Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde bulunan 68 yaşındaki hasta tutsak İsmail Yılmaz’ın sağlık durumu giderek kötüleşiyor. Ağırlaştırılmış müebbet cezası alan ve İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hasta tutsaklar listesinde olan Yılmaz, 17 yıldır hapishanede. Yılmaz’ın, kalp yetmezliği hastalığının yanı sıra kalp krizi geçirme riski bulunuyor. Yılmaz, ayrıca ileri derecede prostat büyümesi ve tansiyon hastası olup, sağ kolundaki kısmi felç nedeniyle yaşamını tek başına idame edemiyor. Gözlerindeki katarakt nedeniyle Yılmaz, görme sorunu da yaşıyor.
29 Nisan 2020’de beyin kanaması geçiren Yılmaz, aynı gün Kocaeli Devlet Hastanesi’nde ameliyat edildikten sonra hapishaneye geri götürüldü. Yılmaz, 7 günlük tedavi sürecinin ardından 14 gün boyunca karantina gerekçesiyle tek kişilik hücrede tutuldu.
Kocaeli Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın 21 Mayıs 2020 tarihli raporunda, Yılmaz’ın sürekli kontrol altında tutulması ve izlenmesi gerektiğini belirtmesine rağmen “hapishanede kalabilir” raporu verdi.
Yılmaz’ın avukatının Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz Bürosu’na 30 Nisan, 11 Mayıs 2020 tarihlerinde yazdıkları dilekçede, Yılmaz’ın maruz kaldığı ağır hastalıklar, yaşı, koronavirüs salgını ve hapishane koşulları nedeniyle yaşamsal riskinin olduğuna dikkat çekerek, infazının ertelenerek serbest bırakılmasını talep etti. Ancak Yılmaz tahliye edilmedi.
HAPİSHANELER KATLİAM ARACINA DÖNÜŞTÜ
Yılmaz’ın vasisi İbrahim Hakkı Eren, hapishanelerde çok ciddi sağlık hakkı ihlalinin yaşandığını belirterek, bu durumun İnfaz Yasası ile arttığına dikkat çekti. Eren, “Devlet kendisine itiraz eden insanları, hapisten çıkmasını hatta hapiste ölmesini tercih ediyor. Bu çok açık devlet politikası. Yakın zamanda hapishaneler baskı, sindirme ve katliam aracına dönüştü” dedi.
Hapishanelerde yaşananların toplumsal sorun olduğunu vurgulayan Eren, “Türkiye de bu sistemle herhangi bir sorun yaşayan kişi bir an da hapishaneye girebilir. Böylesi bir gerçeklikte hapishanelerin katliam yuvaları haline dönüşmemesi için tüm toplumsal kesimin ses çıkarması gerekiyor. Halkın sahiplenmesiyle sisteme geri adım attırabiliriz. Tüm sol-sosyalist kurum veya örgütlerin acilen hapishaneler sorununu gündemine alması gerekiyor” diye belirtti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***