AKP Grup Başkan Vekili Sayın Mustafa Elitaş’ın beyanıdır, AKP bu hafta Meclis’e “Dövize endeksli TL Mevduat” sisteminin yasal dayanağını getirecek.
Başka türlüsü mümkün değil zira Hazine’den vergi kaynağı kullanılacak; bu amaca yönelik Merkez Bankası kullanılırsa da enflasyon bugünden tahmin edemeyeceğimiz oranlara çıkabilir.
Belki bir hafta daha gecikebilir, konu çok çetrefil, hatta Anayasaya aykırı bir düzenleme gelecek ama o kadar, çünkü daha fazla bir gecikme Türkiye’nin maalesef verdiği kabile devleti görüntüsünün teyididir.
Bu düzenleme olmaz ise, yasal olarak, “Dövize endeksli TL mevduatı getirisi” sistemi ya da daha doğru ifadesiyle örtülü faiz artırımı sistemi havada kalacak çünkü Hazine ya da Merkez Bankası’ndan bankalarda üç aydan fazla vade ile tasarrufu olanlara vergi kaynağı aktarılacak, bu da Anayasaya aykırı olsa da ŞİMDİLİK GEÇERLİ OLACAK bir yasal düzenleme gerektiriyor.
Gelecek bu yasal düzenlemenin Anayasaya (Madde 73, Madde 2-hukuk devleti), kamu maliyesinin temel kanunu olan 5018 sayılı kanunun emrettiği evrensel bütçe ilkelerine (Madde 13) aykırı olup olmadığına Anayasa Mahkemesi karar verecek.
Aklıma takılan deli sorular da bu aşamada aklıma üşüşüyor.
20 Aralık gecesi yasal düzenleme olmaksızın yapılan bir açıklama ile 18 TL’yi geçen ABD doları 11 TL’ye düştü çünkü ortada çok büyük bir örtük faiz artışı vardı, daha da önemlisi sahada kamu bankaları deli gibi döviz sürdüler piyasalara, keşke takıntılı kişiler dinlenmeksizin (Merkez Bankası kanuni bağımsızlığı) faiz artışı ile bu sorun bir ölçüde olağan biçimde çözülse idi ve böylece sağ kulağımızı soldan göstermemiş olsa idik.
Neyse olan oldu, bundan sonra yapılacak yasal düzenlemeyi, bu düzenlemenin CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşınmasını ve nihai olarak da Anayasa Mahkemesi’nin bu başvuru üzerine kararını bekleyeceğiz.
Zurnanın zırt dediği yer de burası.
Kulağımıza kadar gelen söylentiler bu amaca yönelik olarak yani bankalarda, kamu ya da özel, üç aydan fazla vadeli tasarrufu olanların cebine nakit para değil ama nihai olarak aynı sonuçları verecek devlet iç borçlanma senetleri konacağı.
Başka bir ifade ile döndük 2001 senesine.
Yapılacak yasal düzenleme Anayasanın 73. Maddesi’ne aykırı olacak, bu iki kere iki dört.
Vergi gelirleri ile kamu hizmeti niteliği taşımayan bir gideri finanse edemezsiniz, Anayasa Mahkemesi bu yönde bir düzenlemeye onay üretirse ülkedeki tüm maliye öğretim üyelerinin diplomalarını, doktoralarını, doçentlik, profesörlük belgelerini Anayasa Mahkemesi binasının önüne atıp gitmeleri gerekebilir çünkü bir daha öğrencilere sınıfta kamu malı tanımı, vergi tanımı yapamazlar.
Anayasa Mahkemesi bir ihlal kararı alırsa bu kararın piyasalarda kurların yukarı yönde hareketlenmesine neden olacağına kuşku yoktur.
Ancak, bu sonucun Anayasa Mahkemesi üyelerini etkilememesi gerekir, görevleri, yeminleri hukukun evrensel ilkelerine, Anayasaya uygun kararlar üretmeleri doğrultusundadır.
Zaten, hukuka, Anayasaya uygun bir karar şayet piyasalarda olumsuz bir sonuç üretiyorsa burada sorun Anayasa Mahkemesi’nin hukuka uygun kararında değil, birilerinin faiz takıntıları yüzünden böyle anlamsız yasal düzenlemeler yapmaları olacaktır.
İktidar dövize endeksli mevduat getirisine ilişkin bir yasal düzenleme yapmak zorunda.
Etrafta birileri, hatta yakınlarından birileri bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nden dönme ihtimalinin çok yüksek olacağını hatırlatırlarsa sorumlulara, belki Hazine dışında bir yol aramaya da başvurabilirler ama bu da çok zor.
Yapacakları şey belki Anayasa Mahkemesi’ni baskı almaya kadar gidebilir, yabancısı olmadıkları bir şey, küçük ortak Anayasa Mahkemesi’ni kapatma yönünde yeni bir uyarı atabilir ortaya.
Ama, işin daha vahim yönü, Anayasa Mahkemesi’nin kararı uzun süre bekletmesi ya da tam bir oportünite kararı üretmesidir.
Bu yasal düzenleme gelirse, CHP herhalde Anayasa Mahkemesi’ne gider, Mahkemenin kararını büyük bir merakla bekleyeceğim.
73. madde orada dururken bu tür bir düzenlemeye (faizler için Hazine kaynağı kullanımı) onay vermek hukuk devletinin tabutuna çakılan son çivi olabilir.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***