Birçok gıda ürününde olduğu gibi zeytinyağında da fiyatlar bir ayda rekor kırdı, yıllık artışsa yüzde 100’u buldu. Ayvalık’ta zeytinyağı üreten Özgür Üzden, “Maliyet öngörüsünde bulunamıyoruz” derken, ‘gıda krizi’ uyarısında bulundu.
Dünya gündeminin de ana maddelerinden biri olan gıda krizi, her ne kadar pandemiyle beraber bozulan tedarik zincirleri nedeniyle daha çok konuşulmaya başlasa da, bunun ana nedenleri hükümetlerin yanlış politikaları, sosyolojik değişimler ve iklim krizi.
Türkiye özelindeyse, gıda üreticisinin bütçeden yeterince destek bulamaması, son dönemde TL’de görülen değer kayıplarıyla birleşince tam çıkmaza girildi. Hükümet yüzde 30’a koşan enflasyona rağmen gevşek para politikasında ısrarcı olunca, son bir yılda TL’nin dolar karşısında değer kaybı yüzde 50’ye yaklaştı ve bu da gıda üreticisinin maliyetlerini adeta katladı.
Radyo Sputnik’ten Atilla Güner’e konuşan zeytinyağı üreticisi Üzden, şunları kaydetti: “Toptan satışı durdurduk çünkü 1 yıl boyunca yaptığımız maliyetler zaten keskin bir şekilde ürüne yansımışken biz de hala süren ekstra süren fiyat artışları sebebiyle bir sonraki yıl, yerine koyabileceğimiz maliyet öngörüsünde bulunamıyoruz.”
‘Temiz gıdaya ulaşımda sorun’
Bu sürecin sonunda yurttaşların temiz gıdaya erişiminde sorunlar baş göstereceğini vurgulayan Özden şöyle devam etti: “Yıl içerisinde artan maliyetler zaten mevcuttu ama son dönemde sürekli her şeye zam geldi. Bu ürün üç ay üretilir. Sonrasında stoklanarak satışının yapılması için beklemesi gereken zirai bir ürün. Bir yıl boyunca yaptığımız maliyetler zaten keskin bir şekilde ürüne yansımışken biz de hala süren ekstra süren fiyat artışları sebebiyle bir sonraki yıl, yerine koyabileceğimiz maliyet öngörüsünde bulunamıyoruz. Bu yıl 10 birim ürün ürettiyseniz bir sonraki sene de yerine 10 ürün koyabilmelisiniz ki işletmelerin sürdürülebilirliği devam edebilsin. Ben geçen sene 10 birim ürün üretip koyduysam bu sene aynı işletme sermayesiyle beş birim üretip yerine koyabildim. Bu sene de beş birimin yarısını yaparsam seneye işletmemiz batmış olur. Tedarik zinciri bir kere kırıldığı zaman büyük sorunlar oraya çıkar kaldı ki gıda tedariki gibi stratejik bir konuda tedarik zinciri kırıldıysa daha da büyük problemler ortaya çıkar. Bu şekilde devam ettiği sürece ileriki zamanlarda gıdaya erişilebilirlikte problem olabileceğini öngörüyoruz. Stok problemi her üründe olmayabilir ama şu anki artan maliyet ve fiyat sebebiyle adil ve ulaşılabilir fiyat oluşmaması sebebiyle vatandaşların alım gücünün bir yerde tıkanmaya başlayacağını ve doğru ve temiz gıdaya ulaşmalarında sıkıntı yaşayacaklarını öngörüyoruz.”
Özden maliyet artışlarını da şöyle anlattı: “Gübre yıl içerisinde yüzde 400, amonyum nitrat ise yüzde 370 arttı. Mazot fiyatlarının artması bizi aynı zamanda dolaylı yoldan da etkilemiş oluyor çünkü lojistik ve sevkiyat giderlerimiz artmış oluyor. Geçen sene 3,50’den işlem gören yağlık zeytin şu anda 7,25 liradan işlem görüyor. Tariş’in sezon ortasında açıklamış olduğu fiyattan sonra fiyat iki kez revize edildi. Geçen seneki son işlem gören toptan zeytin yağ fiyatları 28 lira civarındaydı şimdi 45 lira civarında. Bu zaman kadar böyle bir şey hiç görmemiştik. Bizim gibi küçük işletmecileri stokçulukla suçlamadan önce başka taraflara da bakıyorlar mı merak ediyorum. Ambalaj için kolicilerimizi arıyoruz koli yapacak kâğıt tedarikinde olduklarını söylüyorlar. Bu kadar oynak bir fiyat zemininde ürettiğimiz ürünün yerine nasıl koyabileceğimiz ön göremiyoruz. Bu yüzden de toptan satışlarımızı durdurduk. Sattığım ürünü yerine koyamadıktan sonra işletme sermayesini eritmiş oluyoruz ve maalesef işletmeler battığında tekrardan yerine kolay gelen emekler değil.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***