Kearney Türkiye Direktörü Onur Okutur, Glasgow İklim Anlaşması sonrasında ‘karbon sıfır’ hedefinin, 2022 yılında Türkiye’deki şirketlerin ana gündem maddelerinden biri haline geleceğini söyledi. Kearney uzmanlarına göre karbon nötr konusunda ayak sürüyen şirketler bu yaklaşımdan zararlı çıkacak.
Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney, Glasgow İklim Anlaşması sonrasındaki gelişmelere ve beklentilere dair bir rapor yayınladı. Kearney uzmanları tarafından hazırlanan raporda küresel şirketlerin karbon nötr şirket haline gelebilmek için daha şimdiden yüzlerce trilyon dolarlık kaynak ayırdığına dikkat çekildi.
Türk şirketlerin gündeminde
Türkiye’de de karbon nötr olmayı hedeflediği tarihi açıklayan şirketlerin sayısı artıyor. Koç Holding, iklim kriziyle mücadele yolunda ve 2050 yılında karbon nötr olma hedefi kapsamında, somut ve uygulanabilir adımları içeren Karbon Dönüşüm Programı’nı başlatmıştı.
Doğan Holding ise 2030’a kadar karbon nötr olmayı hedeflediklerini, kullandıkları suyun yüzde 100’ünü geri kazanmayı amaçladıklarını açıklamıştı.
Türkiye’nin en büyük sanayi şirketi Tüpraş da kısa süre önce 2050’ye kadar karbon nötr olmaya yönelik geliştirdiği programı açıkladı.
“Karbon vergisi, Avrupa’ya ihracat yapan Türk firmaları derinden etkileyecek”
2022’de Türk iş dünyasının ana gündem maddeleri arasında karbon nötr hedefi olacağını belirten Okutur, Avrupa Birliği’nin uygulamaya soktuğu Yeşil Mutabakat (Green Deal) kapsamında devreye girecek sınırda Karbon Vergisi’nin (CBAM) Avrupa’ya ürün ihraç eden Türk şirketlerini derinden etkileyeceğine dikkat çekti. Okutur şöyle dedi:
“Yeşil Mutabakat kapsamında Avrupa’ya giren ürünler karbon salınımlarına göre vergilendirilecek ve bu durum, Türkiye’de başta demir-çelik, otomotiv, tekstil gibi yoğun ihracat yapan sektörleri etkileyecek. Türkiye, Yeşil Mutabakat kapsamında Avrupa’ya ihracatta Çin ve Hindistan’a göre daha avantajlı bir konumda bulunuyor. Yine de fakat ek maliyetlerin yönetilmesi açısından Yeşil Mutabakat kritik bir öneme sahip” dedi.
“Ayak sürüyen şirketler kaybeder”
Raporda karbon salımını azaltmayı maliyet artışı ya da yük olarak görüp yavaş hareket edebilecek şirketlere yönelik uyarı niteliğinde değerlendirmelere de yer veriliyor:
“Karbon salımını azaltma konusunda yavaş davranan şirketler kısa vadede kârlılıklarını koruyarak avantaj kazanıyor gibi görünebilir ama uzun vadede bu konuda daha duyarlı rakiplerinin itibarı artarken gelirleri azalacak ve finansman ile yetenekli insan kaynağını çekmekte zorlanmaya başlayacaklardır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***