Hazine ve Maliye Bakanlığı, 5 ve 7 yıl vadeli tahvillerde ihale öncesi satışla birlikte toplam 3,3 milyar TL’lik borçlanmaya imza attı.
Merkez Bankası (TCMB) faiz indirirken dolar kuru ve enflasyonun yanı sıra Hazine’nin borçlanma faizleri hızla artıyor.
Sözcü’den Emre Deveci’nin haberine göre, faiz indirimleri öncesinde 7 Eylül 2021 tarihinde 5 yıllık vadeli yıllık ortalama yüzde 17,67 bileşik faizle borçlanan Hazine, son ihlesinde aynı vadede yüzde 22,70 faizle borçlandı.
Böylece TCMB’nin kısa vadeli politika faizini 400 baz puan indirdiği ve hükümetin “faizle mücadele ediyoruz” dediği dönemde, Hazine’nin ödediği faiz 503 puanlık çok sert artış kaydetmiş oldu.
Hazine’nin 5 yıl vadeli tahvilde borçlanma faizi, TCMB’nin ilk faiz indirimi sonrasında 5 Ekim’deki ihalede yüzde 18,94, ikinci faiz indirimi sonrası yüzde 19,44 olmuştu. Üçüncü indirim sonrasında ise Hazine’nin ödediği faiz yüzde 22,70’e yükseldi.
2 Aralık’ta Lütfi Elvan yerine Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturan Nureddin Nebati, ilk açıklamasında “Bizlerin en önemli önceliği, yüksek faiz olmayacak” demişti.
Hazine 3.3 milyar lira borçlandı
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 5 ve 7 yıl vadeli tahvillerde ihale öncesi satışla birlikte toplam 3,3 milyar TL’lik borçlanmaya imza attı.
Aralık ayı iç borçlanma programına başlayan Hazine, iki tahvil ihalesinde toplam 1,03 milyar liralık satış yaptı. 5 yıl vadeli 6 ayda bir sabit kupon ödemeli devlet tahvilinin yeniden ihracında 1,29 milyar liralık teklife karşılık 587 milyon liralık net satış gerçekleştirildi. İhalede bileşik faiz yüzde 22,70 oldu.
7 yıl vadeli 6 ayda bir kupon ödemeli değişken faizli devlet tahvilinin yeniden ihracında 1,13 milyar liralık teklife karşılık 445,8 milyon liralık satış yapıldı. Bu ihalede ise dönemsel faiz yüzde 10 olarak kaydedildi.
“Bankalar kredi yerine Hazine’yi tercih eder”
Hazine’nin yüzde 22,70 faizle borçlanmasını “korkunç” olarak nitelendiren deneyimli bankacı Kerim Rota, bu durumun Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin “prematüre”, bir başka ifade ile “erken” olduğunun en iyi göstergesi olduğunu vurguladı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı da olan Rota, normalde bir merkez bankası faiz indirimi yaptığında orta ve uzun vadeli faizlerin de onu takip ettiğini ancak burada yanlış bir adımla enflasyon beklentileri bozulduğu ve TCMB’nin itibarı olmadığı için orta ve uzun vadeli faizlerin tam ters yönde hareket ettiğini belirtti.
Mevcut durumda bankaların aylık yüzde 1,40 faizle 7-8 yıl vadeli konut kredisi vermek yerine Hazine’ye yüzde 22,70 faizle borç vermeyi tercih edeceğini belirten Rota, TCMB’den yüzde 15 faiz oranı ile kısa vadeli borçlanan bankalar için Hazine’ye yüzde 22,70 faizle borç vermenin kârlı olduğunu ancak orta ve uzun vadede büyük risk alındığını ve ciddi zarar olasılığının da olduğunu dile getirdi.
Orta ve uzun vadeli faizlerin yüksek olmasının TCMB’nin kısa vadeli faizlerinin de ileride yükselebileceğine işaret ettiğini belirten Rota, enflasyon arttıkça bankaların elindeki enflasyona endeksli tahvillerin getirilerinin de arttığını ve bankaların bu yolla kârlılıklarını artırabildiğini dile getirdi.
Kur artışının Hazine’ye ek yükü 550 milyar lira
Merkez Bankası’nın faiz indirimleriyle dolar kuru kasımda yüzde 40,3 oranında artarken, 144,1 milyar dolar döviz borcu olan Hazine’ye kur artışının ek faturası yaklaşık 550 milyar TL oldu.
2021 yılı Ağustos ayında 2 trilyon 95 milyar TL olan Hazine’nin borç stoku, ekimde 2 trilyon 269 milyar TL’ye yükselmişti. Borç stokun artış, kasımda hızlandı.
Hazine’nin borç stokunun ekim itibarıyla tam yüzde 60’ı döviz ve altın cinsi olduğu için, kur artışının Hazine’ye maliyeti çok yüksek oluyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***