HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Açıklanan “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat” uygulaması ile nasıl bir soygun yapıldığı daha bir gün geçmeden ortaya çıktı. Yapılanları bir şekilde itiraf eden ise Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati oldu. 20 Aralık “Keriz Silkeleme Bayramı” şimdiden kutlu olsun.
Ülkenin sorumluluğunu üstlenen yöneticinin, para gibi elde edilebilen hemen her şeyin belirleyicisi olan bir araç konusunda hassas olması beklenir. Her kelimesini ölçer, biçer sonra konuşur.
Olması gereken böyle. Ülkesine hizmet ettiği bilinen bütün liderler benzer yolu takip ederler.
Bizde durum biraz farklı. Çok gerilere gitmeye gerek yok. Örnekleri bu yıldan vereceğim. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2 Haziran’da TRT ekranlarına çıkıp “Enflasyon sonuç, faiz sebep” dedikten sonra, “Merkez Bankası başkanımla görüştüm. Faizleri düşürmemiz şart, faiz yükünü düşürmemiz lazım” diye konuştu.
Aynı gece dolar 8,46’dan 8,97’ye tırmandı. O zamanlar bu gelişme ekonomi ekranlarına, “tüm zamanların en yüksek düzeyi” notu ile yansıdı. Bu rakamları mumla arayacağımızı nereden bilirdik.
Bu bir gecede yaşanan 51 kuruşluk zıplamanın tesadüf olmadığını o gün TR724’te 2 Haziran’da “Birileri yine döviz bozduracak anlaşılan” başlığı ile sizlerle paylaşmıştım.
İki gün sonra kurlar bir miktar inmiş ve zirveden satanlar için yeni alım fırsatı sunulmuştu. Bunun deneme uygulaması olduğunu fark edemedik. Eskiler “turpun büyüğü heybede” derlerdi, bunu yaşayarak gördük.
Aslında “fark edemedik” demek yeri geldiğinde uyarılar yapanlara haksızlık olur. Çünkü bu tür uyarıları yapanlar az değil.
Ekonomik fantezilerini kamuoyu ile paylaştığında doların fırladığını gören bir lider bu konuda konuşurken pervasız davranıyorsa mutlaka bir sebebi olmalı. Erdoğan, son bahardan itibaren konuştukça dolar arttı. Arttıkça daha sık konuşmaya başladı.
BAKAN NEBATİ, KURULAN KUMPASI BU SÖZLERLE İTİRAF ETTİ
Sonunda 17 Kasım’dan itibaren dolar dizginlerini koparıp yol aldı. Ülke ekonomisi can çekişmeye başlarken Merkez Bankası’ndaki 128 milyar doları arka kapı uygulaması ile iç edenlerin yeni planları tıkır tıkır işledi.
Topluma nasıl tuzak kurulduğunu Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, dün akşam katıldığı NTV’deki programda dolaylı şekilde itiraf etti.
Nureddin Nebati diyor ki, doların 18’e çıkmasına göz yumduk. Küçük tasarruf sahipleri 16,17’den dolar alınca,bir gece enselerine bindik ellerineki dolarları alıp daha önceden haber verdiğimiz yandaş zenginlerimize verdik! pic.twitter.com/7OniUtCLjV
— FEYZI ISBASARAN (@fyzisbsrn) December 23, 2021
Nebati özetle şöyle dedi: “15 liradan, 16 liradan, 17 liradan dolar alanlar büyük finansörler değil. Büyük finansörler, bu işin bir şekilde döneceğini bilir. Ama çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar. Şimdi kara kara düşünüyorlar.”
Nebati’nin demek istediği aslında şu: “Doların 18 TL’ye tırmanmasına bilerek göz yumduk. Zaten para sahipleri bunun nereye varacağını bilir. Küçük tasarruf sahipleri 16’dan, 17’den dolar alınca, biz de darbeyi indirdik. Ellerindeki dolarları almanın yolunu uygulamaya koyduk. Onlardan alıp daha önceden haber verdiğimiz yandaş zenginlerimize aktardık.”
Anlayacağınız, devlet mekanizmasıyla vatandaşa nasıl tuzak kuruyorlar, bunu da övünerek anlatıyorlar…
İYİ ŞEYLER İÇİN ÖRNEK GÖSTERİLEN TÜRKİYE, ŞİMDİ KÖTÜYE ÖRNEK ANLATILIYOR
Geçtiğimiz hafta Rusya Merkez Bankası, faizi 100 baz puan artırdı. Bu yıl içinde toplam 425 baz puan artırarak politika faizini 8,50’ye çıkarmış oldu. Rusya’da bu artış reel sektör temsilcilerinin tepkileriyle karşılaşınca Devlet Başkanı Vladimir Putin, halkın karşısına çıktı.
Putin, toplumu yapılan faiz artışına ikna etmek için “Yapmasaydık sonumuz Türkiye gibi olurdu” dedi:
“Tabii ki Merkez Bankası’nı azarlayabilirsiniz. Reel sektör faiz artışını sevmiyor ama bunu yapmazsak sonumuz Türkiye gibi olabilir. MB politikaları bağımsızdır, size garip gelebilir ama ben müdahale etmiyorum.”
❝Tabii ki Merkez Bankası’nı azarlayabilirsiniz. Reel sektör faiz artışını sevmiyor ama bunu yapmazsak sonumuz Türkiye gibi olabilir. MB politikaları bağımsızdır, size garip gelebilir ama ben müdahale etmiyorum❞
Putin, Merkez Bankası kararlarına yönelik eleştirileri yanıtladı
— euronews Türkçe (@euronews_tr) December 23, 2021
Türkiye’yi dünyanın parlayan yıldızı, Avrupa Birliği’ne girme yolunda ilerleyen konumundan çıkarıp bu noktaya getirenler kendi ve yandaşlarını zengin etmeyi sürdürüyorlar. Hem de dünden daha hızlı bir şekilde.
Fakirin çalmasını bilmediği için fakir kaldığı sözünü “elhak doğrudur” diye onaylayanların İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminde iken kurdukları “havuz” artık göl değil deniz büyüklüğüne ulaştı.
Doların dolu dizgin 18 TL’ye yol alması için önünü açıp “gel gel” yapanlar, bu seviyeden dolarlarını bozdurup, bankalardaki emanet paralarla satış yapıp dövizi aşağı çektiler. Sonra da indiği yerden yeniden alım yoluna gittiler.
Olan ise Nebati’nin ifadesine göre 18 TL’den dolar alan küçük tasarruf sahiplerine oldu. Borsada bir hisseye yüklenip yukarı çıkarma, sonra da onu en üst seviyeden satıp kâra geçmeye “keriz silkeleme” diyorlar.
Bundan sonra bu tarihi vurgunu yapanların, 20 Aralık’ı “Keriz Silkeleme Bayramı” olarak kutlayacakları muhakkak.
AYAKKABI KUTULARINDA ÇALMAKTAN YENİ TEKNOLOJİYE GEÇTİLER
Eskiden ayakkabı kutularında çalarlardı. Şimdi hem teknoloji değişti, hem çalma deneyimleri arttı. Artık ellerinde yeni ve daha büyük götürebilecek enstrümanlar var.
Dünyanın ekonomide bilgi kaynağı olarak bilinen Reuters, 21 Aralık itibariyle Türkiye Merkez Bankası’nın swap dahil net rezervlerinin 17 Aralık tarihine göre, 9 milyar dolar azalarak 12,16 milyar dolara gerilediğini duyurdu.
Oynadıkları oyunun sürmesi için şimdi şirketlere şantaj yaptıkları konuşuluyor. Prof. İbrahim Öztürk, bunun Merkez Bankası kullanılarak nasıl yapıldığını, kendisine ulaşan bir belge ile ortaya koydu. Eximbank’ın şirketleri arayıp döviz bozdurmaya zorladıkları anlaşılıyor.
Ekonomist Turhan Bozkurt ise Halkbank’ın tüketici kredisi kullananlara imzalattığı taahhütname örneğini paylaştı. Halkbank, müşterilerine aldığı kredi ile döviz ve altın almayacaklarına dair imza attırıyor.
Döviz işlemlerine kimlik gösterme mecburiyeti olduğu için döviz alıp almadığı kolayca belirlenebilecek. Dahası bu yola başvuranlara hukuki işlem yapılacak.
Bunun adı şantaj ve tehditle kur düşürme operasyonu.
Kazananlar başka tarafta, oynayanlar öbür tarafta. Dün döviz yükselirken “Doların yükselmesinden bize ne. Bakkaldan dolarla mı alıyoruz?” diyenler, dolar 18 TL’den 12 TL’ye düştü diye halay çekiyorlar. Doların 8 TL’den 12 TL’ye çıkmış olduğunu düşünmeden hem de…
Nas Vegas’ta son durumu paylaşıp bugün noktayı koyalım.
Birilerinin aklına uyup 14 TL’den bozduranlar, çok geçmeden 11 TL’ye düştüğünü gördü. Şimdi 3 TL zararı sineye çekip ben vaz geçtim dese kur farkı da faiz de alamayacak.
Küçük tasarruf sahipleri, hiç böyle “keriz silkelemesi” görmedi.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***