Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan ve sistematik şiddetin yanı sıra cinsel işkenceye maruz kalan tutuklu Garibe Gezer, bulunduğu hücrede şüpheli bir şeklide yaşamını yitirdi. Cezaevi yönetimi Gezer’in intihar ettiğini iddia ederken, otopsi işlemleri de avukatları olmadan yapıldı.
Gezer’in ön otopsi raporunda, ölüm nedeni belirlenmezken, avukatların Gezer’in şüpheli bir şekilde ölümü sonrası cezaevine girmesi ise engellendi. Bunun üzerine avukatlar, tutanak tutarak yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu. Gelen tepkiler üzerine Kandıra Cezaevi’ne alınan avukatlar, diğer müvekkilleri ile görüştü.
Cezaevindeki ziyarete dair Mezopotamya Ajansı’dan Mehmet Aslan’a konuşan Gezer’in avukatlarından Veysi Eski, otopsinin avukatları olmadan yapıldığını öğrendikten sonra hastaneye gidip savcı ile konuştuklarını belirtti.
Eski, “Hastanede savcıya ‘neden avukatlar olmadan otopsi yaptınız’ dedik. Savcıda avukatların otopsiye katılma zorunluluğunun olmadığını söyledi. Doğru katılma zorunluluğu yok, ama katılmaması için de engel yok. Özellikle bu tarz şüpheli ölümlerde mağdur avukatın otopsiye katılması şüphenin giderilmesi açısından çok önemli” dedi.
HENÜZ ÖLÜM NEDENİ TAM OLARAK TESPİT EDİLMEDİ
Daha sonra ön otopsi raporunu aldıklarını belirten Eski, raporda ölüm nedeninin belirtilmediğini ifade ederek, “Bu rapor geçici bir rapor. Henüz ölüm nedeni tam olarak tespit edilmedi. Ancak raporu incelediğimizde ası bulgu olduğunu gördük. Kesin rapor geldikten sonra kesin ölüm nedeni anlaşılacaktır” diye belirtti.
‘GARİBE UZUN ZAMANDIR TECRİTTE TUTULUYORDU’
Daha sonra cezaevine gittiklerini, ancak saatin 23.00 olması gerekçesiyle içeri alınmadıklarını dile getiren Eski, oluşan kamuoyu baskısı ile cezaevine alındıklarını aktardı. Eski, Kandıra’da HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve diğer müvekkilleri ile görüştüklerini belirtti. Görüştükleri müvekkillerinin de şok ve üzüntü içerisinde olduklarını dile getiren Eski, “Böyle bir olayın yaşanmasında tek başına hücre sisteminin etkili olduğunu söylediler. Çünkü öyle bir yapısı var ki, bu hücrelerde insan hayatını kaybetse dahi kimse duyamaz. Böyle bir tecrit durumu var. Bu tecrit durumundan kaynaklı Garibe uzun zamandır tecritte tutuluyordu. Sesini duyurabileceği şartları yoktu” dedi.
BUTONLAR DEVRE DIŞI
Eski, cezaevine gittikten sonra acil durum için hücrelerde bulunan butonların devre dışı bırakıldığını öğrendiklerini kaydederek, “Bu butonların devre dışı bırakılması ciddi anlamda bir ihmaldir. Çünkü herhangi bir acil durumda hücrede tek kalan bir kişinin o butonlarla idare ile gardiyanlarla iletişim kurması mümkünken, bu butonlar devre dışı bırakılmış. Belki de bu butonlar devre dışı bırakılmasaydı, böyle bir durum yaşanmayacaktı. Bu butonları adli mahkumların çok sık kullanması gerekçe gösterilerek devre dışı bırakılmış” diye belirtti.
1 SAAT SONRA FARKEDİLDİ
Gezer’in arkadaşlarının 1 saat sonra durumu fark ettiklerini belirten Eski, “Bir saat sonra arkadaşları seslendiğinde Garibe’den ses gelmeyince idareye haber vermişler. İdare gelince Garibe’nin öldüğü anlaşılmış” dedi.
KIŞANAK: BİR KADIN CİNAYETİ, BİLE BİLE ÖLÜME GÖNDERİLDİ
Eski, Gültan Kışanak ile yaptığı görüşmeyi ise şöyle aktardı: “Kışanak bunun bir kadın cinayeti olduğunu söyledi. Çünkü Garibe’nin adım adım psikolojik durumunu idarenin bilmesine rağmen hiçbir tedbir almadığını, bir kadını bile bile ölüme gönderdiklerini ifade etti.”
DERİN BİR SORUŞTURMA AÇILSIN
Adalet Bakanlığının derin bir soruşturma yürütmesi gerektiğini dile getiren Eski, şunları söyledi: “Cezaevlerinde hiç kimse güvende değil. Özellikle F Tipi’nde kendi başlarına devlet aygıtı ile baş başa bırakılıyor. İnsanların yaşadıkları derin psikolojik sorunlarda idare, herhangi bir şekilde insanlara bu duruma göre bir yaklaşım sergilemiyor. Bu insanların tek başına bırakılmaması gerekiyor. Gerekirse tedavi edilmesi gerekiyor. Çünkü Garibe’nin başına gelen olaylardan sonra Kandıra’da kalması dahi sorun. Garibe’yi mağdur eden insanların denetimine bıraktılar.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***