Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Kendi çocuklarını şatafat içinde yaşatırken bu şehrin, bu ülkenin evlatlarına ölümü ve öldürmeyi reva görenlere meydanı asla bırakmayacağız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Siirt’te sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle yemekte bir araya geldi.
Birileri Ankara’nın konforunda yüksek siyasetçilik oynarken 81 vilayetin her birini hem de 10-15-20 kez ziyaret ettiklerini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Parti genel merkezleriyle Meclis arasında mekik dokumayı, terör örgütlerine piyonluk yapmayı, millete parmak sallamayı siyaset zannedenlerin aksine 84 milyonun tamamının kalbine dokunmaya gayret ettik. Teşkilatlarımızla, milletvekillerimizle, bakanlarımızla kapısı çalınmadık ev, hali hatırı sorulmadık insanımızı bırakmamak için ter döktük. Bu hassasiyetimizi son dönemde gittiğimiz şehirlerimizde de aynı şekilde devam ettiriyoruz. Toplu açılış törenleri yanında ya parti teşkilatlarımızla ya da o şehrin sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelmeye ihtimam gösteriyoruz. Tıpkı bugün burada olduğu gibi. İIim, irfan, liyakat sahibi hocalarımızla, kanaat önderlerimizle, büyüklerimizle milletimizin bizatihi kendisiyle görüşmeler yapıyoruz. Engellilerden kadınlarımıza, gençlerimizden iş adamlarımıza kadar toplumumuzun her kesimiyle bağlarımızı daha da güçlendiriyoruz. Bugün burada olduğu gibi son derece samimi bir ortamda ülkemizin ve şehirlerimizin gündemindeki konuları değerlendiriyoruz.”
Erdoğan, kamu görevlilerinin tehdit edilmesi, halkın yarısının siyasi tercihlerinden dolayı gayri milli ilan edilmesi, milli kurumların yıpratılması, ülkenin mega projelerinin sabote edilmesi ve şehit yakınlarına edepsizlik yapılmasının, muhalefetin provokasyon siyasetinin örneklerinden sadece birkaçı olduğunu dile getirdi.
Bu ülkede yüzde 52 oy ile Cumhurbaşkanı seçilen bir kişiyi ve yüzde 52’yi gayri milli kabul eden bir gayrimeşru zihniyeti milletin takdirlerine bıraktığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Milletimin takdiri belirleyicidir. Yüzde 52’yi siz nasıl gayri milli kabul edebilirsiniz. Böyle bir anlayış olabilir mi? Demek ki bunlar kendilerini ifade ediyorlar. Yani, biz gayri milliyiz diyorlar. Girdiği bütün seçimlerden kaybederek çıkan bu zihniyetin bu ülkede ulaşacağı yerin ne olduğunu benim değerli kardeşlerim, sizler en iyisiyle bilirsiniz. Çünkü bunlar, milletten umutlarını kestikçe siyaset dillerinin keskinleşeceği, ‘benden sonra tufan’ mantığıyla daha da çirkefleşecekleri anlaşılıyor. 70 yıllık sancılı demokrasi tarihinde çok acı çekmiş, operasyona maruz kalmış, gencecik evlatlarını sokak kavgalarında kurban vermiş bir millet olarak bu oyuna asla düşemeyiz. Siyasi rekabetin siyasi husumete dönüştürülmesine, siyasetin tabiatında var olan atışmaların bir kör dövüşü haline gelmesine izin veremeyiz. Sırf birkaç günlük siyasi çıkar uğruna kimsenin özellikle de sorumluluk makamında olanların ateşe benzin dökme hakkı yoktur. Nefret ve gerilim siyasetini körüklemenin başta bu işten medet umanlar olmak üzere kimseye faydası dokunmaz.”
“Terör örgütünün yaşadığı hezimetler arttıkça kim bilir daha ne itiraflar, ne kalleşlikler, ne tür alçaklıklar ortaya saçılacak.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Zaman geçtikçe bölücü örgütün, ülkemizle ilgili kirli emelleri olan emperyalistlerin taşeronluğunu yapan kiralık katil sürüsü olduğu çok daha net görülecek. Türkiye’nin de bölgemizin de geleceğinde teröre ve Kandil uzantılı siyasete yer yoktur. Bizim, terörün vahşi dişlerine kaptıracağımız tek bir gencimiz, günümüzün Haşhaşilerine kaptıracak tek bir evladımız yoktur.”
Erdoğan, “Kendi çocuklarını şatafat içinde yaşatırken bu şehrin, bu ülkenin evlatlarına ölümü ve öldürmeyi reva görenlere meydanı asla bırakmayacağız.” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***