1 yılı aşkın süresidir her Cuma, Fransa’nın Strasbourg (Strazburg) şehrinde bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde toplanarak Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çeken Koşulsuz Adalet Hareketi aktivistleri bugün 55. kez bir araya geldi.
17/25 Aralık, yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının 8. yılı olması nedeniyle hukuksuzca tutuklanan emniyet mensuplarının yaşadıkları hak ihlalleri dile getirildi.
NE OLMUŞTU?
17 Aralık 2013 tarihinde, dönemin hükümet mensuplarıyla üst düzey bürokratların isimlerinin karıştığı yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda, ayakkabı kutularına saklanmış dolarlar, para sayma makinaları, belge ve görüntüler ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, oğlu Bilal’e “paraları sıfırlayın” dediği ses kayıtları ortaya çıktı.
Bu olaydan 6 ay sonra (Haziran) Sulh Ceza Hakimlikleri kurularak buraya AKP’ye yakınlığı ile bilinen isimler atandı ve ayrıca Yargıtay’ın tüm kadrosu da hükümet yanlısı kişiler ile değiştirildi.
Adalet ve yargı sistemine kendi kuralları doğrultusunda yön veren Erdoğan, Temmuz ayına gelindiğinde, tüm yolsuzlukları ortaya çıkan emniyet mensuplarına operasyon düzenlenmesi emrini verdi ve 22 Temmuz’da düzenlenen gece yarısı operasyonu ile aralarında üst düzey emniyet görevlilerinin de bulunduğu 100 kişi tutuklandı.
‘SADECE POLİSLER DEĞİL 14 YAŞINDAKİ OĞLUM VE 4 ÇOCUĞUM GÖZALTINA ALINDI’
Bu hukuksuzluk sisteminin 8 yıldır devam ettiğini belirten Aktivistler bugünkü adalet nöbetlerinde bir kere daha hukuk talebinde bulunarak, hiç bir somut delil sunulmadan tutuklanan kişilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Bugün AİHM önündeki adalet nöbetine katılanlar arasında, gece yarısı operasyonu ile tutuklanan emniyet müdürü Anadolu Atayün’ün eşi Birsen Atayün de yer aldı.
Eşinin 7 yıldır tutuklu olduğunu söyleyen Birsen Atayün, “Türkiye Cumhuriyeti hukukunun çerçevesinden çıkmadan, savcının emri ve mahkeme kararı ile hareket eden, operasyonları da bu doğrultuda gerçekleştiren ve ardından özgürlükleri ellerinden alınan polisler bugün tutuklu değil esirdirler” diye konuştu.
Atayün, “8 yıldır temel insan hakları teslim edilmeyen ve adil yargılanma haklarından mahrum olan bu soruşturmalarda görev almış polisler zorla alıkonulmaktadırlar.
Ayrıca sadece polisler değil, polislerin eşleri ve çocukları da haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan sebeplerle hapse atılmışlardır. Bu hukuksuzlara maruz kalan binlerce aileden biri olarak ben ve 14 yaşındaki oğlum dahil 4 çocuğum da göz altına alındık ve tutulandık” diye de ekledi.
Muhalefet parti liderlerine seslenen Atayün, “Bugün 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının 8. Yılı. 17 Aralık’ın ilk yıl dönümünde Milliyetçi Hareket Partisi liderleri Sayın Bahçeli 17/25’i yolsuzluk ve hırsızlık haftası ilan etmiş, Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener’de bunu desteklenmişti. Fakat bu konuda herhangi bir hukuki girişim yapılmadı. Madem bunların gerçek olduğunu kabul ediyorsunuz o halde bu yolsuzlukları ortaya çıkaran polisler neden hala hapishanelerde tutsaklar?” diye sordu.
Koşulsuz Adalet Hareketi aktivisti Hukukçu Akademisyen Huzeyfe İnci ise, “Koşulsuz adalet hareketi olarak Avrupa insan hakları mahkemesi önündeki 55. Nöbetimizdeyiz. Bu hafta adil yargılanma ilkesi hiçe sayılarak yapılan yargılamalar sonucunda cezaevinde tutsak edilen mağdurlar için toplandık” dedi.
Bugün 17/25 yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun 8.yıl dönümü olduğunu hatırlatan İnci, “2014 yılında kurulan Sulh ceza mahkemeleri, bir çok adil yargılanma ilkesini ihlal etmiştir. Bu mahkemelerin verdiği kararlardan mağdur olanlardan biri de hiç şüphesiz 17/25 yolsuzluk operasyonunda görev almış polislerdir. Tamamen hukuka uygun şekilde savcının emri ile görevlerini yapmış olan polislerin adil yargılanma ilkesi hiçe sayılmış ve sadece kendileri değil aileleri de hukuksuz yargılamalara maruz bırakılmış ve mağdur edilmiştir” açıklamalarında bulundu.
Serbest Görüş:
BASKILAR DEVAM EDİYOR
Öte yandan emniyet mensuplarının ailelerine ve avukatlarına uygulanan baskı aradan geçen 8 yıla rağmen hâlâ devam ediyor.
Tutuklu polislerin avukatlarından biri olan Sümeyra Bulduk, müvekkilleri ile gerçekleştirdiği cezaevi görüşü sonrasında keyfi olarak arama yapılmasına müsaade etmediği için avukat kimliğine el konularak 3 saat cezaevinde alıkonulduğunu ve polis eşliğinde çıplak aramaya maruz kaldığını bu konuda yapmış olduğu suç duyurusu hakkında da savcılığın “Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığı” kararı verdiğini kişisel Twitter hesabından açıklamıştı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***