YORUM | CEMİL TOKPINAR
Sanırım 2000’li yılların başıydı, bir hafta sonuydu. Eşim ve çocuklarımla evdeydik. Hava biraz soğuktu. Pikniğe veya gezmeye gitmeyecektik. Herhangi bir misafirlik de plânlamamıştık. O günü değerlendirmek için aklıma bir fikir geldi.
Eşime ve çocuklarıma:
— Haydi, bugün aile toplantısı yapalım, dedim.
Biraz şaşırdılar.
— Nasıl yani, biz toplantı mı yapacağız, diye sordular.
Onlara göre toplantı, büyüklerin yaptığı bir işti. Evde hep birlikte çay içerken, meyve yerken yaptığımız sohbetlerde, ailevî konulara girerdik. Ama benim şimdiki düşündüğüm farklıydı.
— Şimdi elimize kâğıt kalem alıp şu masanın etrafında toplanacağız ve hepimiz ailece daha mutlu olabilmek için neler yapmamız gerektiğini konuşacağız.
Herkes masanın etrafında yerini aldı. Bu uygulamam, onlar için oldukça ilginç ve heyecanlı geldi. Herkesin elinde kalem ve not kâğıdı vardı.
Önce gündemi belirlememiz gerekiyordu. Tabiî ki bu uygulama onlar için yeni olduğundan dolayı gündemi birkaç soruyla belirledim. “Bu evde en çok hoşunuza giden şeyler nedir?”, “Evimizde sizi üzen ve hoşlanmadığınız şeyler nedir?”, “Benden istekleriniz nelerdir?” gibi sorular sorarak, yazmalarını istedim.
Sonra herkes yazdıklarını okudu ve değerlendirmelerde bulunduk. Aman Allah’ım, küçük dünyaların gönlünde ne büyük hazineler yatıyormuş meğer. Çocuklar günlük programlarımızdan, yıllık iznimizi nasıl geçireceğimize kadar bir dizi istek yazmışlardı.
Toplantı âdeta bir eğlenceye dönüştü. Çocuklar adını, “iletişim toplantıları” koydular. Daha sonra ne zaman toplantı yapacağımızı söylesem koşarak gelirlerdi.
TOPLANTILAR NASIL YAPILMALI?
Sizlere tavsiyem, mutlaka aile toplantıları yapın. Rabbimiz, Kur’an’da bizi istişare etmeye teşvik eder. Müminler hakkında, “Aralarındaki işleri ise istişare iledir.” (Şura Suresi, 38. Ayet) buyuran Rabbimiz, Peygamberimize de (s.a.v.), “İşlerinde onlarla istişare et.” (Âl-i İmran 159) diye emreder.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sahabe efendilerimizle istişarelerde bulunmuş ve “İstişare eden, pişman olmaz” buyurmuştur.
İşte aile toplantıları, sünnet olan istişarenin uygulanmasından ibarettir.
Eğer aile toplantılarına devam ederseniz, muhteşem sonuçlar alacaksınız. Verimli bir aile toplantısı için herkesin müsait olduğu bir vakit seçilmelidir. Aksi halde toplantıya katılan aile fertleri, ihmal ettikleri bir işi veya az sonraki programı düşüneceklerdir.
Toplantıya ilkokula giden çocuklar dâhil bütün aile fertleri katılabilmelidir. Herkesin konuşma hakkı olmalı ve görüşlerini korkusuzca söyleyebilmelidir. Ancak kırıcı, yargılayıcı, eleştirici olmaktan kaçınmak gerekir. Hataları ve katılmadığınız hususları bile nezaket ve saygı kuralları içinde söylemek güzel olur.
Mutlaka bir toplantı defteri oluşturun. Buraya özet olarak görüşler ve kararlar yazılabilir. Bunların uygulanabilmesi ve izlenmesi için not tutmak çok mühimdir. Bir sonraki toplantının ilk gündemi, önceki toplantıda alınan kararlar ve bunların uygulanması olmalıdır.
Toplantıya bir ciddiyet havası hâkim olmalıdır. Herkes başkasının görüşlerine saygı göstermeli, o konuşurken dikkatle dinlemelidir.
Bu toplantıyı ve çocukların katılmasını sakın küçümsemeyin. Onların öyle güzel fikirleri var ki, bazen nasıl oldu da aklımıza gelmedi diye şaşıyorsunuz. Hz. Ali Efendimizin (r.a.), “Çocuğunuzla yedi yaşına kadar oyun oynayın, 15 yaşına kadar arkadaş olun, daha sonra da istişare edin” sözünün anlamı toplantıda daha güzel anlaşılıyor.
Elbette ki toplantıda herkes eşit haklara sahip olamaz. Çünkü anne ve babanın görev ve sorumlulukları her zaman daha ağır olduğu için yetkide de birkaç adım öndedirler. Fakat anne ve baba, bu durumlarını bir baskı aracı olarak değil, bir ikna ve teşvik şeklinde kullanmalıdır. Anne ve babanın toplantı öncesi hazırlık yapması, toplantı sonunda da değerlendirmede bulunması önemlidir.
Toplantıya her konu getirilmemelidir. Anne ve babanın kendi aralarında çözebilecekleri mahrem konular ve evlilikle ilgili sorunlar toplantıya taşınmamalıdır. Ancak çocuklar 18 yaşını aşmış veya erken olgunlaşmışlarsa, nezaket ve saygı kuralları içinde görüşleri alınabilir.
Kimileri çok uçuk teklifler ya da olması imkânsız istekler getirebilir. Onu hemen reddetmek, öfkelenmek veya alaycı ifadeler kullanmak yanlıştır. Olumsuz tavır yerine, niçin olamayacağını güzelce açıklamak ve inandırmak gerekir.
Bazen de yapılan bir teklifi ilk duyduğumuzda hemen tepki gösteririz. Oysa teklif edenin ne kast ettiğini henüz öğrenmemiş olabiliriz. Önce, “Bu teklifini biraz açar mısın?” diyerek anlamaya çalışmak gerekir. Belki de ilk duyduğumuzda hemen reddettiğimiz bir teklif, üzerinde fikir ürettiğimizde bize bambaşka bir dünyanın kapılarını açacaktır.
Toplantılar aile fertlerine şunları kazandırır:
- Cesaret ve güven:
Aile fertleri, aileyi ve kendilerini ilgilendiren konularda konuştukça cesaretleri artacaktır. Konuşmayı, fikrini savunmayı, yapıcı değerlendirmeyi öğrenecektir. Kendisine değer verildiğini, gerçekten bir işe yaradığını görecek ve bundan mutluluk duyacaktır.
Unutmayın ki, ailede görüşleri sorulmayan, istekleri sürekli reddedilen, hep baskı altında tutulan çocuklar başka ortamlarda da çekingen, pısırık, isteksiz ve korkak olacaklardır.
- Âidiyet ve sorumluluk bilinci:
Kararlar ortak alındığı için aile fertlerinin âidiyet bilinci artacaktır. “Biz bir aileyiz, hep beraber sevinir, hep beraber üzülür, hep beraber başarır, tabiî ki hep beraber karar alırız ve uygularız” düşüncesi herkesi motive edecektir.
Âidiyet bilinci, aile fertlerinin manevî ve ahlâkî değerlere bağlılığını güçlendirecek, yabancı ve zararlı etkilere karşı koruyacaktır.
Herkesin karar sürecinde katkısı olduğu için hem en güzeli bulmak için gayret edecek, hem de onu uygulamada üzerine düşen görevi yerine getirmek için çırpınacaktır. Kararlara gönülden sahip çıkacak ve onları savunacaktır.
- Denetim imkânı:
Toplantılar insanlara belirli görev ve sorumluluklar yükleyecektir. Ev işlerinde görev paylaşımından dış işlerine yardıma kadar çocuklar anne ve babaya nasıl yardım edeceklerini anlatacaklar; anne baba da çocuklar için neler yapabileceklerini söyleyeceklerdir. Bunlar toplantıda konuşulduğu için bir çeşit verilmiş söz niteliğindedir. Toplantıda bu sözlerin tutulması da denetlenecektir. Bir çocuk ihmal ettiği bir görev için annesine veya babasına kolayca bahane söyleyebilir. Ama aynı kolaycılığı, toplantıda sergileyemez. Çünkü daha bir ciddiyet havası vardır ve herkes bir şeyleri omuzlamaktadır.
- Sürekli gelişim:
Toplantılar aynı zamanda bir eğitim ortamıdır. Herkes her toplantıda yeni bilgiler öğrenecek, bunları ifade etme ve anlama kabiliyeti kazanacaktır. Toplum olarak en büyük hatalarımızdan birisi de, birbirimizi anlamamak, yani iletişim çatışmaları yaşamaktır. Toplumun en küçük bir örneği ve temel yapı taşı olan ailede iletişimi başarır, birbirimizi doğru anlarsak, hem kendimizi mutlu etmiş, hem de başkalarının mutluluğuna katkıda bulunmuş oluruz.
- Duygusal kazanım:
Aile toplantılarını yaptığınızda her geçen gün birbirinizi daha çok sevdiğinizi, daha çok ilgi duyduğunuzu göreceksiniz. Belki de bu toplantılar, birbirinize karşı zaten var olan güzel duygularınızı, fark ettiğiniz ve hissettirdiğiniz fırsatlar olacaktır. Bunun için çok beklemenize de gerek yok. Daha ilk toplantıda muazzam bir değişim fark edeceksiniz.
Nitekim aile toplantılarına başladıktan sonra ben çocuklarımı değil, onlar beni teşvik ettiler. “Haydi, iletişim yapalım” sözü, o kadar hoşlarına gidiyordu ki, âdeta oyun oynamaya koşuyor gibiydiler.
- Tecrübe:
Aile toplantılarında tecrübe kazanan çocuklar, öğrendiklerini hayatı boyunca uygulayacaklardır. Özellikle günümüz dünyasında “ortak aklı” temsil eden toplantı okulda, iş yerinde ve her türlü kurumsal vazifelerde çocuklarımızın karşısına çıkacaktır. Ailede istişare eğitimi alan çocuklarımız, bu toplantılarda hiç zorluk çekmeyecek ve kolayca adapte olacaklardır.
Demokratik düşünce ve uygulamaların hayatın her alanına yansıdığı günümüzde bu eğitimin ailede verilmesi büyük bir kazanımdır.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***