Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, ‘çoklu baro’ düzenlemesi, hukuk-siyaset ilişkisi ve avukatların sistematik şekilde niteliksizleştirilmeye çalışılarak ekonomik açıdan kaosu sürüklenmesi üzerine açıklamalarda bulundu. Sağkan, özellikle son 5 yıldır zorlu süreçlerden geçen savunma makamının uğradığı baskıya, avukatların müvekkilleriyle özdeşleştirilip gözaltına alınması veya tutuklanmasına tepki gösterdi. Sağkan, ukukçuların, “insan hakları hukukun üstünlüğü ya da yargı bağımsızlığını savundukları her an ‘Siyaset yapıyorsunuz, bırakın cüppelerinizi Meclis’te siyaset yapın’ söylemiyle karşılaştığına” işaret etti.
‘ÇOKLU BARO, GARABET’
Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın haberine göre, Baro başkanlarının Ankara’daki eylemini işaret eden Sağkan, “TBB’nin 36. Olağan Genel Kurulu’ndan çıkan sonuçtan da görüyoruz ki o direniş ve baro başkanlarının bu yasayı kabul etmeyişleri, başarıya ulaşmış bir süreçtir. TBB, tekrar kurulduğu ilk günden geçtiğimiz son dönemine kadar yürüttüğü vatandaşın temel hak ve hürriyetlerinin teminatı olan kimliğine tekrar büründüyse ve bu kamuoyu tarafından da böyle algılanıyorsa bunun, o günkü mücadelenin eseri olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Çoklu baro düzenlemesinin “ölü doğan bir yasa” olduğunu vurgulayan Sağkan, “Geçtiğimiz süreç, 81 baronun tamamının ve kamuoyunun çok büyük oranda karşı çıkmasına rağmen bir dayatmayla yasa çıkarmanın, ‘Biz yaptık oldu’ demenin, yasanın ilgilendirdiği tabanda bir anlam taşımadığını göstermiş bulunuyor” dedi.
Sağkan, “Yasaya karşı kendinden menkul bir duruşumuz var” değerlendirmesinde bulunurken TBB 36. Olağan Genel Kurulu’nun da “çoklu baro denen garabetin ortadan kaldırılması için net bir görev verdiğini” söyledi. Sağkan, bu yasaya karşı bir yasa teklifi hazırlamak için ilk günden itibaren çalışmalara başladıklarını ve yakın zamanda kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti.
EKONOMİK ZORLUKLAR
Hukuk fakültelerinin durumuna dikkat çekerek “sistemli ve bilinçli bir politika yürütüldüğüne” işaret eden Sağkan, baskıcı iktidarların güçsüz yurttaş, temel hak ve özgürlükleri noktasında onları savunacak güçsüz avukat istediğini vurguladı. Sağkan, sadece son bir ayda ekonomik nedenle iki avukatın intihar ettiğine dikkat çekerek “Ekonomik kaygıları olan bir meslek grubunun, felsefik olarak sunması gereken güçlü savunma anlayışını, vatandaşa yansıtmasının da pek mümkün olmayacağını biliyoruz. Avukatlık mesleği, ekonomik olarak en zor durumda olan meslek grubudur” diye konuştu.
‘MESLEĞİN ÖZÜ HAK MÜCADELESİDİR’
Sağkan, hukuk-siyaset ilişkisine de değinerek, hukukçuların, “insan hakları hukukun üstünlüğü ya da yargı bağımsızlığını savundukları her an ‘Siyaset yapıyorsunuz, bırakın cüppelerinizi Meclis’te siyaset yapın’ söylemiyle karşılaştığına” işaret etti. Bir avukatın her anının, insan hakları mücadelesi ile geçtiğini vurgulayan Sağkan, “Mesleğimizin özü hak mücadelesi. Bir işçinin alacağı için sunulan hizmet de şiddete uğramış kadını sarmaldan çıkarmak da istismara uğramış bir çocuğa sahip çıkmak da hak mücadelesidir. Bizleri siyaset yapmakla suçladıkları şey, tam aksine bize kanunla tanımlanmış unsurlardır. TBB, kendisine çizilen sınırlar içinde en etkili şekilde yurttaşının yanında, hukuksuzlukların karşısında yer alacak” ifadelerini kullandı.
BAKAN GÜL İLE GÖRÜŞTÜ
Sağkan başkanlığındaki TBB heyeti, dün, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ü ziyaret etti. Görüşmede, Bakan Gül’ün, TBB’nin yeni yönetimine başarılar dilediği, Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne ilişkin görüş alışverişinde bulunulduğu, İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında atılan adımların ve savunma hakkını güçlendirecek düzenlemelerin ele alındığı belirtildi. Sağkan’ın, ayrıca, avukatların sorunları ile ilgili konu başlıklarını görüşmede gündeme getirdiği kaydedildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***