Üniversite öğrencisi Enes Kara’nın yaşamına son vermesinin ardından HDP’nin tarikat veya cemaat kontrolündeki özel yurtlarda yaşanan ölümlerin ve diğer sorunların araştırılması önergesi AKP-MHP oylarıyla reddedildi.
HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, tarikat veya cemaat kontrolündeki özel yurtlar ve kamu yurtlarında yaşanan sorunların, baskıların, tacizlerin, ölümlerin, saldırıların tüm yönleriyle ortaya çıkarılması için Meclis araştırması açılmasını talep etti. Önerge AKP- MHP oylarıyla reddedildi.
HDP’nin önergesi şöyleydi:
Türkiye’de tarikat veya cemaat kontrolündeki özel yurtlarda ve kamu yurtlarında yaşanan sorunların, baskıların, tacizlerin, ölümlerin, saldırıların tüm yönleriyle araştırılması, olumsuzlukların önüne geçilmesi için Anayasa’nın 98. TBMM İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis araştırma sürecinin başlatılması gereğini arz ve teklif ederim.
GEREKÇE
Türkiye’de başta tarikat-cemaat kontrolündeki yurtlar olmak üzere özel ve kamuya ait yurtlarda kamuoyunu infiale sürükleyecek her gün yeni mağduriyetler yaşanmaktadır. Bunun son örneği Enes Kara’nın yaşamını yitirmesi ile sonuçlanmıştır. Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, ailesinin baskısı ile kaldığı cemaat yurdunda, cemaatin dinsel yönlendirmeleri ve yine ailesinin zorlamalarına dayanamayarak yaşamına son vermiştir. Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara yaşamına son vermeden önce bir mektup bırakmış ve yaşamına yönelik müdahaleler bulunulduğunu ifade etmiştir.
Öncelikle ifade etmek gerekir ki, devlet bütün öğrencilere kamusal ve parasız yurt imkânı sunmak zorundadır. Bu, sosyal devletin ve devleti idare eden hükümetlerin anayasal görevidir. Hükümetlerin anayasal görevini yerine getirmemesi sonucunda oluşan boşlukta özel yurtlar ortaya çıkmaktadır. Bu özel yurtlarda keyfiyet ve ideolojik yaklaşımlar sebebiyle çok sayıda mağduriyet ve hak ihlali ortaya çıkmakta iken, AKP iktidarı söz konusu mağduriyet ve ihlallere kasti şekilde göz yumarak sorunların derinleşmesine sebep olmaktadır. Buradan da ideolojik payanda sağlamayı amaçlamaktadır.
Yapılan araştırmalara göre 2006’da sayısı 1723 olan vakıf/dernek yurtları 2021 yılı itibarıyla yüzde 93’lük artışla 3 bin 331’e çıkmıştır. Bu korkunç artışın sebebi artan zamlar ve hayat pahalılığının yanında öğrencilerin barınma sorununa çözüm bulunamamasıdır. Kamusal yurt hizmeti alamadığı ve geçim sıkıntısı yaşadığı için özel yurtlara gitmek zorunda kalan gençler, kimi zaman yaşamlarına mal olan durumlarla karşılaşmaktadırlar. Aladağ’da Süleymancılar denilen oluşuma ait bir yurtta meydana gelen yangında 11 öğrenci yaşamını yitirmiştir. Yine Karaman’da Ensar Vakfı ve KAİMDER’e ait evlerde kalan 45 çocuk cinsel istismara uğramıştır. Konya’nın Taşkent ilçesinde 2008 yılında ruhsatsız Kız Kuran Kursu yurdunda yaşanan patlamada 17 öğrenci yaşamını yitirmiştir.
Sadece özel ve tarikat-cemaat kontrolündeki yurtlarda değil, aynı zamanda kamu yurtlarında da çok sayıda mağduriyetin yaşandığı bilinmektedir. Tarikat-cemaatlerle siyasi angajman ve ideolojik ortaklık kuran, gençleri bu ortaklığın aracı haline getirmek isteyen iktidarın yolunu açtığı tarikat ve cemaatler, insanların yoksulluklarından faydalanmak ve kamusal denetimden muaf tutulmak suretiyle kamuoyunda infial yaratan ve yıllarca unutulmayacak mağduriyetlerin baş aktörleri olmaktadırlar. Yanı sıra kamu yurtlarında keyfi atamalar, liyakatsiz iş ve işlemler ile denetimlerin yetersizliği hemen her gün yeni mağduriyetlere yol açmaktadır.
Gençlerin kendilerini güvende hissetmediği, eğitimde fırsat eşitsizliğinin her geçen gün arttığı, ekonomik zorluklara bağlı olarak eğitim olanaklarının gittikçe zayıfladığı, barınma sorununun çözülmediği, yaşam haklarının hiçe sayıldığı böylesi bir ortamda, ailelerin bilinçli veya zorlamayla veya çaresizlik içinde cemaat ve tarikat kontrolündeki yurtlara göndermek zorunda bıraktığı öğrencilerin, baskılara, zorlamalara, tacizlere maruz bırakılması kabul edilemez. Öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılaması gereken yurtların, amaç dışı faaliyetleri, yeni sorun alanları yaratmaktadır. Gençlerin, öğrencilerin barınma sorununun çözülmesi için devlet, herkese yetecek kadar yurt yapım ve hizmeti sağlamalıdır. Öğrencilerin başta barınma olmak üzere her türlü ihtiyacının karşılanması için yerel yönetimlere destek ve yetki sağlanmalıdır. Gençleri özel yurtlara mecbur bırakmamak devletin asli görevidir.
Bu kapsamda, Türkiye’de özel ve kamu yurtlarında yaşanan sorunların, baskıların, tacizlerin, ölümlerin, saldırıların tüm yönleriyle araştırılması, olumsuzlukların önüne geçilmesi için Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***