İki yıl önce Türkiye üzerinden gizlice Japonya’dan Lübnan’a kaçan ve o zamandan bu yana suçsuzluğunu ispatlamaya çalışan eski Nissan CEO’su Carlos Ghosn, ”Bir gün benim yüzümden Türkiye’de yargılananlarla tanışmak isterim” dedi.
Ghosn Japonya’da gelirini eksik beyan etme ve şirket fonlarını kötüye kullanma gibi suçlamalardan yargılanmayı beklerken Japon adalet sisteminin ‘esiri‘ olmayacağını söyleyerek Lübnan’a kaçmıştı.
Kaldığı yerden iki büyük müzik kutusuyla çıkan ve böyle yolculuk yapmak zorunda kalan Ghosn, Lübnan’a İstanbul aktarmalı olarak gitmişti. Ghosn’un İstanbul’dan kaçışına yardım ettiği gerekçesiyle dört pilot, bir şirket yöneticisi ve iki hostes olmak üzere yedi şüpheli hakkında yargılama sürüyor.
Ghosn, İngilizcesi yeni yayınlanan ‘Broken Alliances’ (Bozulan İttifaklar) adlı kitabının tanıtımında, kaçışının merak edilen bazı detaylarına ışık tuttu.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre Ghosn, Türkiye’de kendisine yardım ettiği gerekçesiyle yargılananlarla ilgili olarak pişmanlık duyup duymadığı ile ilgili soruya, “Şartlar öyle gerektirdi. Bir gün benim yüzümden Türkiye’de yargılananlarla tanışmak isterim. Yollarımız kesişirse kendileriyle tanışmaktan memnunluk duyarım” yanıtını verdi.
Nasıl kaçtı?
Ghosn, kaçış planını dört gün gibi kısa sürede tek başına planladığını öne sürdü. Ancak mahkeme belgeleri kaçışın lojistik hazırlıklarının aylar sürmüş olabileceğine işaret ediyor. Ghosn neden kaçtığını “Japonya’da adil ve hızlı bir yargılamanın yanından bile geçemeyeceğimi anladım” diyerek açıkladı.
Japon istihbaratı tarafından sürekli izlendiği için dışarıya bilgi sızması ve planın suya düşmesi ihtimaline karşı detayların kendisiyle bile tam olarak paylaşılmadığını söyleyen Ghosn, “Hatta bir noktada ilk durağın Türkiye olup olmayacağı bile belli değildi” diyor.
Kayıtlara göre kaçışın baş planlayıcısı olmakla suçlanan kişi, eski ‘yeşil bereli’ (Amerikan ordusunun rehine kaçırma ve diğer gizli operasyonlarını yürüten özel kuvvetler birliği) Michael Taylor.
“Sır tutan biri değilim ama asla ama asla kimseye söylememem gerekiyordu. Eşime bile” diyen Ghosn, kendisinin kaçışın Japonya ayağını koordine ettiğini, Taylorlar ve diğerlerinin de Japonya dışındaki Dubai, İstanbul ve Beyrut kısmını planladığını anlattı.
Kaçışta önemli rol oynadığı iddia edilen bir diğer isim, Michael Taylor ile beraber 30 Aralık 2019’da İstanbul Havalimanı’nda pasaport kontrolü sırasında kamera görüntüsüne takılan George Antoine-Zayek.
Kaçış operasyonu: O gün neler oldu?
Savcılığın iddianamesine göre Peter Taylor 28 Aralık 2019 günü Tokyo’ya gelip sabah 11:49’da Grand Hyatt Oteli’nin 933 numaralı odasına yerleşiyor. Aynı gün öğleden sonra Taylor ile buluşan Ghosn, sonraki gün elinde valizle çıkıp dikkat çekmemek için valizini o sabah önden yollatmak amacıyla, Taylor’dan odasının yedek anahtarını alıyor.
Aynı gün Michael Taylor ve Antoine-Zayek bir müzik etkinliğine katılan müzisyenler kılığında Türkiye menşeli bir havacılık şirketinin özel jetiyle Dubai’den Osaka’ya uçuyorlar.
Uçağın sabah 10:10’da Kansai Havalimanı’na indiği ve uçuşun bedelinin 350 bin dolar tuttuğu kayıtlara geçmiş.
Havalimanı yakınlarındaki Star Gate Oteli’ne 11:06 civarında check-in yapıp 4009 ve 4609 numaralı iki oda tutuyor ve bunlardan 4609 numaralı odaya yanlarında getirdikleri iki büyük müzik aleti kutusunu yerleştiriyorlar. Bu kutularda normalde devasa hoparlörler taşınıyor.
İki adam daha sonra Ghosn ile buluşmak için hızlı trenle Osaka’dan Tokyo’ya doğru yola çıkıyor.
Aynı gün 14:30 civarı Ghosn da evinden çıkıp sık sık öğle yemeği yediği Grand Hyatt Oteli’ne gidiyor ve Peter Taylor’ın 933 numaralı odasına girip beklemeye başlıyor.
Öğleden sonra 15:24’te Tokyo’ya varan Michael Taylor ve Antoine-Zayek bir taksiyle Grand Hyatt’e ulaşıp odaya çıkıyorlar.
Bir süre sonra dört adam ellerinde valiz, odadan ayrılıyorlar. Daha sonra Peter Taylor gruptan ayrılıp Narita Havalimanı’na gidiyor ve Çin’e giden bir uçağa biniyor. Ghosn, Michael Taylor ve Antoine-Zayek ise Osaka’ya doğru yola çıkıyorlar.
Akşam 20:14 civarı bu üçlü Osaka’daki Star Gate Oteli’ne geri dönüş yapıyorlar,
Ghosn ve Antoine-Zayek büyük iki kutunun bulunduğu 4609 numaralı odaya geçerken Taylor da özel jetin beklediği Kansai Havalimanı’na gidip, bu tür özel charter uçuşların yapıldığı kısımdaki görevli müdür Kayoko Tokunaga’ya bavulların güvenlik aramasının yapılıp yapılmayacağını soruyor ve ‘hayır’ cevabını alıyor. Tokunaga’nın verdiği bu cevap belki de tüm planın en kritik noktasını oluşturuyor.
Ama Taylor zaten cevabı biliyordu çünkü önden araştırmasını yapmış ve gözüne kestirdiği beş havalimanından böyle büyük bir kutuyu x-ray’leyecek kadar büyük bir cihazı olmayan tek havalimanının Kansai olduğunu bildiğinden orayı seçmişti.
Taylor, Tokunaga’ya, uçuşun geciktiğini, İstanbul’da çok önemli bir toplantıya yetişmesi gerektiğini, mümkünse işlemleri hızlandırmasını söylüyor.
Tokunaga, polise verdiği ifadesinde Michael Taylor’ın işi hızlandırmak için bahşiş olarak kendisine lastik bantla tutturulmuş onlarca 10 bin yenden oluşan bir milyon yenden fazla (yaklaşık 9 bin 300 dolar) parayı kendisine uzattığını söyledi. Ancak Tokunaga, böyle bir bahşişi kabul edemeyeceğini söyleyip parayı iade ediyor.
Taylor’ın ifadesi de bunu destekliyor. Taylor paranın en azından yarısını alması için Tokunaga’ya ısrar ediyor, daha sonra Star Gate Otel’ne geri dönüyor.
‘Belki kutunun içinde hoş bir bayan taşıyorlar’
Aynı akşam 21:57’de Michael Taylor ve Antoine-Zayek’in 4609 numaralı odayı ellerinde iki büyük müzik kutusu da olmak üzere bagajlarıyla terk ettikleri, otel kamera kayıtlarına yansıyor. Ancak yanlarında Ghosn yok.
İddiaya göre Ghosn bu iki kutudan birinde saklanıyor.
22:20’de taksiyle vardıkları Kansai Havalimanı’nda havaalanı görevlisi Narukuni Kawada kendilerine bagajlarını çıkarırken yardımcı olmak istediğinde bu iki kutudan birinin çok ağır olduğunu fark ediyor ve kutu yaklaşık dört-beş kişinin yardımıyla taksiden çıkarılabiliyor.
Sabah Dubai’den geldiğinde de indirilmesine yardım ettiği kutunun akşam dönüşte çok ağırlaşmış olması Kawada’nın dikkatini çekiyor ama bir anlam veremiyor. Hatta her şeyden habersiz Kawada, yanındakilerle “Belki kutunun içinde hoş bir bayan taşıyorlar” diye şakalaşıyor.
Kutu, diğer bavullar ve hatta sırt çantaları bile x-ray cihazına da sokulmadan güvenlikten kolaylıkla geçip özel jetin kargo kısmına yükleniyor.
Tam uçağa bineceklerken bir havaalanı yetkilisi arkadan yetişip şirkette çalışanların bahşiş almasının yasak olduğunu söyleyerek Tokunaga’ya verdiği tüm parayı son kuruşuna dek Taylor’a geri iade ediyor.
Taylor’ın ifadesine göre pilotlardan sadece bir tanesi gizli görevi biliyor ama diğerinin haberi yok. Saat 23:10’da havalanan uçak Türkiye’ye doğru yola çıkıyor.
Dünyada Japonya ile karşılıklı suçluların iadesi anlaşması olan sadece iki ülke var: ABD ve Güney Kore.
Bu nedenle uçak, Taylor’ın isteğiyle yakıt ikmali tehlikesine karşı Güney Kore sahasını değil de Çin ve Rus hava sahalarını kullanıyor.
Uçuşta hizmet veren hostese de arkada oturan kişinin çok üst düzey VIP biri olduğu ve kesinlikle rahatsız edilmek istemediği söyleniyor. Hostes de bu emre uyuyor. Uçak 30 Aralık sabahı 05:26’da İstanbul’a iniyor.
Bir gün sonra, 31 Aralık 2019’da, Ghosn tüm dünyaya Lübnan’da olduğunu ilan etti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***