Türkiye, zeytin ve zeytinyağında rekolte-üretim düzeyinde son 10 yılda ikinci kez ‘en iyi’ seviyesine ulaştı. Sektörde ortaya çıkan gelir ise 3 milyar dolar. Sofralık zeytinde üretim artışı yüzde 47’yken, Türkiye’nin yıllık ortalama zeytinyağı ihracatı ise 50 bin ton seviyesinde.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Dr. Mustafa Tan “Sofralık zeytin üretimimiz de bu yıl 506 bin ton 754 kilo ile rekor kırdı. Geçen yıla göre yüzde 40.7, son 10 yıl ortalamasına göre de yüzde 17 artış var. Sektörümüz oldukça dinamik” ifadelerini kullandı.
Dünya’dan Şeref Oğuz, Hakan Güldağ ve Vahap Munyar’ın sorularını yanıtlayan Tan şöyle dedi:
“Rekolte tahminler için birinci grup 13-18 Eylül’de çıktı. Diğer 3 grup da 20-25 Eylül’de çıkmıştı. Bu sonuçlara göre bu yılın toplam zeytin üretimi 1 milyon 738 bin 680 tona ulaştı. Geçen yıla göre yüzde 32’lik bir artışı, son 10 yıl ortalamasına göre de yüzde 22’lik bir artışı ifade ediyor. Zeytinyağı üretimimiz geçen yıla göre yüzde 32 artarak 235 bin 727 tona çıktı. Son 10 yıllık ortalamaya göre de yüzde 24’lük bir artışı ifade ediyor.
Bayağı bereketli bir yıl yaşıyoruz anlaşılan…
Evet, son 10 yılın ikinci-üçüncü iyi rekolte yılı… Ben Edremit’te yaşıyorum. Arkadaşlarım, ‘Bizde rekolte sizin tahminleriniz gibi değil’ diyorlar ama 1 milyon 738 bin 680 tonu ağaç sayısına böldüğünüz zaman zaten ağaç başına 10 kilo isabet ediyor. Ağaç başına üretim AB ülkelerinde yaklaşık 25-30 kilogramlar seviyesindedir. Dolayısıyla bizimki çok çok da büyük bir rekolte değil ama rakamlar son 10 yılın ikinci iyi rekoltesi olduğunu gösteriyor.
Sofralık zeytin üretimimiz de bu yıl 506 bin ton 754 kilo ile rekor kırdı. Geçen yıla göre yüzde 40.7, son 10 yıl ortalamasına göre de yüzde 17 artış var.Sektörümüz oldukça dinamik. Rekoltelerin yüksek gösterilmesinin fiyatlar üzerinde baskıya neden olduğu söylentileri çıkar. Düşük gösterildiğinde de ithalatın yolu açılabilir. Eskiden her kurum kuruluş kendi rekolte hesabını yapardı, ona göre pozisyon alırdı. Ancak, her kurum kuruluşun menfaatleri farklı olduğu için tartışmalar çıkardı. O nedenle 2009-2010 döneminde tarafsız bir göz olan UZZK devreye girdi.
Zeytin ve zeytinyağının ülkemiz ekonomisindeki yeri nedir? Nasıl bir ciro oluşur? Kaç aile geçinir? İstihdamdaki yeri nedir?
Zeytincilik sektöründe 500 bine yakın aile geçimini sağlıyor. Ortalama 4’er kişilik aile diye düşünürsek 2 milyon kişinin doğrudan geçimi anlamına gelir. Bu sektör öyle dinamik ki, mesela zeytin sezonu ekim ayı başlarında start veriyor, güney bölgelerde mart, hatta nisanı buluyor. Hasat dönemini 100 gün diye düşünelim. Bir işçi yaklaşık 60 kilo zeytin toplar. Ortalama yevmiye 120 lira diyelim. Aslında rakam daha yüksektir. Mesela Akhisar’da ortalama 150 liradır. 30 milyon lira günlük yevmiye söz konusu, bu yılki zeytin rekoltesi dikkate alındığında. Yani, işçiye 3 milyar 600 bin lira ödeme yapıldığını ortaya koyuyor. Günde 300 bin kişiye istihdam sağlıyor. Hasat dönemini 5 ay diye düşünürsek 450 bin kişinin günde ekmek yemesi söz konusu olur.
Üretim artışının fiyatlara en azından rahatlatıcı açıdan etkisi olur mu? Zeytinyağında fahiş zam söz konusu mudur?
‘Zeytinyağı pahalıdır’ algısı var… Dünyada bir parite var. Ayçiçek yağı ile bağlantılı bir parite var. Ayçiçek yağı ile zeytinyağı aynı değil. Ayçiçek yağı, bir tarlada yetişen tohumun yağı. Rafine edilmeden doğrudan tüketilemiyor. Zeytinyağı ise bir meyvenin suyu. Çok farklı bir ürün. En basit fiyat şöyle hesaplanıyor: Ayçiçek yağının fiyatı 1 ise zeytinyağının fiyatının 3 olması gerekiyor. Parite bire 3’tür. Marketlerde 5’lik 1 teneke ayçiçek yağı 125 lira civarında. Zeytinyağının 5’lik tenekesinin bu durumda 375 lira olması lazım değil mi? 200, 250, 300 en fazla 350 liradır. Kalitesine, erken hasat, soğuk sıkım farkına göre değişir. Bu, pahalı değil.
Tüketiciler fiyat artışlarına haklı olarak tepki gösteriyor. Çünkü alım gücünde gerileme var. Ama görüyoruz ki zeytinyağı fiyatlarına daha çok tepki gösteriliyor. Bu algıyı kırmalıyız. Bugün ayçiçek yağı ile bir kez kızartma yapabilirsiniz, aynı zeytinyağı ile 4 kez kızartma yapılabilir. Dolayısıyla pahalı falan değil.
Bu yılki zeytin ve zeytinyağı desteklemeleri üreticiyi tatmin etmeye yetti mi? Desteklemelerin ne kadar olması gerekiyor?
Sadece bu yıl değil. 10 yıldır zeytin-zeytinyağı desteklemeleri maalesef üreticiyi tatmin edecek düzeyde değil. AB ülkelerinde 1.32 Euro destek var. Ülkemizde ise zeytinyağı destek primi 80 kuruş. Oldukça düşük bir rakam. Sofralık zeytin desteği de 15 kuruş. 5 kilodan hesaplandığında o da zeytinyağına denk geliyor. Esasında mazot desteği 15 lira, gübre desteği 8 lira olmak üzere dekara 23 lira ayrıca yardım var. Küçük aile işletmelerine dekar başına 100 lira veriliyor. Rehabilitasyon yardımı var. Dağlık, engebeli alanlardaki zeytinlikler düz alanlardakilerle rekabet edemiyor. Dekar başına 100 lira olarak hesaplandı. Organik tarım ve iyi tarım için bireysel başvurularda veya grup başvurularında 20-40 lira arasında bir yardım da söz konusu. Zeytinyağı priminin kilo başına en az 5 lira, sofralık zeytinde de en az 1 lira destek verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sayın Bakanımıza da bu talebimizi ilettik.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***