatalarıyla birlikte kopyalanmış hali. Bundan 8,5 yıl önce Savcı Adem tarafından hazırlanmış bir mütalaayı kopyalayacaksınız hem de yazım hatalarıyla birlikte. Başka ne var, bu mütalaanın sahibi zavallı Adem şimdi tutuklu. 8 yıldır bulunmayan delil dosyaya gelmiş, delil tartışması yürüteceğiz. Çok tehlikeli bir şey daha yapıyor savcılık. İstanbul CBS tanıklarını ikame etmekten vazgeçti. Savcılık bu dosyada taraf, siz mahkeme makamısınız, biz de öznesiyiz. Savcı isterse bir dilekçeden vazgeçebilir, bir talepte bulunur, bunu değiştirebilir, bir mütalaa verir, bunu da değiştirir. Tamam kabul fakat iddianame savcılığı bu dosyaya 13 tane tanık bildirmiş. Bu 13 tanıktan duruşma savcısı kendi isteğine göre vazgeçebilir mi? Benim kanaatimce vazgeçemez” şeklinde konuştu.
‘SAVCI 13 TANIKTAN VAZGEÇTİ’
“Evet savcı taraf ama aynı zamanda kamuyu temsil ediyor” diyen Kozağaçlı, “Biz taraflardan birine delili teslim ediyoruz olabilir mi böyle bir şey? Biz bir delili istesek güvenip verir misiniz? Ama savcılığa vereceksiniz. Savcılığın bir kamu görevi olması sebebiyle elbette verilebilir. Fakat savcılık 13 tane tanıktan bu şekilde vazgeçemez. Sayın savcıya soralım, yazılı olarak da söyletelim. Kanunda olayın delili bir tanığın ifadesiyse o tanık mutlaka dinlenir diyor. İkinci fıkra da diyor ki o tanığı getireceksiniz, yazdığı şeyle yetinilemez. Hadi savcı vazgeçti sesini çıkarmıyor, biz vazgeçebilir miyiz? Savcı bu dosyada bizim DHKPC üyesi olduğumuzu, benim yöneticisi olduğumu kanıtlamak üzere getirdiği 13 tanıktan vazgeçti” dedi.
‘ÇÜNKÜ BU KİŞİLER YOK’
Tanıklardan neden vazgeçildiğini soran Kozağaçlı, “Madde 211 ne diyor? Tanık ölmüş mü? Sorar mısınız savcıya bu 13 tanık öldü mü o yüzden mı gelemiyorlar? İkinci fıkrada dediği üzere tanık akıl sağlığını mı kaybetmiş? Soralım savcıya bu tanıkların hepsi akıl sağlığını mı kaybetti? 211/1 öldü mü, akıl hastalığına mı tutuldu, hayır. Şimdi son bir hüküm daha var, 211/3. Sayın duruşma savcısı 13 tane tanık göstermişsin 2013’de.Bunlar öldü mü, akıl hastası mı oldu, yoksa bulamıyor musun bunları. Böyle değilse nasıl vazgeçiyorsun? Bunlar kamu tanığı. Bence en önemlisi nerede olduklarını bilmiyorlar, çünkü böyle kişiler yok” ifadelerini kullandı.
‘TANIKLARI SAVCI, POLİS, EMNİYET MÜDÜRÜ’
Kozağaçlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Savcı yalan söylüyor, bu kişiler yok, yalan sahte ve üretilmiş. Lütfen rahatsız olun onun için söylüyorum. Bu tanıkların bir kısmı savcı, bir kısmı polis amiri, emniyet müdürü, savcı vekili. Nasıl böyle söylersin derseniz söyleyeyim. Yakın zamanda savcılar, emniyet müdürleri, polis amirleri tanık çıktı. Bunlar tutuklandı ve yargılandı. Düştüğümüz duruma bir bakar mısınız sayın başkan. Aleyhime tanık gösterilmiş, 8 senedir bu delilleri toplamaya çalışıyoruz. Bir sanık aleyhine olan tanığı dinletmek ister mi? Savcılığın bıraktığı tanıkların biz peşindeyiz 8 yıldır. Bizim DHKPC üyesi olup olmadığımız bir olgudur. Olgu vakıa demek. Eğer bir DHKPC üyesi isek bu bir olgu. Sebepleri var, sonuçları var. Olay bu değil ama. Kanun diyor ki bir olayın tek ispatı tanıksa o tanık dinlenmelidir.”
Serbest Görüş:
‘TANIKLARI GETİRTEMİYORUZ, HİKAYEYİ ANLATTIRAMIYORUZ’
“Eğer bizim DHKPC üyesi olduğumuz olgusunu hükme bağlamak istiyorsanız, olgunun tanığı olmaz, olay tanığı bulacaksınız. Ben gitmişim DHKPC işi yapmışım. Bunlar olay, bunları ispatlamak için tanığa ihtiyacınız var. Başka delili olur mu bu işlerin olur. Diyor ki hapishaneye geldi bize örgütten not getirdi. Böyle olsa elinizde tutanaklar olurdu, üstümüz aranmış olurdu, not bulunmuş olurdu, hapishanede ses ve görüntü kaydı alınmış olurdu. Siz dediniz ki kardeşim bunlar ispatlı, tanık dinlemek önemli değil. Bunu yapabilirsiniz. Ama burada tanık gelmiş polisle savcıya Selçuk bana geldi bunları söyledi diyor. Yahu gel bir kere de burada yüzümüze söyle. Bir de ben o hapishaneye hiç gitmemişim, o da var. Tanıkları getirtemiyoruz, hikayeyi anlattıramıyoruz, savcı da dinlemiyor.”
‘NEREYE KAÇIYORSUNUZ?’
“Savcılık iddiasını geri çekiyorsa karşı tarafın muvafakatiyle vazgeçebilir. Savcı ben bu 13 tanıktan vazgeçtim, bunların ileri sürdüğü şeylere dayanmayacağım dese biz de muvafakat edeceğiz. Fakat garip bir şekilde savcı mütalaayı vermiş, tanıkları da burada dinletmek istemiyor. Aynı zamanda da mütalaada bu tanıklara dayanmak istiyor. Böyle olamaz, bu iyi değil. Çok net fikrimi söylüyorum. Bunlar gerçek insanlar değil, savcılık o yüzden getiremiyor. Savcılık demeli ki 8 senedir bu tanıkların olmayan ifadesiyle dava yürüttüm, 6 senedir de seni tutuklu tutuyorum, özür dilerim bu tanıkları geri çekiyorum. Tanıklar buraya gelsin burada yüzleşelim. Bu talep değil bu kanun maddesi. Nereye kaçıyorsunuz? Bugün sadece tanık meselesini anlatacağım hatta, diğerlerinden vazgeçtim. Bu tanıkları hakim savcı bulmuş o tarihte, dinlemiş. O zamanki tem şube amiri bulmuş dinlemiş, onun bu dönemki tem şube amirinden üstünlüğü mü var? Bu da bulsun dinlesin. Zavallı tutuklu savcı Adem bulmuş dinlemiş, siz de bulun, dinleyin.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***