Ankara’nın Çankaya ilçesine bağlı Alacaatlı Mahallesi’nde yaşayan Eda Nur Kaplan’a tecavüz ederek 7 Ağustos’ta intihar ermesine neden olan Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu’nun “nitelikli cinsel saldırı” suçundan yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya Kaplan’ın aile ve avukatlarının yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı, Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatları da katıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı duruşmayı gazeteciler de izledi. Tutuklu yargılanan failler Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu ile avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
KAMERA KAYITLARI DOSYAYA EKLENDİ
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, mahkeme başkanı dosyaya eklenen evrakları okudu. Mahkeme, sanıkların Kaplan ve ablasıyla görüşmek için çağırdıkları “Manuş” isimli mekana ait 15 günlük kamera kayıtlarının mahkemeye ulaştığını belirtti.
KATILMA TALEPLERİNE RET
Ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi davaya katılma talebinde bulundu. Her iki talep mahkeme tarafından “olaydan zarar görmedikleri” gerekçesiyle reddedildi.
Mahkemenin iddianamenin özetini okumasının ardından tecavüz faili Yusuf Güzelyurt, klasik erkek aklın savunmasını sürdürerek tecavüz ettiği ve ölümüne neden olduğu Kaplan’ın yaşam biçimine saldırılarda bulunacak söylemlerde bulundu. Savunmasının ardından fail çapraz sorguya alındı.
MAHKEMEDEN FAİLİ SIKIŞTIRAN SORULAR
Mahkeme başkanı failin, Kaplan’ın yaşam tarzına saldıran söylemleri üzerine “Aynı gece hayatında sen de arkadaşın da bulunuyorsunuz. Kadının gece hayatında bulunması senin için belirleyici midir?” diye sordu. Güzelyurt, insanların bulundukları toplumun kurallarına göre hareket etmesi gerektiğini ve Türkiye’de kadına daha farklı bakıldığını gerekçe göstererek kadına saldıran tavırlarını sürdürdü. Mahkeme başkanı, Kaplan’ın her şeyi hatırladığını ve onu hiçbir şeye zorlamadığını iddia eden Güzelyurt’a “Madem onun her şeyi hatırladığını söylüyorsun neden ona her detayı anlatan 8 buçuk dakikalık bir ses kaydı attın?” diye sordu. Fail ise “Yapmadığım bir şey üzerine beni yıldırdığı için söylediği her şeyi yaptım” dedi.
OTELE KAMERA TAKILMAMIŞ
Ardından fail Mehmet Ardıçoğlu savunma yapmak üzere söz aldı. Aynı şekilde savunmasını sürdüren fail de tecavüzde bulunduğu Kaplan’ın manevi mirasına hakaretlerde bulundu. Savunmasının ardından çapraz sorguya alınan faile mahkeme başkanı sahibi olduğu ve olayın meydana geldiği otelin resepsiyon görevlilerini sordu. Fail, A.C. ve Y.E. isimli 2 görevlinin olduğunu ve vardiyanın sabah 09.00 ile akşam 21.00’de değiştiğini belirtti. Otelde neden kamera olmadığını soran mahkeme başkanına fail, “Henüz yeni olduğu için kamera taktıramadım” yanıtını verdi.
‘BANA TECAVÜZE UĞRADIĞINI ANLATTI’
Faillerin savunmalarının ardından söz alan Kaplan’ın annesi Fatma Polatoğlu, Kaplan’ın 6 Ağustos’ta kardeşinin doğum gününü kutlamak üzere kendisini aradığını ve sohbet etmeye başladıklarını söyledi. Eve gelmesini istediğini söylediğini belirten Polatoğlu, Kaplan’ın sabah yanına geleceğini söylediğini ifade etti. Polatoğlu, “Bir olay yaşadım’ dedi. Ben de olayı anlatmasını istedim. ‘2 kişinin tecavüzüne uğradım’ dedi. Detayları anlatmadı. Ben de bana gelmesini söyledim. Yarın geleceğini söyledi. ‘Ablamla beraber bir mekana gitmiştik orada 2 kişi tarafından kaçırıldım ve bana tecavüz ettiler’ dedi” şeklinde konuşarak faillerden şikayetçi olduğunu söyledi.
KAPLAN’IN ABLASI OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI
Ardından Kaplan’ın ablası Güler Kaplan söz aldı. Güler, “30 Temmuz’da Eda bana bir yere gitmesi gerektiğini birileriyle tanıştığını söyledi. O gün hazırlanıp çıktık. Gece 12’ye kadar her şey çok iyi gidiyordu. Sonra Yusuf elinde telefonla uğraşmaya başladı. Otelden bahsetmeye başladılar. Ben de Eda’yı eve gitmeye ikna etmeye çalışıyordum. Bizi eve bırakacaklarını söylediler. Biz de kabul ettik ancak bizi başka bir mekana götürdüler. Sonra ben lavaboya gittim. Döndüğümde Eda ve Yusuf yoktu. Ben sorduğumda Aşkın beni oyaladı önce sonra bana tepki göstermeye, küfretmeye başladı. Eda’nın telefonu da masada kalmıştı. Eda sabah beni arayarak ‘Beni buradan kurtarman lazım’ dedi. Geldiğinde ağlıyordu. Sonra karakola gitti. Eda ilk başta ona kimsenin inanmayacağını düşündüğü için çok korkuyordu. Ama sonra avukatla konuşmasının ardından umutluydu. Bana ilk başta ‘Güler abla böyle bir olay var tam olarak hatırlamıyorum’ dedi. ‘Yusuf’la gittim ama uyandığımda yanımda Mehmet vardı’ dedi” diye belirtti.
POLİS İFADEYE KARIŞMIŞ
Mahkeme başkanı Kaplan’a otelle ilgili kısmın neden karakolda anlatılmadığını sordu. Bunun üzerine Kaplan, “Poliste ifade verirken orada yazan bir kadın polis vardı ve bana ‘Eda’yı desteklemen lazım otelden bahsedersen olay farklı bir yere çekilir’ dedi. Bunun üzerine otel meselesi tutanaklara yansımadı. Yusuf siyasete atılacağını söylemiş ve Eda’yı şikayetini geri çekmesi için tehdit etmiş. İkisinden de şikayetçiyim. Yusuf’un tehditleri bitmedi ve kardeşimi ölüme sürükledi. Şikayetçiyim” şeklinde konuştu.
POLİS ŞİKAYETİ ALMADI
Kaplan ayrıca, kardeşinin mekanda olmadığını fark edince polisi aradığını ancak polisin 24 saat geçmediği için şikayeti alamayacaklarını söylediğini kaydetti.
POLİSTEN ‘SEVGİLİLER MİYDİ’ SORUSU
Edanur Kaplan’ı otelden alarak evine götüren A.U isimli taksici tanık olarak dinlendi. Otelin sahibi sanık Mehmet Ardıçoğlu’nu Tayfun olarak tanıdığını belirten A.U, “Benden kadını eve bırakmamı istedi. Ben de bıraktım. Kız sol arka tarafımda oturduğu için yüzünü göremiyordum. Kötü görünüyordu, ben de ‘bir şey mi var’ diye sordum. ‘Hatırlamıyorum’ dedi. ‘Sabah uyandığımda başımda pavyon muhabbeti yapan 2 kadın vardı, odada başka kişiler de vardı’ dedi. ‘Bir şeyin var mı, hastaneye gidelim mi’ diye sordum. ‘Karnım ağrıyor’ dedi. Beni polis merkezine ilk gün çağırdılar ben de gidip ifade verdim. Karakolda, ‘Onlar sevgili gibi miydi’ diye sordular. Ben de ‘hayır’ dedim. Sevgili gibi değillerdi. Ardından ölümünden sonra tekrar ifadeye gittim. Edanur’un Mehmet’ten para istediğini duymadım. ‘Ben ne ortama düştüm’ diyerek ağlıyordu. Çok alkollüydü” ifadelerini kullandı.
POLİS DNA MALZEMESİ ALMADI
Ardından oteldeki resepsiyon görevlisi Y.E.Y. tanık olarak dinlendi. Tanık Y.E. Y, “Ben sabah 9 akşam 9’da resepsiyonda görevli olarak çalışıyorum. Olayla ilgili gördüğüm bir durum yok. Olay günü sabah 09.30’da A.A.’dan görevi devraldım. Polisler gelip sorular sordular. Tüm odaları kontrol ettiler. Polisler odalardan yastık, çarşaf, yorgan vb şeyler örnek almadılar DNA için. Olayla ilgili bir şey anlatılmadı. Biz Mehmet’i Tayfun olarak biliyoruz” dedi.
HAKKINDA TAİPSİZLİK VERİLEN KAYA’DAN ÇELİŞKİLİ BEYANLAR
Dosya kapsamında hakkında soruşturma başlatılan ardından takipsizlik kararı verilen Aşkın Kaya da tanık olarak dinlendi. Kaya, “Biz masada eğlenirken Yusuf mekana geri geldiğinde Mehmet yanımızdaydı. Ardından ben Yusuf ve Tayfun’un 2 arkadaşıyla beraber işkembeciye gittik. Yusuf’un arabasıyla gittik. Tayfun da otele gitti. Çorbacıdan dönerken taksiyle döndük” dedi. Kaya ardından ifadesini değiştirerek, “Gece kulübünden çorbacıya taksiyle gittik. Taksiyle ben otelin önünde indim. Ardından Yusuf arabayla devam etti, eve gitmiştir. Otelde arkadaşım G. ile karşılaştık sonra Tayfun’un odasına çıktık” dedi. Ardından ifadesini tekrar değiştiren Kaya, Tayfun’un da aşağıda otelin kapısında olduğunu, Tayfun, G. ve kendisi Tayfun’un odasına çıktıklarını söyledi. Kaya, “Edanur odadaydı Tayfun’un telefonuyla ablasıyla konuşuyordu. Sonra onlar çıktılar ben de taksiye binip evime gittim” dedi.
TANIK İFADELERİ UYUŞMADI
Daha sonra faillerin arkadaşı ve Aşkın Kaya’nın otelde karşılaştığını ifade ettiği G. tanık olarak dinlendi. G. “Tayfun 10 yıldan beri arkadaşım o gün onu ziyarete gitmiştim. Resepsiyonda Aşkın’la karşılaştım. Ardından Aşkın’la birlikte Tayfun’un odasına çıktık” diye belirtti. Aşkın’la beyanlarının çelişmesi üzerine mahkeme başkanı Mehmet’in odasına nasıl çıktıklarını, Mehmet’in onlara eşlik edip etmediğini sordu. Bunun üzerine G. Aşkın’ın ifadesinin aksine Mehmet’in aşağıda yanında olmadıklarını odada olduğunu söyledi.
‘EDANUR TEHDİT EDİLDİ’
Ardından Kaplan’ın arkadaşı S.F. tanık olarak dinlendi. S.F., “Eda bana 31 Temmuz sabahı yazdı. Uyandığımda kimliğini benim evimde unuttuğunu onu almak istediğine ilişkin mesajını gördüm. Arkadaşımla kimliğini gönderdim. Akşam merak etmem sonucunda evine gittim. Bana internette tanıştığı biriyle eğlenmeye gittiğini, kendisine tecavüz edildiğini hatta içkisine ilaç atılmış olabileceğini söyledi. Yusuf’un ona tehdit mesajları attığını söyledi. Yusuf’la görüşmeye gittik. Yanımıza bize Yusuf’un abisi olarak kendini tanıtan ama kuzeni olduğunu öğrendiğimiz kişi gelip ‘istediğiniz maddi olanağı sağlarız. Yusuf çok iyi biri. Babası hasta’ dedi. Eda da ‘sizden bir şey istemiyorum’ dedi ve kalktık. Eda bana kendisini kaçırdıklarını söyledi. ‘Beni arabaya bindirdiler. Yusuf bana tecavüz etti. Mehmet bana tecavüz etti’ dedi. Uyandığında başında Aşkın ile G. varmış. Yusuf Eda’yı tehdit etmiş. ‘Seni bu ülkede değil memur garson bile yaptırmayacağım’ demiş” şeklinde konuştu.
İfadelerin ardından söz alan Kaplan’ın annesi ve avukatı, sanıklara üst sınırdan ceza verilmesini talep etti.
DOSYA ATK’YE GÖNDERİLDİ
Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, dosyanın bütününün İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderilmesine, Kaplan’ın; eğlence merkezi giriş ve çıkışları ile eğlence merkezi içindeki hal ve hareketleri incelenmek suretiyle, kendisini savunamayacak durumda olup olmadığına dair görüş istenmesine ve faillerin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Bir sonraki duruşma 8 Şubat 2022’ye ertelendi.
NE OLMUŞTU?
Edanur Kaplan, 30 Temmuz’da bir mekanda Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu tarafından kaçırılarak tecavüze maruz bırakılmasının ardından 7 Ağustos’ta intihara sürüklendi.Kaplan, tecavüze maruz kalmasının ardından 31 Temmuz’da karakola giderek Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu’ndan şikayetçi oldu. Şikayet üzerine ifadeleri alınan failler serbest bırakıldı.
Faillerin serbest bırakılması üzerine Kaplan 7 Ağustos’ta intihara sürüklendi. Edanur’un yaşamını yitirmesinin ardından serbest bırakılan failler hakkında savcılığın itirazda bulunması üzerine failler Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu tutuklandı. Failler Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu hakkında “nitelikli cinsel saldırı” suçundan iddianame düzenlenirken, o gece orada bulunan Aşkın Kaya hakkında ise takipsizlik kararı verildi.
Kaplan’ın intihar etmeden önce annesine yazdığı mesaj şu şekilde: “Anne küçük kızın bazı şeylere dayanamıyor artık. Kızını çok harcadılar. Kimseye bir şeyini anlatamadı. Hep içine attı. Ama o da çok birikti. Dayanamıyor artık. Hiçbir şeylerin güzel olacağına inancı kalmadı. Her gün canı acıyacağına bir gün acısın deyip gidiyorum. Hakkını helal et. Ömer’i, ablamı, Aleyna’yı Almanya’yı çok seviyorum. Unutmayın beni. Hakkımı yerde bırakmayın lütfen. Ben katlanamıyorum, dimdik duramıyorum siz durun. Neyse hepinizi çok seviyorum, iyi bakın kendinize. Ben yapamadım ama siz güzel günler için yaşayın.” (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***