2021 yılının son gününde Avrupa Birliği’nin komşuları ve birlik üyesi ülkelerle yaşadığı sorunları 4 başlıkta topladık. Covid-19’un etkisini artırarak sürdürdüğü 2021’de Çin’den İngiltere’ye, Macaristan’dan Polonya’ya kadar birçok ülke ile Brüksel arasındaki gerginlik kriz noktasına yaklaştı.
İşte dört başlıkta Avrupa Birliği’nin 2021 bilançosu.
Brexit bitti; sorunlar bitmedi
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasının üzerinden iki, geçiş döneminin sonlanmasının üzerinden ise bir yıl geçmesine rağmen Londra ile Brüksel arasındaki ilişkiler eski haline kavuşamadı.
Yılın ilk günleri Britanya anakarasından Kuzey İrlanda’ya giren bazı mallarda yeni bürokratik işlemlerle başladı.
Londra’nın Brexit’in bir parçası olarak imzaladığı Kuzey İrlanda Protokolü’ne göre İngiltere’nin bir parçası olan Kuzey İrlanda Avrupa Birliği’nin ortak pazarında kalmayı sürdürdü. Bu sebeple de İngiltere’den Kuzey İrlanda’ya giren mallar üzerinde AB gümrük kontrollerinin uygulanmasına başlandı.
Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasında bir sınır oluşmasının engellenmesi amacıyla Brexit kapsamında İrlanda Denizi’nde fiili bir sınır oluşturuldu.
Protokole imza koymasına rağmen Londra duruma tepki göstererek anlaşmanın işletmelere fazladan evrak yükü getirdiğini iddia ediyor.
Bu sebeple protokolü İngiltere yeniden müzakere etmek istese de Brüksel 2021’de bunu reddetti. Sorun 2022’ye taşındı.
Çin ile insan hakları krizi
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin ile olan ilişkiler iki taraf arasındaki sıkı ekonomik bağlara rağmen insan hakları konusunda 2021’de kötü bir süreçten geçti.
Mart ayında AB, Çin’in Sincan bölgesindeki Uygurlara yönelik insan hakları ihlallerini öne sürerek Çinli yetkililere yaptırım uyguladı. Pekin’den ise misilleme gecikmedi. Çin, Avrupa Parlamentosu üyeleri de dahil olmak üzere 10 kişiyi kara listeye aldı.
Buna paralel olarak Pekin’in denizaşırı inşaat projesine karşı Brüksel kasım ayında Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki altyapı inşaatlarını desteklemek için 300 milyar euroluk bir mali yardım paketini açıkladı.
AB-Macaristan LGBT hakları konusunda çatıştı
Viktor Orban başbakanlığındaki iktidardaki aşırı sağcı hükümet ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler LGBTQ+ hakları konusunda 2021’de de gerginliğini korudu. Macar Parlamentosu haziranda okullarda LGBTQ+ konusu ile ilintili bilgilerin ders kitaplarından çıkarılmasını oylayarak kabul etti. Orban, yasanın amacının pedofili ile mücadele ve çocukları korumak olduğunu iddia etti.
Haziran’daki AB Zİrvesi’nde gündeme gelen konu sonrasında Avrupalı liderler LGBT topluluğuna desteklerini belirten bir mektup imzaladı.
Fakat Macar Başbakan yasayı geri çekmezken, konuyla ilgili bir referandum düzenleneceğini ve son kararı Macar halkının vereceğini söyledi.
Polonya Avrupa Birliği’nin “temel prensiplerini” sorgulattı
2021 Polonya Varşova ile Brüksel arasında derin fikir ayrılıklarının yaşandığı bir yıl oldu. Anlaşmazlıkların temel başlıklarını demokratik değerler, yargı bağımsızlığı ve LGBT sorunları oluşturdu.
Ekim ayında ise Polonya Anayasa Mahkemesi’nin bazı durumlarda AB mevzuatının Polonya hukuku üzerinde üstünlüğü olmadığına karar vermesi ise ilişkilerin daha da kötüleşmesine yol açtı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Bu karar Avrupa Birliği’nin temellerini sorguluyor” dedi.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ise verdiği yanıtta, “Anayasa Mahkemesi’nin tüm bağımsızlık kriterlerini yerine getirmekle kalmayıp, anayasayı koruyan ve Polonya Cumhuriyeti’nin en yüksek yasası olarak kalmasını sağlayan bir yüksek mahkeme olduğunu” söyledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***