İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde faaliyet gösteren ACM Holding’in sahibi olduğu ve bir dönem Başbakanlık tarafından kullanılan ATA uçağıyla 4 Ağustos 2021’de Brezilya’dan Belçika’nın başkenti Brüksel’e 1,3 ton uyuşturucu madde taşınmak istenmişti. Brezilya polisinin düzenlediği operasyonla uçağa içindeki uyuşturucularla birlikte el konulmuştu. Uçağı kiraladığı belirtilen İspanyol Gonzales Valdez, tutuklu bulunduğu Brezilya’da cezaevinde kanser hastalığından yaşamını yitirmişti.
Uçağın pilotu Veli D., Brezilya’da yaklaşık beş ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilmiş ve döndüğü Türkiye’de tutuklanmıştı.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, soruşturma kapsamında uçağın sahibi olan ACM Holding’in patronu Şeyhmus Özkan’ın arasında bulunduğu 7 kişi gözaltına alınmıştı. Uçağı, İspanyol Valdez’e 160 bin Euro karşılığında kiraladığı belirlenen Özkan, uyuşturucu madde ticareti yapma veya yer sağlama iddiasıyla tutuklama istemiyle sevk edildi, nöbetçi hakimlik tarafından adli kontrol kararıyla 30 Aralık’ta serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten savcılık, bu karara itiraz etti.
“HERKES UÇAĞI KİRALAYABİLİR”
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın aktardığına göre yeniden gözaltına alınan Şeyhmus Özkan, 31 Aralık’ta Küçükçekmece 2’nci Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarıldı. Buradaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Özkan, 33 yıllık bir firma olduklarını, yılda 25 bin uçuşu opere ettiklerini kaydetti. Hava taksiyi herkese kiraya verdiklerini ifade ederek kendisini şöyle savundu:
“Kim isterse uçağı kiralayabilir. Herkes bu uçağı kiralayabilir. Brezilya’da yaşanmış olay. Ben bu şirketin yönetim kurulu başkanı olarak ne yakınında ne de uzağında yokum. Basında çıkan haberler uçağın devlet uçağı olmasından dolayı, pilotumuz Brezilya’da beraat etmiştir. Ancak Türkiye’ye geldiğinde gözaltına alınıp tutuklanmıştır. 120 gün Latin Amerika cezaevlerinde kötü şartlarda kaldığından dolayı psikolojisi bozulmuştur. Bu sebepten dolayı sağlıklı ifade verememiştir.”
Suç yerinin Brezilya olduğunu kaydeden Özkan, Türkiye’de beş ay sonra gözaltına alındıklarını anımsattı. Tüm yöneticilerinin önemli bir eğitim düzeyinde kişiler olduklarını, hiçbirinin adliyelik işinin olmadığını ifade eden Özkan, şunları ifade etti: “Ben ve personelimin bu olayla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Bu süre içerisinde imkânlarım olmasına rağmen yurt dışına kaçmadım, kaçma teşebbüsüm olmadı. Yurt dışına çıkmıştım ama geri geldim. Büyük bir holding yönetiyorum. Yüzlerce çalışanımız var.
Bu olay bizi hem madden hem de manen yaralamıştır. Dün de basında çıkan asılsız haberler yüzünden mahalle baskısı olduğunu düşündüğüm bir duruma uğradığımı düşünüyorum. Suçlamalar asılsızdır, serbest bırakılmamı talep ediyorum.”
İfadenin ardından nöbetçi hâkim, Özkan’ın tutuklanmasına karar verdi. Kararda, ‘kuvveli suç şüphesinin varlığını gösteren deliller, A.B.B. adlı kişinin ifadesi, yakalanan uyuşturucu maddenin miktarı ve delillerin tam olarak toplanmaması ve şüphelinin kaçma ihtimalinin bulunması’ gibi nedenler tutuklama gerekçesi olarak kayda geçti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***