İngiltere’de Covid-19 önlemlerine rağmen Başbakanlık resmi konutunda düzenlenen sosyal etkinlik ve partilerle ilgili iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Son olarak İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in eşi Prens Philip’in cenaze gününden bir gün önce konutta düzenlenen iki partiye dair bilgiler Başbakan Boris Johnson’ın siyasi geleceğini daha da tehlikeye soktu.
Daily Telegraph gazetesinin haberine göre 16 Nisan 2021’de Başbakan’ın iletişim danışmanı ve fotoğrafçısı James Slack’e veda partisi düzenlendi. İç mekanda yaklaşık 30 kişinin katıldığı içkili müzikli partinin sabahın erken saatlerine kadar sürdüğü bildirildi. Aynı gün Başbakanlık konutunun bahçesinde de yine yaklaşık 30 kişinin katıldığı başka bir sosyal etkinlik yapıldığı ve bu iki grubun ilerleyen saatlerde birleştiği ifade edildi.
Gazetenin haberine göre James Slack’e veda partisi Başbakanlık konutunun alt katında yapıldı. Bu mekanda havalandırma imkanının kısıtlı olması koronavirüsün yayılma koşullarını daha elverişli hale getirdiğine dikkat çekildi. Daha çok genç çalışanların katıldığı partide fotokopi makinasının üzerine yerleştirilen dizüstü bilgisayarla yüksek sesli müzik çalındığı ve katılımcılardan birinin dans esnasında halıya çok miktarda şarap dökülmesinden dolayı kaygılandığını dile getirdiği ifade edildi.
Grubun daha sonra bahçeye çıkarak diğer grupla birlikte eğlenceye devam ettiği, bu esnada bir katılımcının Başbakan Johnson’ın oğlu Wilfred tarafından kullanılan salıncağı kırdığı bildirildi.
Başbakan Johnson partinin yapıldığı günlerde Başbakanlığın yazlık konutu Cheqers’da bulunuyordu.
O dönemde kurallar ne gerektiriyordu?
Partinin düzenlendiği dönemde İngiltere’de uygulanan Covid-19 önlemleri gereğince yalnızca dış mekanda altı kişi ya da iki farklı evde yaşayan kişilerin bir araya gelerek sosyalleşmesine izin verilirken, bu izin iç mekanda yalnızca aynı evde yaşayan kişiler ve destek balonunda bulunanlarla sınırlandırılmıştı.
Parti, bu kuralların ötesinde, ülkenin en üst düzey kamu kurumunda Kraliyet ailesinin acı gününe saygısızlık değerlendirildi. Kraliçe II. Elizabeth’in eşi Prens Philip’in 17 Nisan 2021’de düzenlenen cenaze töreni Covid-19 önlemlerinden dolayı çok kısıtlı tutulmuş, kurallar gereği törene kraliyet ailesinden ve Prens Philip’in yakınlarından sadece 30 kişi katılmıştı. Kilisedeki tören sırasında kraliçenin tek başına sırada oturuşu da Covid-19 salgını nedeniyle acı ve mutlu günlerde çekilen yalnızlığın ve gösterilen fedakarlıkların simgesi olmuştu.
Başbakanın eski iletişim danışmanı James Slack, görevinden ayrılırken kendisi için düzenlenen veda partisinden dolayı özür diledi. Sun Gazetesinin editör yardımcılığı görevini yürüten Slack o dönemde partinin yapılmaması gerekiğini belirterek yarattığı öfke ve incinmeden dolayı özür diledi ve bütün sorumluluğu üstlendiğini dile getirdi.
Asıl sorumluluğun başbakana ait olduğunu belirten ana muhalefetteki İşçi Partisi Başkan Yardımcısı Angela Rayner kraliçenin birçok kişi gibi tek başına yas tuttuğunu ve insanların ulusal çıkarlar için kurallara uymak adına büyük travma ve fedakarlıklara katlandığı bir dönemde “Başbakanlıktaki kültür ve davranışlar karşısında söyleyecek sözüm yok” diye tepkisini dile getirdi. İşçi Partisi ve diğer muhalif partiler başbakanın istifa etmesini istiyor.
Johnson’ın yerine kim geçebilir?
Başbakanlık ve diğer bakanlık binalarında Covid-19 önlemlerine rağmen düzenlenen partiler Başbakan Boris Johnson’ın koltuğunu sarsıyor. Johnson Mayıs 2020’de Başbakanlık’ta düzenlenen sosyal etkinliğe katıldığını kabul etti ve bunun için parlamento önünde özür diledi ancak bu özür herkesi ikna etmedi. Partisi Muhafazakarların İskoçya lideri Douglas Ross, başbakanın görevinin bırakması gerektiğini keskin dille dile getirdi.
Hükümet üyeleri ise şimdilik Johnson’ın arkasında duruyor. Ancak Johnson’ın koltuğunu kaybetmesi halinde öne çıkabilecek isimler yakından takip ediliyor. Bu isimlerin başında Maliye Bakanı Rishi Sunak geliyor. Başbakanın özür dilediği gün parlamentoda bulunmayan Sunak geç saatlerde bir sosyal medya mesajı paylaşarak başbakanın özür dilemesinin doğru olduğunu ve partilerle ilgili soruşturma sonucunun sabırla beklenmesi gerektiğini iletti.
Johnson’ın yerine adı geçen bir başka bakan da Dışişleri ve Brexit Bakanı Liz Truss. Onun da Johnson’ın özür konuşmasından Sunak gibi geç bir tepki vermesine karşın “Başbakanın yüzde 100 arkasındayım” ifadesini paylaşmasına dikkat çekildi.
Başbakanlıktan yapılan açıklamalarda Johnson’ın kurallara uygun davrandığı vurgulandı.
Her 10 seçmenden altısı Johnson’ın istifasını istiyor
Başbakanın geleceği şu anda başbakanlık ve diğer bakanlıklarda yapıldığı iddia edilen partileri araştırmakla görevli üst düzey kamu görevlisi Sue Gray’in soruşturmalarında. Gray’in önümüzdeki hafta raporunu tamamlaması bekleniyor, ancak The Times gazetesine yansıyan haberlere göre raporun partilerle ilgili suç unsuru teşkil edecek yeterince kanıt bulunmadığı sonucuna varabileceği aktarılıyor.
Bütün bu gelişmeler Johnson’ın halk içindeki popülerliğini olumsuz etkiliyor. Parti iddialarının basına yansımasından bu yana hem Johnson’ın hem de Muhafazakarların destek kaybettiği görülüyor. Son yapılan bir kamuoyu yoklamasında İşçi partisi Muhafazakar Parti’nin 10 puan önüne geçti. Her 10 seçmenden altısı da Johnson’ın istifa etmesi gerektiği görüşünde.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***