TR724 HABER | ERSAN AY
TIME’den Ian Bremmer, 2022 yılı için öngördüğü en büyük 10 global krizi açıkladı. Listede Erdoğan ve Türkiye de var. ABD ve Çin’in içişlerine odaklanmalarının 2022 yılında uluslararası çatışma olasılığını düşürdüğünü belirten Bremmer, bu durumun uluslararası alanda kriz yönetimini negatif yönde etkileyeceğini, kriz durumunda koordinasyon ve liderlik problemleri yaşanabileceğini söyledi. 2022’de karşılaşılacak temel problemlerin Covid-19 pandemisi, iklim değişikliği ve bölgesel jeopolitik krizler olacağını ifade etti. Açıklanan 10 büyük küresel krizler şunlar:
Covid Etkisi Görülmeye Devam Edecek
Gelişmiş ülkelerde pandeminin etkileri 2022 yılında azalacak. Bu ülkelerdeki popülasyonun oldukça etkili mRNA aşıları ile yüksek oranda aşılanmış olması sebebiyle Covid virüsü ve salgın batı için endemik hale gelecek. Pandeminin sebep olduğu yüksek enflasyon ve tedarik sıkıntısı gibi problemler ekonomiyi kötü etkilemeye devam edecek. Çin’in sıfır-covid politikası ise başarısız olacak. Etkili aşıların yokluğu ve aşılanmamış nüfus göz önüne alındığında Çin oldukça bulaşıcı COVID-19 varyantlarıyla mücadele etmek zorunda kalacak. Çin’in pandemi ile mücadelesinin en erken yıl sonuna kadar ciddi bir biçimde sürmesi beklenirken bu durum ekonomiyi daha da kötüleştirecek. Pandemiden en çok gelişmekte olan ülkelerin etkilenmesi beklenirken bu ülkelerde politikacıların halkın hedef tahtası olabileceği düşünülüyor. Gelişmiş ülkelerdeki aşı ihtiyacı gelişmekte olan ülkelerin aşı tedarikini olumsuz yönde etkileyeceğinden yeni salgınlar görülecek, ekonomi yavaşlayacak, ülkeleri borç batağına itecek. Genel olarak Covid-19 siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı sürdürmeye devam edecek.
Tekno-Gerilim Artacak
Büyük teknoloji firmaları farkında olsak da olmasak da hayatımızı ciddi şekilde yönlendiriyor. Neleri görüp, duyacağımızı belirleyip düşünce ve fikirlerimizi yönlendiriyorlar. AB, ABD ve Çin bu yıl bu firmalara yönelik olan düzenlemelerini daha da sıkılaştıracak fakat bu düzenlemeler firmaların dijital alana yaptıkları yatırımları sınırlamayacak. Bu firmalar ve uygulamalarının yayılmasında başrol oynadığı yanlış bilgilendirmeler ve bilgi kirlilikleri başta ABD olmak üzere birçok ülkede halkın demokrasiye olan inancını daha da zayıflatacak. Teknoloji firmaları ve hükümetler veri gizliliğinin, siber güvenliğin ve yapay zekanın güvenli ve etik kullanımının nasıl sağlanacağı konusunda anlaşamadıkları için ABD ve Çin arasındaki bu konulara ilişkin gerilim artacak.
ABD Ara Seçimleri
Kasım ayında yapılacak ara seçimlerde, Cumhuriyetçiler çok yüksek ihtimalle Temsilciler Meclisi’nin kontrolünü tekrar eline alacak. Ayrıca Cumhuriyetçiler, Senato’da da çoğunluğu sağlayabilir. Donald Trump’un 2024 Başkanlık seçimleri için adaylık sinyalleri verdiği de düşünülürse Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi ve Senato’da çoğunluğu ele geçirmeleri ilerleyen süreçte ABD’de anayasal krize sebep olabilir. Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Amerikan siyasi kurumlarına olan kamu güveninin büyük bir darbe alacağı düşünülüyor.
Çin’i Zor Bir Yıl Bekliyor
Başkan Xi Jinping’in oldukça külfetli sıfır-COVID politikası ve reform planları bu yıl piyasaları ve şirketleri tedirgin edecek gibi görünüyor. Çin’in teknolojide kendi kendine yeterlilik, ekonomik güvenlik ve sosyal uyum vizyonu gibi planlarının Batı’nın tepkisi, tükenmiş bir büyüme modeli, dengesiz bir ekonomi, hızla yaşlanan nüfus ve pandemi etkisi gibi zort şartlar altında gerçekleşmesi pek mümkün gözükmezken bu problemler Çin’i oldukça zor bir yılın beklediğine işaret ediyor.
Rusya
Ukrayna’daki krizin 2022’de daha da şiddetlenmesi bekleniyor. NATO ve Rusya’nın anlaşma ihtimalinin çok düşük olduğu belirtilirken Rusya’nın bölgeye daha çok asker gönderebileceği ve işgal altındaki Donbas’ı ilhak edebileceği konuşuluyor. Fakat Putin şimdilik sadece NATO’nun doğuya doğru daha fazla genişlememesini talep ediyor. İlerleyen süreçte olası ABD yaptırımları daha istikrarlı ABD-Rusya ilişkileri umutlarını sona erdirebilir. ABD seçimleri de göz önüne alındığında siber saldırı ve seçimlere müdahale gibi iddialar ilişkileri daha da kötüleştirebilir.
İran
İran’ın nükleer programı hızla ilerliyor. Biden Yönetimi’nin elinde çok az seçeneği var. İsrail, ABD’nin de etkisiz kalmasını fırsat bilerek daha bölgede daha aktif ve saldırgan bir politika izleyebilir. İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırması ihtimali artıyor. Bu durumun bölgedeki gerginliği artıracağı düşünülüyor.
İklim Politikaları Arka Planda Kalacak
Artan enerji fiyatları sebebiyle hükümetlerin enerji maliyetlerini düşüren ancak iklim politikalarını arka plana atan politikaları tercih etmesi bekleniyor. Hükümetler iklim politikalarını uygulamada geç kaldıkları ve sözlerini tutmadıkları için ciddi bir tepkiyle karşılaşıyor olsalar da artan enerji fiyatlarının hem seçmen hem de politikacılarda sebep olduğu endişe daha ağır basacak.
Liderlik Sıkıntısı Baş Gösterecek
ABD ve Çin iç politikalara öncelik verirken AB, İngiltere ya da Japonya’nın ortaya çıkacak liderlik boşluğunu doldurabilmeleri beklenmiyor. Bu sebeple birçok ülke ve bölgede var olan ve gelişecek kriz durumlarının çözümünün oldukça zorlaşacağı öngörülüyor. Yemen, Myanmar ve Etiyopya’da iç savaşların yeni riskler yaratması, Venezuela ve Haiti’nin mülteci krizleriyle karşı karşıya kalması bekleniyor.
Uluslararası Şirketleri Yeni Zorluklar Bekliyor
Büyük şirketler kâr rekorları kırmayı dört gözle beklerken politik açıdan zor bir yıl da onları bekliyor. Çok uluslu şirketler, tüketicilerin, çalışanların ve hükümetlerin birçok yeni talepleriyle karşılaşacak ve bunun neticesinde orta yolu bulma adına çok daha fazla kaynak harcayacaklar.
Türkiye
2023 yılında gerçekleşmesi beklenen seçimler öncesi yapılan anketlerde Erdoğan’ın oy oranı gittikçe düşüyor. Bunu tersine çevirmek niyetinde olan Erdoğan’ın 2022 yılında Türkiye’nin ekonomisine ve uluslararası saygınlığına çok daha fazla zarar vermesi bekleniyor. Birçok ekonomistin önerilerini reddederek kendi bildiğini okuyan Erdoğan Türkiye’sinde işsizlik ve enflasyon oldukça yüksek, Türk lirası ise değersiz ve istikrarsız. Erdoğan’ın seçmenini konsolide etmek ve toplumu oyalamak, ekonomik kriz gündeminden uzaklaştırmak için daha agresif bir dış politika izlemesi bekleniyor. 2022 yılında alınacak bir erken seçim kararında tüm bu risklerin daha da artacağı ifade ediliyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***