15 Temmuz sonrası KHK’larla ihraç edilmiş bir grup eski Türk diplomat tarafından kurulan Diplomasi ve Ekonomi Enstitüsü (INSTITUDE-Institute for Diplomacy and Economy) çarpıcı bir araştırma gerçekleştirdi.
instituDE üyesi Ömer Güler’in Türkiye’nin 122 büyükelçiliğinin web sitesindeki bilgileri derleyerek oluşturduğu çalışmanın sonuçları Türkiye dış politikasının mevcut durumunu gözler önüne serdi. Buna göre, Türkiye’nin dışişleri kökenli hiçbir büyükelçisi Arapça, Yunanca, Farsça, İbranice ve Çince dillerini bilmiyor.
Ömer Güler çalışmayla ilgili yazdığı makalede şu ifadeleri kullanıyor:
”122 büyükelçiden sadece 48’i görevlendirildikleri ülkelerin resmi dillerini (en az birini) konuşabilmektedir. Bu rakam yüksek görünebilir, ancak yanıltıcıdır. Bu 48 ülkenin 39’unda resmi dil ya İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ya da İspanyolca’dır. Türk büyükelçilerinin yukarıdaki dillerdeki yeterliliğini sorgulamak biraz tuhaf görünebilir, ancak viral olan bir tweet aksini kanıtlıyor. Ancak bu, bu makalenin konusu değil.”
Güler’ın bahsettiği Tweet ise aşağıda;
#FarukKaymakcıYalnızDeğildir pic.twitter.com/JtHiDb3zkq
— ali dinçer (@dincerica) February 2, 2020
Büyükelçilerin nispeten nadir yerel dilleri konuştuğu dokuz ülkenin Çin, Ukrayna, Rusya, Sudan, Libya, Katar, Kırgızistan, İran ve Hollanda olduğunu aktaran Güler, ”Resmi dilin öğrenilmesinin zor olduğu dokuz ülkeden biri de Çin. Çince bilen tek bir büyükelçi var ama orta seviyede, profesyonel değil. Ve çok daha çarpıcı bir şekilde, bu büyükelçi bir kariyer diplomatı değil, siyasi bir atamadır” diyor.
instituDE üyesi @TOmerGuler‘in, Türkiye’nin 122 büyükelçiliğinin web sitesindeki bilgileri derleyerek oluşturduğu dataset çarpıcı sonuçlar ortaya koydu:
Buna göre, Dışişleri kökenli hiçbir büyükelçi Arapça, Yunanca, Farsça, İbranice ve Çince bilmiyor. https://t.co/u5NAyKxm7k pic.twitter.com/ziqKkQxhKc
— instituDE (@institude_org) January 19, 2022
Ömer Güler yazısını sonunu ise şu çarpıcı değerlendirme ile bitiriyor:
”Türk dış politikasının bugüne kadar birçok başarısızlığından Cumhurbaşkanı Erdoğan sorumlu olsa da, tüm suçu Erdoğan’a yüklemek çok basit. Şunu da belirtmek gerekir ki, Türk Dışişleri Bakanlığı uluslararası siyasetteki mevcut eğilimlerin tam bir resmini çizebilecek kapasitede değildir.”
ÇALIŞMANIN KAYNAĞI İÇİN TIKLAYIN
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***