MHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı, TBMM Genel Kurulu’nda; “Son günlerde döviz kurlarında yaşanan oynaklıklar ekonomik gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Türkiye ekonomisinin bazı yapısal zaafları olsa da bunlar dövizdeki tırmanışın bahanesi değildir, olamayacaktır. Döviz talebini artıranlar, güvensizlik pompalayanlar kimlerdir? Türkiye’yi ‘kur, faiz, enflasyon’ şeytan üçgeninde boğmaya çalışlar açığa çıkarılmalı ve hesap sorulmalıdır” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda, 12 gündür aralıksız devam eden bütçe maratonu bugün sona eriyor. Bugün, bütçenin tümü üzerindeki görüşmelerde, ilk konuşmaları MHP grubu yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bütçe görüşmelerini Genel Kurul salonunda takip etti.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, birleşimi açarak şunları söyledi:
“Görüşmelerimizin gazi meclisimize yakışır üslupla tamamlanmasını temenni ediyorum”
“Aziz milletimiz bütçe görüşmelerini çok yakından takip etmektedir. Görüşmeler sırasında zaman zaman gerilimler yaşanmış, fikir ayrılıkları kimi zaman maalesef, hoş olmayan şekilde üsluplara yansımıştır. Milletimizin şahit olduğu nahoş durumlar için üzüntülerimi belirtmek isterim. Üslup, çoğu zaman sözden önemlidir, bir vitrindir. Tartışılmayacak konu yoktur, insana saygı sebebiyle kullanılamayacak üslup vardır. Bu vesileyle, bugünkü görüşmelerimizin Gazi Meclisimize yakışır üslupla, vakarla tamamlanmasını temenni ediyorum.”
MHP adına MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ile MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu konuştu. İlk sözü alan Kalaycı, şunları söyledi:
“Bütçe performansı çok olumlu”
“Bütçe performansı çok olumludur. Kasım ayında 32 milyar lira bütçe fazlası, 47,3 milyar lira faiz dışı fazla verilmiş ve bu yılın on bir aylık döneminde bütçe açığı yüzde 64,8 oranında azalmıştır. Bütçe açığının millî gelire oranının yüzde 1,5 düzeyinin de altında kalması beklenmektedir. Bu da ülkemizin kamu maliyesinde güçlü duruşunu göstermektedir. AB tanımlı borç stokunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranı, 2021’in ikinci çeyreğinde yüzde 38,4’e inmiştir. AB üyesi ülkelerde bu oran ortalama yüzde 91’dir. Bankacılık sektörünün takipteki alacaklılar oranı önceki yıl yüzde 5, geçen yıl yüzde 4 iken, bu yıl Ekim ayında yüzde 3,5, hâlihazırda yüzde 3,2 düzeyine kadar inmiştir. Tüm bu gelişmelere karşın, son günlerde döviz kurlarında yaşanan oynaklıklar ekonomik gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Türkiye ekonomisinin bazı yapısal zaafları olsa da bunlar dövizdeki tırmanışın bahanesi değildir, olamayacaktır. Manipülatif, spekülatif işlem yapanlar kimlerdir ya da hangi sermaye gruplarıdır? Döviz talebini artıranlar, güvensizlik pompalayanlar kimlerdir? Bunlar, mutlaka açıklanmalıdır. Devlet Denetleme Kurulunca yapılan incelemenin hızla tamamlanarak sonuçlarının açıklanmasını bekliyoruz.”
“Ekonomiye yönelik yıkıcı söylemler çok dikkat çekici ve düşündürücüdür”
“Türkiye’yi ‘kur, faiz, enflasyon’ şeytan üçgeninde boğmaya çalışanlar açığa çıkarılmalı ve hesap sorulmalıdır. Türkiye ekonomisi ile ilgili endişe ve karamsarlık havası yaymak, kriz ve kaos ortamı oluşturmak için var gücüyle uğraşanlar bulunmaktadır. Hep aynı yöntemler, malum ezberler, klişe sözler, şablon ifadeler sürekli devrededir. Bunlara kalsa Türkiye bugüne kadar defalarca batmış, bitmiş ve yerle yeksan olmuştu. Ekonomiye yönelik yıkıcı söylemler çok dikkat çekici ve düşündürücüdür. Karanlık bir kampanya yürütülmektedir. Dönemsel ekonomik ve sosyal sorunlardan, rektör atama ve yurt sorununa hatta salgın, deprem ve orman yangınlarına varıncaya kadar her olaydan sokak hareketi çıkarmak için çırpınanların varlığı bir gerçektir. Son günlerde de sokakların terörizme teslimini alçakça düşleyenler bulunmaktadır. Engin bir sağduyuya sahip Türk milleti, bugüne kadar tezgahlanan oyunlara gelmemiş; sokak çağrılarına prim vermemiştir. Daha önce de yaşadığımız üzere kur ve faiz üzerinden ekonomimize saldıranların neyi amaçladıkları nereye ulaşmak istedikleri vicdan sahibi her insanımızın malumudur.”
“Stokçuluk yapan vicdansızlar bu kazancın hayrını göremeyecekler”
“Dünyada emtia fiyatları anormal düzeyde artmıştır. Enflasyon ABD’de de son otuz dokuz yılın, Avrupa’da son otuz yılın, Almanya’da son yirmi dokuz yılın, Çin’de son yirmi altı yılın zirvesine çıkmıştır. Enflasyonun geçici mi kalıcı mı olacağı tartışılmaktadır. Ülkemizde de uluslararası fiyat artışlarına bağlı girdi maliyetlerindeki yüksek artışlar ve Türk lirasındaki değer kaybının etkileri fiyatların yüksek seyretmesinde belirleyici olmaktadır. Ülkemiz enflasyonla mücadele kapsamında önemli adımlar atmaktadır. Fiyat ayarlamalarının yanı sıra vergi indirimleri yapılmaktadır. Bu kapsamda, petrol maliyetindeki yüksek artışlar vatandaşa aynı oranda yansıtılmamaktadır. Doğal gazda maliyetin dörtte 3’ünü, elektrikte ise yarısını devlet üstlenmektedir. Elektrik faturalarındaki TRT payı ve enerji fonu kaldırılmaktadır. Doğal gaz fiyat artışlarında konutlar hariç tutulmaktadır. Fahiş fiyat artışı yapan fırsatçıların üzerine gidilmektedir. Piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunanlara yüksek ceza verilmesi konusunda yapılacak düzenlemeyi destekliyoruz, sonuna kadar üzerlerine gidilmelidir. Fiyatları yükseltmek amacıyla fırsatçılık, stokçuluk, karaborsacılık yapan vicdansızlar bilsinler ki sağladıkları haksız kazanç haramdır ve bu kazancın hayrını göremeyeceklerdir.”
Asgari ücretin 4 bin 253 lira olarak belirlenmesi için de Kalaycı, “Asgari ücretten gelir ve damga vergisinin kaldırılmasından ve işveren yükünün 450 lira azaltılmasından Milliyetçi Hareket Partisi ziyadesiyle memnun olmuştur. Partimizin yıllardır dile getirdiği asgari ücretle ilgili taahhüdü de yerine gelmiş olmaktadır. Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasıyla tarihi bir reforma imza atılmış ve asgari ücrette yapılan tarihi artışla da hayat pahalılığından dolayı zor günler geçiren 10 milyonların duası alınmıştır. Söylenecek tek bir söz vardır: Allah razı olsun, devletimize zeval vermesin” diye konuştu.
Aksu’nun konuşması da şöyle:
“Cumhur İttifakı kararlılığıyla aşılamayacak sorunumuz yoktur”
“Son iki yılda küresel ekonomiyi derinden sarsan Covid-19 salgınının etkisiyle tüm dünyada bütçe açıkları, borçluluk, işsizlik, yüksek enflasyon, gelir dağılımı eşitsizliği ve yoksulluk daha fazla yaşanır hâle gelmiştir. Salgın, ekonomik ve sosyal anlamda iş yapış modellerini ve klasik politika reaksiyonlarını da değiştirmiş ve dönüştürmüştür. Birçok ülke temel hedef olarak büyüme ve istihdama daha fazla odaklanmıştır. 2020 yılında küresel ekonomi yüzde 3’ün, küresel ticaret hacmi yüzde 8’in üzerinde daralmış, dünya genelinde 255 milyon tam zamanlı istihdam kaybı yaşanmıştır.
Allah’ın izniyle, ahlaki ve ekonomik temeli olmayan fiyat ve döviz kuru artışlarından kaynaklı konjonktürel sorunlar el birliğiyle giderilecek, ekonomideki bazı yapısal sorunların çözülmesiyle de bu sıkıntılarla tekrar karşılaşılmayacaktır. Cumhur İttifakı kararlılığıyla aşılamayacak sorunumuz, çözülemeyecek problemimiz yoktur. Önemli olan millî birlik ve beraberliğimizin korunması, güçlü demokrasimizin, siyasi istikrarımızın muhafazasıdır. Türkiye’yi kaosa sürüklemek isteyenlere, amaçları uğruna ülkemizi yangın yerine çevirmekten çekinmeyenlere fırsat verilmemesidir.” (ANKA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***