HDP, muhalefet partilerinin Meclis’e erken seçim önergesi vermesi için SAADET, Gelecek, DEVA, CHP’yi ziyaret etti. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan görüşmelerin çok olumlu ve verimli geçtiğini belirterek yeni yılda bir erken seçim önergesi verileceğini söyledi. Görüşmelerin HDP’ye dönük mesafenin biraz daha kısalmasına da katkı yaptığını söyleyen Buldan temasların süreceğini söyledi.
Buldan, Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili geçtiğimiz eylül ayında açıkladıkları 11 maddelik tutum belgesinin tek kriter olduğunu belirterek, “Tutum belgemizde ortaya koyduğumuz ilkeleri kabul edecek olan bir adayla görüşür, müzakere ederiz. Şahsiyet üzerinden, kimlik üzerinden bir değerlendirme yapmıyoruz. Türkiye’yi krizlerden çıkaracak ilkeler üzerinden hareket edilmesi gerektiğini söylüyoruz” dedi.
Pervin Buldan erken seçim, ittifaklar, cumhurbaşkanı adayı, HDP hakkında açılan kapatma davası, seçim güvenliği gibi gündemdeki konularla ilgili Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın sorularına yanıtları şöyle oldu:
İzmir’de Deniz Poyraz’ın öldürülmesinin ardından İstanbul Bahçelievler’deki büronuza da bir saldırı girişimi oldu. Bu saldırılar ne anlama geliyor, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok dikkat edilmesi gereken mesele şu: Deniz Poyraz’ın katledilmesiyle ilgili dava arifesinde böyle bir saldırıyla karşı karşıya kaldık. Aynı zamanda Roboski’nin 10’uncu yıldönümü. Kürtlerin tarihinde en acı olayların yaşandığı gün diye ifade etmek isterim. Açıkçası Deniz Poyraz’ın katledilmesi olayında sadece tetiği çeken kişinin tutuklu olması ve onun arkasındaki güçlerin hâlâ açığa çıkarılmamış olması bu tür cinayet ya da saldırıları tetikliyor. Bahçelievler ilçemize yapılan saldırının da Deniz Poyraz saldırısından çok bağımsız olmadığını, hatta aynı güçlerin aynı ekibin olduğu düşüncelerimizi paylaşmak isteriz. İktidarın elbette ki kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı dili bu tür saldırılara zemin hazırlıyor. Bu uzun süredir hem AKP’nin hem de küçük ortağı MHP’nin HDP’yi, çalışanlarını hedef gösteren açıklamalarının sonucudur. Hem Deniz’in katilinin arkasındaki güçlerin hem de bugünkü saldırının kimler tarafından organize edildiği, kimler tarafından bu saldırganın ilçemize gönderildiği açığa çıkarılmalıdır.
SAADET, Gelecek, DEVA, CHP turunu tamamladınız. Ziyaretlerinizin amacı neydi, hedeflediğiniz amaca ulaştınız mı?
Yaptığımız dört ziyaret de çok olumlu ve verimli geçti. Bütün görüşmelerimizde ekonomik kriz ve erken seçim meselesi üzerinde durduk. Herkes Türkiye’nin erken seçime gitmesi gerektiğini ve bu yönetimden kurtulması gerektiğini ifade ediyor. Biz de bu konuları detaylı olarak konuştuk. Bunun yanı sıra Türkiye’deki adaletsizlikler, seçim güvenliği konusu gibi başlıklar da masaya yatırıldı. Bunlarla ilgili neler düşündüğümüzü hem biz kendi cephemizden ifade ettik hem diğer partilerin genel başkanları da bu konudaki görüşlerini söylediler.
Meclis’e erken seçim önergesi verme öneriniz karşısında yaklaşımları ne oldu?
Bu konuyu parlamentoda muhalefet içerisinde çoğunluğu olan parti olduğu için ağırlıklı olarak CHP’yle istişare ettik. İYİ Parti’nin de görüşü önemli. Ancak bu konuyu CHP onlarla istişare edecek. Biz grup başkanvekillerimizi bu konuda görevlendirdik. HDP’den Meral Danış Beştaş CHP’den Özgür Özel görüşmede vardı. Uygun bir zamanda en azından bu önergeyi Meclis’e sunma konusunda bizleri, genel başkanları, eş başkanları bilgilendirecekler.
Meclis’e önerge sunulmasına sıcak bakıldı mı?
Evet evet.
İYİ Parti’ye bir ziyaret gerçekleştirmediniz, randevu da talep etmediniz.
Şu anda ona gerek duymuyoruz. İYİ Parti’yle görüşmeyi gündemimize almadık. Tabii şartlar, koşullar önümüzdeki zaman içerisinde ne olur bilemeyiz ama şu an için İYİ Parti’yle görüşme talebimiz yok. Böyle bir gündemimiz de yok.
Meclis açılınca, 4 Ocak’tan sonra erken seçim önergesiyle karşılaşabilir miyiz?
4 Ocak’tan sonra evet. Bu görüşmeler grup başkanvekilleri arasında devam edecek. Uygun bir zaman tespit edecekler ve bu önergeyi sunacaklar. Önerge Anayasa Komisyonu’na gidecek. Önergeler ayrı ayrı verilmişse birleştirilme ihtimali çok yüksek ama ortak verilmişse komisyondan geçip genel kurula gelme ihtimali var.
Meclis’in erken seçim kararı alması için 360 oy gerekiyor. Ne iktidar ne de muhalefet tek başına bu sayıyı yakalayamıyor. Bu durumda önergenizin geçebileceğini düşünüyor musunuz?
Toplum AKP iktidarının yönetim anlayışından rahatsız ve buna itiraz ediyor. Bizden beklenti doğrultusunda böylesi bir gündemi yaratmak ve erken seçimi her koşulda gündeme getirmek gibi bir sorumluluğumuzun olduğu bilinciyle bunu yapıyoruz. Evet çoğunluk iktidarda olduğu için reddedebilir ama biz AKP içerisinde erken seçimi isteyen, bu gidişattan rahatsız olan vicdanlı milletvekilleri olduğuna da inanıyoruz. Bu bir ihtimal. İlla ki olacak diye söylemiyorum. Açık oylama olursa hiç kimse kendini bu konuda deşifre etmek istemeyebilir ama kapalı oylama olursa eğer AKP’nin de içerisinden buna evet diyebilecek çok sayıda milletvekili olduğunu biliyoruz. Bu konuda muhalefet olarak üzerimize düşeni yapmak istiyoruz.
Bu görüşmelerin partiler arasında diyalog açısından da önemi var. Şimdi tüm partilerin HDP’ye koyduğu bir mesafe var. Yaptığınız görüşmelerle bu mesafe daraldı mı ya da var olan mesafeler kapanıyor mu?
Geçen seferki turumuzda ortak görüntü vermedik. Bu biraz da bizim talebimiz üzerine böyle gerçekleşti. Ama bu ziyarette ortak görüntüyü de amaçladık. Buna da ihtiyaç var. Evet seçmenimiz de, bize oy vermeyen insanlar da, sempatiyle bakan seçmenler de bizden artık bunu bekliyorlar ve sürekli dillendiriyorlar. Geçen seferki görüşmelerde ortak görüntü vermediğimiz için biz de, diğer partiler de çok eleştiri aldık. Bunu partilere elbette ki sorduk, danıştık. Onlar için de herhangi bir olumsuzluk olmadığı için bu görüşmeleri gerçekleştirdik.
Muhalefet partileri arasında sürekli bir diyalog var. Bundan sonra HDP de bu ziyaretleri sıkça yapacak. Çünkü HDP’nin de hitap ettiği çok sayıda seçmen var. Bu seçmen kitlesine biz de HDP olarak güven, umut vermek durumundayız. Ben bu ziyaretlerle birlikte o mesafenin biraz daha kısaldığını ya da azaldığını ifade edebilirim. Bundan sonraki ziyaretlerde Eş Genel Başkanlar ya da genel başkanlar düzeyinde olmasa bile, milletvekilleri ve komisyonlar arasında da görüşmeler devam edecek. Bir ihtiyaç olursa yine eş başkanlar genel başkanlar bir araya gelecek.
İYİ Parti’den randevu talep etmiyorsunuz, peki onlara bir çağrınız var mı?
Şu an gündemimizde İYİ Parti yok. Onu söyleyeyim sadece.
Bu görüşmeler beraberinde ittifak tartışmalarını getiriyor. Bu temaslar ittifaka evrilir mi, görüşmelerde konuşuldu mu?
Öncelikle bizim bir ittifak arayışımız yok. Milletvekili seçimleri açısından baraj sorunumuz yok. Bu görüşmeleri ittifak görüşmeleri çerçevesinde yapmıyoruz. Biz Türkiye’nin geleceği açısından muhalefet partileri olarak üzerimize düşen sorumluluk gereği bütün krizleri değerlendirmek üzere bu temasları gerçekleştiriyoruz. Bugün Türkiye’de çoklu bir krizden bahsediyoruz. Adalet, hukuk, siyaset, ekonomik, sosyal krizler. Yaşamın her alanında yaşanan krizleri istişare etmek üzere bu ziyaretleri başlattık. Bu krizlerden çıkmanın, Türkiye toplumuna rahat bir nefes aldıracak ortamı sağlamanın yolu, yöntemi nedir, bunları konuştuk. Kesinlikle bir ittifak arayışı içerisinde değiliz. Böyle bir şey de konuşulmadı.
Tutum belgenizde de ifade ettiniz. İttifak arayışınız yok ama ‘Cumhurbaşkanı adayını konuşmak isteriz’ dediniz. Peki bu görüşmeler bunun için de bir zemin olabilir mi?
Cumhurbaşkanlığı seçimi için elbette ki bir tutum belgemiz var. Bu tutum belgemizi açıkladığımız zaman zaten şunu söylemiştik. Tutum belgemizde ortaya koyduğumuz ilkeleri kabul edecek olan bir adayla tabi ki görüşür, müzakere ederiz. Ancak şu an itibariyle böyle bir şey zaten mevcut değil. Şahsiyet üzerinden, kimlik üzerinden bir değerlendirme yapmıyoruz. Türkiye’yi krizlerden çıkaracak ilkeler üzerinden hareket edilmesi gerektiğini söylüyoruz.
Muhalefette aday ismi yok ama aday tarifi var. Geçiş sürecini iyi yönetsin, yetkilerinden feragat edebilsin gibi… Sizin Cumhurbaşkanı adayında olmazsa olmazınız nedir?
Sadece tutum belgesi, ben öyle söyleyeyim. Tutum belgemiz açık ve net. On bir maddeden oluşan bir metin. Bunun içinde kadın, ekoloji, ekonomi, Kürt meselesi, hukuk, adalet konuları var. Her konuda görüşlerimiz ortada olduğu için başka bir kritere gerçekten gerek yok.
Tutum belgesini benimseyen adayla görüşür, müzakere ederiz diyorsunuz. Bu olmazsa kendi adayınızı mı çıkarırsınız?
Yetkili kurullarımız bütün seçenekleri mutlaka değerlendirir ve ona göre karar alır.
HDP’nin üçüncü bir yol, ittifak tartışması var. Demokrasi İttifakı diyorsunuz. Sol siyasi partilerle görüştünüz. Ama Sol Parti, TKP, EMEP ayrıca görüşmeler yapıyor. TİP ayrı ziyaretler gerçekleştiriyor. HDP burada nerede duruyor? Sizin yaptınız görüşmelerle üçüncü ittifak hedefi nedir?
Biz Cumhur İttifakı dışında bütün partilerle görüşüyoruz. İYİ Parti’yi de kenara koyarsak bütün partilerle konuşmalarımız, görüşmelerimiz var. HDP, ülkeyi yönetme iddiası ve hedefiyle seçimlere yaklaşmaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçimini ne kadar önemsiyorsak, tabi ki milletvekilliği seçimini de o kadar önemsiyoruz. TBMM’ye çok daha güçlü bir HDP’nin girmesini amaçlıyoruz. Yani, sandalyesi ve milletvekili sayısı fazla bir HDP’nin parlamentoda temsili o dönemki yasaların çıkması başta olmak üzere, birçok şeyi çok yakından ilgilendirecek ve etkileyecek. Biz o yüzden kapımızın herkese açık olduğunu söylüyoruz.
Biz bir çatı partisi gibiyiz. HDP içerisinde Ermeni var, Süryani var, Alevi var. Çok sayıda kadın var. Ama bunların dışında kalan farklı mezhepler, farklı inançlar, farklı topluluklar ve farklı kesimlere de kapımızı açık tutuyoruz. Mesele budur aslında. Milletvekilliği seçiminde, zamanı gelince bu siyasi partilerle tekrardan bir görüşme trafiği başlatacağız.
Siz hiç ‘kapatılma riski yok’ gibi konuşuyorsunuz ama hakkınızda bir parti kapatma davası var. Siz de hakkında siyasi yasak istenen kişiler listesindesiniz. Bu davanın sonucuyla ilgili bir öngörünüz var mı?
Şu anda rutin gidiyor. Çok ekstra bir şey olmazsa eğer, yedi sekiz ay daha sürer gibi görünüyor. Ama savcı biliyorsunuz esas hakkında mütalaasını hazırladı. Esas hakkında savunma ve sözlü savunma süreci var. Yaptığımız görüşmelerde de ifade ettik, Biz HDP’yi kapattırmamak için çalışıyoruz. Mesele sadece bir partiye yapılan bir haksızlık değil, Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir sorun olarak görüyoruz. Türkiye’nin demokrasisi açısından önemli olan bu meselede elbette ki muhalefet partilerinin de ortak tavrına ihtiyaç var.
HDP’yi kapattırmama yaklaşımı ile halk buluşmaları yaptık. Farklı kesimlere gittik. Şimdi yeniden halk buluşmaları, mitingler yapıyoruz. Biz savunmamızı, esas hakkındaki savunmamızı meydanlarda, mitinglerde halkımız ile birlikte yazacağız. Kocaeli, Diyarbakır, İstanbul’da mitinglerimiz olacak. Güçlü irade ile halkımıza olan inancımızla HDP’yi asla kapattırmayacağız. Milyonlara umut olan HDP fikriyatı engellenemeyecektir. HDP halkın kendisidir.
Kötü senaryo, “kapatma” gerçekleşirse hazır mısınız? Yedek partiniz var mı?
Elbette her senaryoya hazırız. B ve C planlarımız var. Türkiye halklarını asla seçeneksiz bırakmayacağız.
Bu arada kongreniz yaklaşıyor. Erteleme hakkınız da var ama yapacak mısınız?
Yoğunluktan ve genel gelişmelerden dolayı kongreyi şubatta yetiştiremiyoruz ama kısa zamanda hazırlıkları başlayacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ‘terörle iltisaklı çalışanlar olduğu’ gerekçesiyle başlatılan ‘özel teftiş’ tartışma konusu. Bu sürecin kayyım atamaya gidebileceği yorumları yapılıyor. Siz çok sayıda belediyesine kayyım atanmış bir siyasi partinin eş genel başkanısınız. İBB ile ilgili bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Asla doğru bulmuyoruz. İçişleri Bakanı’nın talimatı ile bir büyükşehir belediye başkanına tıpkı bize yaptıkları gibi bir kayyım atama fikrinin ya da hazırlığının asla bu ülkeye faydası olmaz, olamaz. Bizim onlarca belediyemize kayyım atandı. Bu ülkeye ne faydası oldu? Bugün kayyımların yaptığı usulsüzlükler, hırsızlıklar Sayıştay raporlarıyla da çok açık ve net ortada. Biz iktidarın özellikle HDP’li belediyelere kayyım atamasının amacını çok iyi biliyoruz. Kendi çıkarları için halka hizmeti durdurmak için, usulsüzlüklerine, hırsızlıklarına hırsızlık katmak için bizim belediyelerimizi kayyımla yönetmeye başladılar. Şimdi halkın büyük bir tepkisi ve öfkesi var. Bir dahaki seçimde yine biz kazanacağız. İstanbul gibi muhalefetin elindeki bir belediyeye kayyım atama fikri de bir o kadar yanlış ve tehlikelidir. Bu konularda çokça mustarip olan bir parti olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yapılanları kınıyoruz ve asla doğru bulmuyoruz. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor.
Seçime dair korku senaryoları konuşuluyor. Malum 7 Haziran-1 Kasım arasında yaşanan bir süreç var. Sizin çeşitli nedenlerle seçimlerin ertelenmesi gibi seçim sürecine dair endişeniz var mı?
Seçimin ertelenmesi asla mümkün olmaz. Bu ülke her türlü senaryo karşısında seçime gidecek. Halkın hakemliğine mutlaka başvurulacak. Çünkü buna büyük bir ihtiyaç var. Biz hatta bu yıl erken seçimin olacağını düşünüyoruz. Erken seçim çağrısını inanarak yapıyoruz. Çünkü yönetilemeyen bir Türkiye var. İktidarın bütün haksızlıkları, usulsüzlükleri, hileleri, her dönem yaptıklarını bu seçim döneminde yapmasına izin vermeyeceğiz. Diğer siyasi partilerle de seçim güvenliği konusunu çok detaylı konuştuk. Son yerel seçimlerde özellikle bizim belediyelerde kaybettirmek için bize oynanan oyunların bir dahaki seçimlerde yapılmaması için şimdiden önlemlerimizi aldık, çalışmasını yapıyoruz.
Seçim güvenliği konusunda diğer partilerle somut bir işbirliği yapılacak mı?
Evet. Milletvekillerinden, başkan yardımcılarından oluşan komisyonlar kurulacak. Komisyon bir araya gelerek çalışmaları takip edecek, hazırlıklar yapacak. Sadece bizim hazırlıklarımızla olmaz zaten. Seçime günler kala müşahit ve sandık görevlilerimize yönelik gözaltılar yapılabiliyor. Biz bütün bunlara karşı da önlemlerimizi şimdiden alıyoruz. Diğer partilerle bu durumu istişare ettik. Hiçbir şekilde seçimi kazanmak için oynayacakları oyunlara müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda çok umutluyuz.
Bu arada seçim barajının düşürülmesi gündemde. İktidar cephesinde “HDP’nin şişirilmiş, emanet oyları var. Baraj aşağı çekilirse o da gerçek oyuna döner” yorumları var. Baraj düşerse size etkisi ne olur?
Baraj sorunumuz yok oyumuz katlanarak artacaktır. Kaldı ki araştırma şirketleri zaten HDP’nin oyunu yüzde 15’in üzerinde tespit etmektedir. Temas ettiğimiz, dokunduğumuz her yerde insanların yaklaşımlarından, insanların bize olan sempatisinden de oyumuzun çok yüksek olduğunu görüyoruz. Bu sadece güçlü olduğumuz Diyarbakır’da Hakkâri’de değil, Türkiye’nin metropollerinde de böyle. Bu dönem Karadeniz’de de bu böyle. Örneğin sel felaketinde Karadeniz’e giden heyetimiz, gerçekten çok büyük bir ilgiyle karşılandı. HDP büyüyen umuttur.
Sizce seçim barajının aşağı çekilmesinin amacı nedir?
MHP’nin, küçük ortağın baraj sorunu var. Diyelim ki ilerde Cumhur İttifakı bozuldu; AKP’nin MHP’ye diyet borcu olarak seçim barajı düşüyor. Ama yüzde 7 bile MHP’yi kurtarmayacak. MHP bugün yüzde 7’nin de altında.
MHP, HDP’nin varlığını ‘beka sorunu’ olarak görüyor, kapatılması yönünde açık çağrılar yapıyor. Bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’deki siyasi partiler içerisinde ülkeyi bu hale getiren, sürekli krizlere sürükleyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Asıl kapanması gereken; bu iktidarın yolsuzluk düzenidir. Küçük ortağın bu ülkedeki yoksulluğa, sefalete, ekonomik krize dair ağzından bu güne kadar bir şey çıktığını kimse görmedi. Tek dertleri HDP’nin varlığı, HDP’nin siyaseti, HDP’nin Türkiye toplumuna umut olması, cesaret vermesidir. HDP olmasa iktidar ortakları ne konuşacak onu da merak ediyoruz.
Bu arada CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” çağrısı oldu. Roboski anmasına heyet göndererek orada bulunan ailelerle telefonda görüştü. Helalleşme çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bugün Türkiye’deki adaletsizliklerle ilgili bütün siyasi partilerin duyarlı olması bizim açımızdan önemli. Sayın Kılıçdaroğlu Emine Şenyaşar’ı da ziyaret etti. Herkes kendi cephesinden farklı değerlendirebilir ama CHP açısından bunu yapmaları kıymetli ve anlamlıdır. Helalleşmenin devamının mutlaka olması gerekiyor. Hakikatle yüzleşme ve adaletin sağlanması Türkiye’nin en temel ihtiyacıdır. Ortak gelecek ancak böyle kurulabilir. Sadece bu meselelerde değil, cezaevlerinde çok sayıda siyasetçi var. Bunun yanında HDP’ye kapatma davası var, Kobane davası var. Biz bütün bu zor süreçleri hep mücadele ederek aştık. Bu zorlu dönemi de mücadeleyle aşabileceğimizi düşünüyoruz.
Bu arada Aysel Tuğluk’un sağlık durumuyla ilgili gelişmeleri izliyoruz. Tuğluk’un eski Meclis üyesi olması dolayısıyla Meclis Başkanı ya da Adalet Bakanı nezdinde girişimleriniz olacak mı?
Oluyor… Aysel Hanımla ilgili her türlü çabayı sarf ederiz. CHP ve DEVA görüşmelerinde de ifade ettik. Aysel Hanım bu ülkede siyaset yapmış, milletvekilliği yapmış, genel başkanlık yapmış bir arkadaşımız. Gerçekten durumu çok kötü. Aysel Hanım’ın cezasının ertelenmesi durumunda dışarda olmasının ne bize bir faydası var ne de iktidara bir zararı var. Dışarı çıktığında ne siyaset yapacak ne de konuşabilecek durumda. Dolayısıyla Aysel Hanımın bir an önce cezasının ertelenmesi gerekiyor. Bu konuda iyi bir kamuoyu oluştu ama siyasi partilerin de Aysel Hanım için bir söz kurması bizce çok kıymetli olur.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu konuda bir değerlendirmesi oldu mu?
Aysel Hanım’ın sağlık durumunu ve gelişmeleri sordu, konunun takipçisi olacağını söyledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***