Ankara’da bulunan hukuk örgütleri, 24 Şubat’ta 7 yaşındaki kız çocuğunu kaçıran ve internet yoluyla satışa çıkaran IŞİD üyeleri hakkında “insanlığa karşı suç” ve “insan ticareti” suçları yönünden soruşturma yürütülmesi talebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, Toplumsal Hukuk ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi tarafından yapılan suç duyurusunun ardından Mülkiyeliler Birliği’nde basın toplantısı düzenlendi.
“Jin Jiyan Azadî” pankartının asıldığı toplantıda, kurumlar adına avukat Çiğdem Kozan konuştu. IŞİD’in 2014 yılında gerçekleştirdiği soykırım sırasında binlerce Êzidî’nin öldürüldüğünü, binlerce Êzidî kadın ve çocuğun kaçırıldığını hatırlatan Kozan, “Kaçırılan kadınlar ve çocuklar, örgüt üyeleri ve yöneticilerinin cinsel istismar ve cinsel tacizine uğradı. ‘Ganimet’ olarak ele geçirilen kadın ve çocuklar ayrıca Irak ve Suriye’de kurulan köle pazarlarında ve derin internette açık artırmayla satışa çıkarıldı. Örgütün bu eylemleri tüm dünya tarafından bilinmekte olup buna dair görüntüler basına da çok kez yansıdı” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ HÜCRE EVLERİ
IŞİD’in köle pazarlarına dair 11 Eylül 2019’da basına yansıyan görüntüleri de anımsatan Kozan, “Tüm bu kadın ve kız çocuklarını köleleştirme, satışa konu etme, istismarda bulunma ve daha birçok eylemin bu örgütün sadece fiillerinden değil aynı zamanda amaçlarından olduğunu, örgütün temel motivasyon kaynağı olduğunu hep bildik. Türkiye’de birçok IŞİD örgüt üyesinin hücre evinin bulunduğu, yanı başımızda bu suçları işleyen kişilerle yaşadığımızı da bildik, hissettik, tahmin ettik. Ancak gazeteci Hale Gönültaş’ın haberleri ile birlikte başka bir gerçeklikle karşılaştık. IŞİD örgüt üyelerinin kaçırdıkları Êzidî kadın ve kız çocuklarının ülkenin göbeğinde, başkentinde tutulduğunu ve derin internet ağı ile satışa çıkarıldığını öğrendik. Bu durum sadece bir örnekle de sınırlı değildi. Birçok Êzidî kadın ve kız çocuğuna ise ailelerinin ya da Êzidî Cemaati’nin çabalarıyla ulaşılmıştı” ifadelerini kullandı.
ŞÜPHELİLER TUTUKSUZ
24 Şubat’ta 7 yaşındaki kız çocuğunun derin internet yoluyla satışa çıkarıldığı ve emniyetin yaptığı operasyonla IŞİD üyelerinin yakalandığını hatırlatan Kozan, çocuğun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na teslim edildiğine dair bilgilerin basına yansıdığını belirtti. Gözaltına alınan şüpheliler hakkında sadece “silahlı örgüte üye olmak” suçlamasıyla dava açıldığını ve adli kontrol tedbiri olmaksızın tutuksuz yargılandıklarını aktaran Kozan, “Dosyada yer alan emniyet raporunda da açıkça kız çocuğunun Êzidî olduğu ve kişilerin örgütte faaliyet yürüttükleri dönemde örgütün fikriyatına göre ganimet olarak aldığı ve yakalanırken kız çocuğunun şahıslarla birlikte olduğu yer almaktadır. Buna rağmen bu hususta hiçbir araştırma yapılmamış, şahıslar hakkında mağdur kız çocuğuna yönelik fiilleri sebebiyle soruşturma yürütülmemiştir” dedi.
ÇOCUĞA YÖNELİK SUÇLARDA CEZASIZLIK
Dosya kapsamı incelendiğinde söz konusu kişilerin üst düzey yönetici olduğuna dair emniyet tutanağı bulunmasına rağmen “yöneticilikle” değil “üyelikle” yargılandıklarını belirten Kozan, “En önemlisi kaçırılan kız çocuğuna karşı işledikleri suçlara dair hiçbir soruşturma ve kovuşturma yürütülmediği görülmektedir. Basına yansıyan bu olay ve öncesindeki birçok örnek IŞİD üyeleri tarafından Êzidî kız çocuğu ve kadınlara yönelik olarak sistematik bir suçun varlığına işaret etmektedir. Aynı zamanda bu örnekler bize cezasızlığın sonuçlarını da göstermektedir. Çünkü haberlerde de belirtildiği gibi bu şüpheliler bugüne kadar insanlığa karşı suç kapsamında ya da insan ticareti suçlarından yargılanmadılar ve cezalandırılmadılar. Bu durum ise yanı başımızda kız çocuklarının, kadınların köle pazarında değil; ancak derin internet yoluyla satışının gerçekliğiyle yüzleşmemiz ve ivedilikle tedbir almamız gerektiğini göstermektedir” diye belirtti.
IŞİD ÜYESİNİN İTİRAFI
Dosyanın içeriğine dair bilgiler paylaşan Kozan, “Kaçırılan kız çocuğunun Êzidî olduğu tespit edilmiş ve hatta şüphelilerden S.O., kızın Êzidî olduğunu ve IŞİD’ten 500 dolar karşılığı satın alındığını da itiraf etmiştir. Tüm ifade ettiklerimiz bu kişilerin işledikleri suçların tam da TCK madde 80 ve 77’de belirtilen saiklerle işlediklerini ortaya koymaktadır. Bir kişinin satın alınması veya satışa konu edilmesi köleleştirmedir. Bu kadın ve kız çocuklarının Êzidî olmasından ötürü köleleştirilmesi, hürriyetlerinden alıkonulması söz konusudur. Kadınların ve kız çocukların köle olarak seçilmesi, ganimet olarak görülmesi de bu saiklerin parçasıdır. IŞİD zihniyetine göre; işgal edilen yerlerdeki kadınların köleleştirilmesi o toprakların fethedildiğinin göstergesidir. Bu yüzden ırkçı saiklerin yanı sıra kadın bedenini işgalin bir parçası sayan, insan dışı bir yerde konumlandıran dini ve siyasi saiklerle savaş suçları en çok kadınlara karşı işlenmiş ve işlenmektedir” vurgusu yaptı.
Hukuk örgütleri olarak Ankara’nın göbeğinde köleleştirme faaliyetlerine, IŞİD’in yöntemlerine izin vermeyeceklerini dile getiren Kozan, şöyle devam etti: “Bu suçların cezasız kalmasını kabul etmiyoruz. Yaratılan cezasızlığın yargı eliyle köleleştirme sürecine izin verilmesi anlamına geleceği hususunda tüm mercileri uyarıyoruz. Sürecin takipçisi olacağımızı, gelişmeleri kamuoyuyla paylaşacağımızı tüm kamuoyuna bildiririz.” (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***