YORUM | LEVENT KENEZ
Şimdi hepimiz o iğrenç konuşmamanın “dil koparmak” kısmına tepki gösterdiğimiz için o kısacık videodaki esas mesajı ve tehlikeyi ıskalıyor gibiyiz.
Başlamadan, şahsın, Sezen Aksu’yu kastederek serdettiği tehdit sözlerini bir vatandaşın çektiği videodan öğreniyoruz. Haber olarak yapılmış falan değil. Şahıs öncesinde ve sonrasında bu konu ile ilgili hiç konuşmuyor, ısmarlama soru da almıyor. Bir mesaj vermek istese bunu yapabileceği 100 tane ortam oluşturur yanındakiler. Hatta iddiaya göre camideki konuşmanın haber yapılmaması istenmiş. Sözcü Gazetesi bile – neden ‘bile’ diyorsam, hatta neden ‘gazete’ diyorsam o da benim kusurum olsun – haberi yapmaktan korkmuş. Ama bunlar yarın öbür gün neler neler çektiklerini anlatacaklar. Neyse şahıs karşısına cami cemaatini alınca aklınca biz bize konuşuyor. Şahsın ruh dünyasında kendisine destek vermeyenler Müslüman değildir, o şimdi Müslümanlara konuşuyor.
Şahsı dinlemeye başlayalım:
“Hakaretlerin bini bir para.”
Bunu dün ana muhalefet liderine “Siyasi eşkıya, kalibresi bozuk, cins, cibilliyeti bozuk, adam değil, kifayetsiz muhteris” demiş adam söylüyor.
Buna hakaret eden yok aslında. “Hırsız var” diye bağırsan buna hakaretten içeri girdiğin bir ülke var. CHP’lilerin tweet atmak için kullandığı laflar AKP propaganda afişi olsun diye. Sosyal medyada herkes herkese her lafı söylüyor. Zaten yakında oraya da el atacak. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan adamın elini öpmeye gitti AKP’liler daha ötesi mi var?
“Bütün bunların karşısında dimdik duracak olanlar sizlersiniz.”
İşte iş şimdi ciddileşiyor. Ben niye dimdik duracağım. Devlet olan sensin. Varsa kanuna, nizama ters bir şey sen önleyeceksin.
Yani işin aslı hani dedim ya biz bize konuşuyor, cami cemaatine görev veriyor. “Dimdik durmak” falan da muhatabını epey gaza getirecek bir laf.
“Hz. Adem aleyhissalatu vesselam efendimize ki kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz. Onlara da had bildirmek bizim görevimizdir.”
Tüccarlıkta o kadar motive ki İslam geleneğinde sadece Peygamber Efendimiz için tercih edilen salavatı Hz. Adem için kullanıyor. Esas noktaya gelelim. Videoyu dikkatli dinlediğinizde “o dilleri koparmak görevimizdir” falan dediğinde cemaatten bazılarının “Allah-u ekber”, “Elhamdülillah” dediğini duyacaksınız. İşte Erdoğan’ın kitlesi de, tabanı da, büyütmek istediği parça da budur. Yani bunlar yeni mi türedi? Elbette değil. Sivas’ta otel önünde, Maraş’ta “Aleviler camiye saldırıyor” dendiğinde eli kana bulunan da bunlardı. Ama bunları provoke edenlerin hiçbiri cumhurbaşkanı olmamıştı.
Çok safça düşünelim. Normal bir ülkede mahkeme olur. Hakim, savcı, polis olur. Biri birisine gerçekten hakaret etmişse hukuk yolu ile gereken yapılır. Gelelim mevcut duruma. Mahkeme senin elinde, polis-asker emrinde, bu kadar güçlü iken dilediğini hapse attırıp dilediğini serbest bıraktırıyorken sana bunun nesi yetmiyor? Ver bir emir Sezen Aksu’yu hapse yolla? Sana öküz diyene acımıyorsun da Hz. Adem’e cahil diyeni neden beş yıldır tutuyorsun? Bu sorunun cevabını yine kendi veriyor: “Yeri geldiğinde!”. İstediği ortam budur değerli arkadaşlar.
Şahsın istediği çok basit, elinde silah, satır vs ne varsa sokağa çıkabilecek bir kitle peşinde. Kendi kitlesinin tek blok, karşı tarafınsa 100 fırka olduğunu biliyor. Örgütlü yapıların sayıca kendilerinden kalabalık kitlelere galip geldiği malum.
“Din elden gidiyor ey Müslümansın nerdesin” diye Vurun Kahpeye imamını oynarken seçimi kaybederse ülkeyi yakacak, seçimi kaybederse ekonomi çöker, seçimi kaybederse Kürtler azar, seçimi kaybederse “Fetöcüler” geri döner, seçimi kaybederse din düşmanları geri gelir korkusu ile seçimi kazanabilme peşinde.
Şahsın sadece seçime değil, akşamına da hazırlandığından kimsenin şüphesi olmasın. Daha geçenlerde ne demişti:
“Her fırsatta utanmadan, sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, meydanlara döküleceklermiş. Ya siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz dökülün. 15 Temmuz’da o sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün siz de aynı dersi öyle alırsınız. Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katarız ve gideceğiniz yere kadar kovalarız.”
Camide, “hakaretin bini bin para”yı uydurduğu gibi sokağa çıkmaktan bahseden kimse yokken bile kendisi uydurup kendisi tehdit edebiliyor.
15 Temmuz bir ittifak projesiydi işe yaradı ama ömrü olan bir şeydi. Bu sefer Vasatın Gezi’si peşinde. Ortağından ilhamla “Ya susturacağız, ya kan kusturacağız” modundalar. Bu mümkün mü bir sonraki yazıda devam.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız?
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***