Yeni Şafak yazarı ilahiyatçı Prof. Hayrettin Karaman, Türkiye’de yoksulluk ve işsizliğin sorumlusunun geniş aile ve sivil toplum olduğunu, ‘onlar maksadı hasıl etmeyince devletin devreye’ girmesi gerektiğini öne sürdü.
Karaman, Sıra devlete gelmiş de devlet bunu ihmal etmiş ise onu tenkit etmek… her Müslümanın vazifesidir. Lakin devlete sıra gelmeden vazifelerini ihmal eden diğer kaynakları da aynı şekilde eleştirmek ve uyarmak vazifedir. Yalnız devleti ve iktidarı suçlayanların bir kısmının maksadı üzüm yemek değildir.’ ifadelerini kullandı.
Hayrettin Karaman şunları yazdı:
Sosyal medyada ve diğer yayın araçlarında yoğun olarak ekonomik krizden, yoksulluk ve işsizlikten söz/şikâyet ediliyor. Tabii muhalefet iktidarı suçluyor, kendileri iktidar olduklarında diğer problemler yanında bu üç problemi de yağdan kıl çeker gibi çözeceklerini söylüyorlar.
…
Genel kural şudur: Fazlası olan, ihtiyacı olana verecek; herkes eşit derecede yoksul veya zengin olmayacak, ama zenginlerin yanında temel ihtiyaçlarını karşılayamamış bir yoksul kalmayacak.
Bu amacı gerçekleştirmek için öngörülmüş kaynaklar geniş aile, sivil toplum ve devlettir.
Geniş aile içinde sıra kendine geldiğinde zengin (fazlası) olan, olmayana verecek (mecburi nafaka).
…
Bunlar maksadı hâsıl etmeyince devlet devreye girecek ve bütçesi yettiği kadar yoksulluk problemini çözecektir (mecburi). Çözümden maksadımız, temel ihtiyaçların sağlanmasıdır.
Sıra devlete gelmiş de devlet bunu ihmal etmiş ise onu tenkit etmek, uyarmak, istenmeyen sonuçlarından haberdar etmek aklı, dili, kalemi eren her Müslümanın vazifesidir. Lakin devlete sıra gelmeden vazifelerini ihmal eden diğer kaynakları da aynı şekilde eleştirmek ve uyarmak vazifedir. Yalnız devleti ve iktidarı suçlayanların bir kısmının maksadı üzüm yemek değildir.
İşsizlik konusuna gelelim:
…
Bir yandan yoksullara, bir yandan işsizlere devlet yardımı bütçeyi zorlar, geliri arttırmak için vergi kaynağına müracaat ekonomiyi bozar, aşırı ve dengesiz verginin herkese ve kesime zararı olur. Bir şekilde karşılığı bulunmayan para basmanın zararı ise herkese malumdur.
Çare devletin ve sivil toplumun her şeye rağmen ülkede aç ve açık bir kimse kalmayıncaya kadar, neye mal olursa olsun vazifelerini yapmalarıdır; çünkü bunu ihmal etmenin maliyetine denk bir maliyet yoktur.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***