HABER YORUM | HASAN CÜCÜK
Türk futbolunun geldiği yeri görmek için UEFA Uluslar Ligi kura çekimine bakmak yeterli olur. C Ligi’nde mücadele edecek Türkiye’nin rakipleri, Avrupa futbolunda esamisi okunmayan ülkeler: Faroe Adaları, Lüksemburg ve Litvanya. Kura çekimi sonrası bir Twitter kullanıcısının “Bunun için Süper Lig’e ara mı verilecek, katılmasak olmaz mı ya?” tepkisi acı gerçeğin ta kendisiydi.
A Milli Takım, saman alevi tarzı başarılarla avundu. 1990’da Sepp Piontek’in temelini atıp, kurduğun sistemin meyveleri 2002 Dünya Kupası’nda gelen üçüncülükle bitti. Sonrası kazara başarılar dönemi oldu. Euro 2008’de yarı finale kadar geldik ama turnuva boyunca hepi topu sadece 13 dakika galip oynadığımızı unuttuk. Dünya Kupası zaten yarım yüzyılda bir katıldığımız turnuva. Avrupa şampiyonlarında ise artık en kötü takım unvanına sahibiz. 24 ülkeden 16’sının adını ikinci tura yazdırdığı turnuvada 8 takımdan biri olmayı üst üste iki turnuva başardık. Hatta, Euro 2020’de ilk kez katıldığımız Euro 96’daki başarımızı egale edip, grup maçlarını puansız bitirdik.
Katar yolunda Hollanda’nın ardından ikinci olup, playoff şansı bulduğumuza rakibin Portekiz olmasıyla sevincimiz kursağımızda kaldı. Haydi kazara deplasmanda Portekiz’i safdışı bıraksak, bu kez önümüze çok büyük ihtimal İtalya çıkacak. Zaten kimse Portekiz’in rakibi Türkiye ve İtalya’nın rakibi Kuzey Makedonya’ya odaklanmadı. Futbol kamuoyu, Katar’da İtalya ve Portekiz’den biri olmayacak üzüntüsünü şimdiden yaşamaya başladı.
2018-19 yılında start alan UEFA Uluslar Ligi’nde iki yıl B Ligi’nde mücadele ettik. İlk yıl İsveç ve Rusya ile mücadele edip grubun sonuncusu olduk. Lider İsveç A Ligi’ne terfi etti. Grup sonuncusu lig düşmediği için şanslıydık. 2020-21 sezonunda B Ligi 3. Grup’ta kendimize yer bulduk. Macaristan, Rusya ve Sırbistan’a karşı verdiğimiz mücadelede payımıza yine grup sonunculuğu düştü. Macaristan grup lideri olarak A Ligi’ne terfi ederken, grup sonuncusu olarak C Ligi’ne düştük. UEFA’ya üye 55 ülke arasında artık 3. sınıf mevkideydik. Gerçi bakmayın adına C Ligi denmesine, rakipleri görünce Avrupa’nın averaj ülkelerine karşı sahaya çıkacağız.
Faroe Adaları, Lüksemburg ve Litvanya Avrupa futbol haritasında yerleri olmayan ülkeler. Baltık ülkelerinden tek adını duyuran, bizim de belalımız olan Letonya. Euro 2004’e adını yazdıran Letonya, baraj maçında bizi safdışı bırakmıştı. Faroe Adaları’nın en büyük başarısını buraya yazayım: 2022 Dünya Kupası yolunda grupta oynadığı 8 maçta kalesini gole kapatan Danimarka’ya 9’uncu maçında ilk golü atan ülke! Evet en büyük başarısı Peter Schmeichel’ın gol orucunu bozması. Gerisi zaten balıkçılardan ve meslek sahiplerinden kurulu bir takım. Lüksemburg ise, Avrupa’nın averaj takımları Andorra, Lihtenştayn, San Marino ve Cebelitarık içinde ‘en güçlü’ ekip. Yani birazcık çekinsek iyi olur!
Kura sonrası teknik patron Stefan Kuntz’un ifadeleri de trajikomik. “Rakiplerimizi hafife almayalım,” diyen Alman Hoca, Türkiye’nin geldiği yeri işaretledi. Pardon, rakibe saygı elbette olacak ama şu rakipler arasında ciddiye alınacak bir ülke var mı? Biz neden bu gruptayız utancını taşıyan yok nasıl olsa. Litvanya ile tarihimizde ilk kez karşılaşacak olmanın heyecanı sardı bile. “Dışarıdan bakan bir göz, grupta Türkiye’nin favori olduğunu söyleyecektir!” Yapmayın sayın Kuntz! Ne favorisi. Neredeyse güç dengesi eşit! “Lüksemburg’un yalnızca milli takım düzeyinde değil kulüpler düzeyinde de futbolda gelişme gösterdiğini söylemek mümkün.” Yükselen Lüksemburg futbolu değil, düşen Türk futbolu. Aynen paramız gibi. Dolar artmıyor, Türk lirası düşüyor. Aynen futbolumuzda paramız gibi. Sürekli küme düşüyor. Bir de grup lideri olmadığımızı düşünün? Ne matrak olur diyeceğim ama ihtimal dışı da değil!
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***