Habertürk’te Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan CHP liderinin açıklamalarından öne çıkan satırbaşları şöyle:
* (İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) açılan teftiş) Teftişe karşı değiliz. Belediye başkanlarına da söyledim itiraz etmeyin diye ama ortada bir terör bağlantısı varsa ve savcılık temiz kağıdı verdikten sonra İBB işe alırken ne yapsın? İBB’nin MİT’i mi var? Bir kumpas. İstanbul’u almamızı haz edemiyorlar.
* Ekrem bey, yolsuzluk dosyalarını saptadı. Ne oldu bu yolsuzluk dosyalarına? Üstü kapatıldı. (İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla AKP dönemine ilişkin soruşturma başlatılmış, 40’ın üzerinde yolsuzluk dosyası hazırlanmıştı. İçişleri Bakanlığı, müfettiş atayarak 35 dosyaya el koymuş, sadece 12 dosya inceleyebilen İBB Teftiş Kurulu’nu devreden çıkarmıştı. Dosyalarla ilgili bazı haberlere de erişim engeli getirilmişti.)
* (İmamoğlu’nun görevden alınması ihtimali) Böyle bir ihtimal görmüyorum. AKP içerisindeki vicdan sahibi kişiler bile bunun olmaması gerektiğini söylüyor.
* Şimdi Ulaştırma bakanlığı yapan kişi (Adil Karaismailoğlu) eskiden İBB’de genel sekreter yardımcısıydı. İş olmuş gibi tutanak tutuyor, düzenliyor, adama para veriyorlar. İhale yok, bina da yok. İhale yapılmış gibi tutanağı tutup adama para veriyorsunuz. Bunun hesabı sorulacağına bu adamı bakan yapıyorsunuz. Belgeler var, imzası var. Getirdiniz, bakan yaptınız, ne oldu? Dokunulmazlığı oldu. Kimsenin hakkını yemek istemem.
* Müfettişlerin talimatla bu işi yapacağını sanmıyorum. İşin doğasına aykırı. Vicdanlı müfettişlere güveniyorum
* (AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan) Kendisini kendine şikayet ediyor. Terörist varsa bul kardeşim.
* (Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) alınmaması) İçeri alınsaydım Merkez Bankası’nda ne yaptıysam aynısını yapacaktım. ENAG’ı, alışverişte karşılaşılan rakamları soracaktım, vatandaşın tepkilerini dile getirecektim.
* Oraya işçinin, emekçinin, milyonlarca kişinin hakkını aramak için gittim.
* Asgari ücretlilere hakları teslim edildi. Peki emekli?
* (Milli Eğitim Bakanlığı’na alınmaması) Bir tweet gördüm. KPSS’de derece yapıp sözlü mülakatta elenen. MEB’e de bunu soracaktım. Randevu istedik, bekledik yanıt yok. 12 saat bekledik ben 15’inci saatte gittim. Oraya KPSS’de haksızlığa uğrayanlar için gittim.
* Daha önce de yaşanmış bu. Danıştay, “Hayatın olağan akışına aykırı” diye iptal etmiş. Sonra tekrar mülakata girenler gene elenmiş.
* MEB’e sadece kadın milletvekilleriyle gittim. Yani sadece anneler olsun…
* KPSS mağdurları için açılan internet sitesine yoğun ilgi var. Hepsine hukuki destek vereceğiz.
* Sözlü mülakat yapmamız gerektiğinde odaya kamera koyacağız.
* “Sokağa çıkmamı istiyorlar” derken kast ettiğim şu: ‘Sokağa çıkacağız, camı pencereyi kıracağız,’ Erdoğan bundan hoşlanacak. Polisleri üstümüze salacak, ondan sonra OHAL ilan edecek. “Oh ne güzel istediğim kararnamemi çıkaracağı ve memleketi güllük gülistanlık yöneteceğim.”
* (Altaylı’nın demokrasilerde protestonun önemli olduğuna dair ifadesi) Bizim ülkede demokrasi yok ki. İnsanlar çıkıp bir bildiri okuyacaklar. Baskı, cop her şey var. Demokrasi olsa sorun olmaz ki yürüyüş yapabilirler, gösteri yapabilirler. Anayasa zaten bunu güvenceye almış ama ülkede Anayasa da askıda.
* Önümüzdeki eylül ayında seçim bekliyorum.
* İktidarın ilk haftasında Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız. Türkiye’deki bütün rakamlara vakıf olup devleti öyle yöneteceğiz.
* Siyasi partiler yasasının değişmesi gerektiğini söylüyoruz. Yasa bir darbe yasasıdır. Darbe sonrası çıkmış bir yasadır. Bu hali, parlamentoda lider vesayetini egemen kılmaktadır ve dolayısıyla parlamentoyu el kaldırıp el indiren vekillere indirger.
* Yasanın değişmesi gerek. Milletin vekilini millet seçmeli, genel başkan değil. Siyasi partiler yasasının baştan sonra değişmesi lazım. Cinsiyet kotasının getirilmesi de lazım.
* Devlette israfa bir genelgeyle son vereceğiz. Yollar, köprüler kaça yapıldı? Hangi yükümlülükler var? Ne kadar ödeyeceğiz? Sözleşmeler gizli. Biz ulaşamıyoruz sözleşmelere. Bunlar bildiğimiz ihale değil. Köprünün maliyeti ne? Bilmiyoruz.
* Biz bunları kamulaştıracağız, tamamını TL’ye çevireceğiz. İntikam duygusuyla değil, gerçek maliyetleri hesaplayıp, ‘al kardeşim paranı git’ diyeceğiz. Bu konuda yetişmiş, tahkim davalarına bakmış hukukçular var
(Meclis Başkanı Mustafa Şentop yayına bağlandı.)
* Şentop: Kurumların malzeme yapılmasından rahatsızım. Meclis başkanından siyasi tartışmalarda yer almasını istemek yanlıştır.
* Kılıçdaroğlu: Bakanlığa giderken sizin önünüze kilit vurulmuş bir kapı çıkarılıyorsa, gerçek bir TBMM Başkanı’nın, “Beyler siz ne yapıyorsunuz?” diye sorması gerekirdi. “Randevu istedim, Meclis başkanı devreye girsin” diye bir beklentim olmadı. Fakat bir milletvekili bakanlığa alınmadığı zaman parlamentoda başkanlık yapan birisinin milletvekillerinin hakkını savunmasını istiyorum. Yoksa “Şentop araya girsin bana yardımcı olsun” diye bir beklentim yok.
* Şentop: Ben gerçek bir Meclis başkanıyım. Ben değilsem siz de gerçek genel başkan değilsiniz. (Şentop daha sonra ilk ifadelerini tekrarlayıp canlı yayından ayrıldı.)
(Karaismailoğlu da bağlandı)
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu canlı yayına bağlandı. Konya-Karaman hızlı trenini açtıklarını belirterek söze girdi.
* Karaismailoğlu: İstanbul Havalimanı 10 milyar avro’ya yapıldı. İBB’de yolsuzluk yaptığım iddiaları çok kötü. Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği tutanaklar uydurma. Genel sekreter yardımcısı tutanak mı tutar?
* Kılıçdaroğlu: Önümde İBB Teftiş Kurulu’nun İstanbul başsavcılığına yazdığı yazı var. Saray da dinliyor o da bağlansın. Belgesiz konuşmam. (Karaismailoğlu, CHP liderinin lafını kesti. İBB’ye ithamlarda bulundu.)
(Karaismailoğlu canlı yayından ayrıldı.)
* Kılıçdaroğlu: Soygun düzeni var. Soygun düzenini dile getirince “Bunlar iddia” diyorlar. Ne iddiası ya? İddia değil plaka var, tahsis tarihi var. Bu bir belgedir, iddia değildir. Tarih ve numara da vereyim. Sayın bakan ona da baksın. (CHP lideri dosyanın tarih ve numarasını söyledi.)
* Belgesi var tutanak var. İçişleri Bakanı gelsin el koysun. Niye el koymuyor. Bu netameli bir iş, birilerine dokunacak. Görevlendir müfettişe. Bu iddiayı taşıyan kişi bakanlık yapamaz. Olay savcılıkta. Mutlaka bir ödeme yapılmıştır, yapılmadığı takdirde suç işlenir. Yapılmayan işe para verirseniz olur mu?
* Siz İBB’nin cumhurbaşkanlığına kaç araç tahsis ettiğini biliyor musunuz? AKP’ye, bakanlara, vakıflara niçin araba tahsis edilir. Bu milletin, fakir fukaranın parası çarçur edilir mi? Ne iddiası kardeşim. Plaka var, tahsis var. Ne iddiası Allah aşkına! Çıksın saraydaki zat ‘Biz araç tahsisi istemedik’ diye söylesin. Plakaları tek tek önlerine koyacağız. Resmi yazı var. Bakanlıklara resmi yazı var.
* Cumhurbaşkanlığı’na yedi araç, 15 Temmuz Derneği’ne yedi araç, AKP Grup Başkanvekilliği, AKP Silivri İlçe Başkanlığı, Başbakanlık 100 araç, Cumhurbaşkanlığı, Erok Spor Kulübü, Irak Devlet Başkanı, Meclis 1. Başkanvekili, Okçular Vakfı, Sekbanlar Spor Kulübü, Sıcak Yuva’ya İBB’den araç, ne yapılıyor bunlar? Ne iddiası? Bunlar kul hakkı yiyorlar. İstanbul’un alın terini nasıl birilerine peşkeş çekersiniz. 27,5 yılımı devlete verdim böyle rezalet görmedim.
* Desinler ki bir aracı CHP Genel Merkezi’ne tahsis etik. Desinler bakalım. Siz aracı tahsis ediyorsunuz. Sürekli tahsis ediyorsunuz. Olur bir kez acil bir şey olmuştur. Bunu anlayışla karşılarım. Başkanvekiline aracı veriyorsunuz. Uzun süreli. Bir de devletin kasasından kuruş para çıkmıyor diyorlar ya. Büyük aldatmaca. Garantileri kim verdi? Bu sözleşmeler gizli. Madem bu kadar şeffaf niye açıklamıyorsunuz? Şehir hastanelerini açıklayın? Şehir hastanelerinin kaça mal olduğunu bunlara danışmanlık yapan İngiliz firmasının internet sitesinden öğreniyoruz.
* Temel atıyorsunuz, arkasından ihale yapıp, aynı adama veriyorsunuz. Biz yapsak kıyamet kopar. Savcı “Burada bir şey yok” diyor. Şu devletteki çürümüşlüğe bakar mısınız? Devletin yeniden inşa edilmesi lazım. Bunu da Allah’ın izniyle biz yapacağız. Kul hakkı neymiş, erdemli olmak neymiş bütün herkes görecek.
* HDP bir siyasi parti. TBMM’de oturum yönetiyor. Peki siz nasıl HDP’ye terör örgütü diyorsunuz. Devlette oturumu terör örgütü mü yönetiyor?
* En kolay şey suçlamaktır ama önce bir kendinize bakmanız lazım.
* Dış politikayı berbat ettiler.
* Dış ilişkileri Erdoğan kendine bağladı. Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı olmaktan çıktı. Yetki Erdoğan’da.
* Mısır ve Suriye’yle barışacağız. Karşılıklı büyükelçi atayacağız. Türkiye bölgenin en güçlü ülkesi. Barışıp kan dökülmesini engelleyeceğiz.
* Filistin’in haklarını koruyarak İsrail’le ilişkilerimizi düzelteceğiz.
* Tehdit edildi gıkı çıkmadı, 33 askerimiz şehit edildi gıkı çıkmadı, askerimizin kafasına çuval geçirildi gıkı çıkmadı. Etrafta “Kahramanım” diye geziniyor.
* Damat (Selçuk Bayraktar), damat olmadan önce İkitelli’deki fabrikalarını ziyaret etmiştik. İHA’ların nasıl başarılı olduklarını gösterdiler. Şikayetleri vardı, yardımcı olmamı istediler. Daha sonra evlilik oldu Allah mutluluk versin. Bir garezim yok gelişmesini isterim yatırım yapmasını isterim. Bu katkı Türkiye’ye yapılan bir katkıdır.
* ASELSAN’da yetişmiş eleman kaybımız oldu. Tank üretebilirdik. Beş model tank üretildi, atışları yapıldı fakat tank-palet fabrikası Katarlılara verildi, o iş orada bitti.
* Saray, her bakanlığa bir parti komiseri yerleştirmiş durumda; adları da bakan yardımcısı.
* (Erdoğan) Bugün bir sürü laf söylemiş hakkımda. Neden bağlanmıyor şimdi? Bağlansana.
* Geliyor gelmekte olan.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***